Irkı doğru anlamak
Allah insanları sanat ve hikmetinin gereği ayrı ayrı
yaratmıştır. Her insanın diğer insanlardan mutlaka farklılığı vardır.İnsanların
siması,ses tonu.kabiliyeti ve parmak izleri farklıdır..
Geceleyin meydana gelen ve mahkemelere intikal eden bazı
olaylarda hakim sorardı, gece karanlıktı bu adamı nasıl teşhis ettin, onu
görebildin mi? Verilen cevap gayet mantıklıydı, hakim bey onu şahsen göremedim,
yüz şeklini teşhis edemedim amma bu adamı sesinden tanıdım, diyerek cevap
verenler olurdu. Çünkü sesinden tanıdığımız biri arkamızdan bize seslense ve
biz onu görmesek bile kim olduğunu anlarız.
Evet şu anda yaşayan sekiz milyar kadar insanın otuz
santimetre karelik bir alanda, sekiz milyar ayrı bir yüzü, ayrı sesi, ayrı
parmak izi bulunmaktadır. Bizden evvelkilere benzemediğimiz gibi, bizden
sonrakilere de benzemiyoruz. Bu mucizelerin tümü Allah'ın sonsuz kudretini,
ilmini ve sanatını açıkça gösteriyor.
Her insanın bir babası, bir annesi, kardeşleri, akrabaları,
ırkı ve yaşadığı bir coğrafyası vardır. Kendi iradesiyle dünyaya gelmez ve bu
seçimlerin hiçbirini kendi iradesiyle yapamaz.
İnsanlar ne için böyle yaratıldın neden bana benzemiyorsun
diye, birbirleriyle kavga etmezler. İnsanların kavgaları daha ziyade mal, mülk
ve başka bazı sebepler içindir. Ne hazindir ki; ırkla ilgili kavgaları ise birbirini
kabul etmemek, inkar etmek veya düşmanlık bu alanda her zaman olmuştur. Halbuki
yaratılan farklılıkların tümü birer zenginliktir.
Allah Kur'anı Kerim’de açıkça buyurmaktadır. “Hiç bir ırk
asla diğerinden üstün değildir.” Tanışmak ve yardımlaşmak için Allah ırkları
ayrı yaratmıştır. Irk vardır, haram olan ırkçılıktır. Yani başkasını inkar
etmek ve kendini üstün görmektir.
Her insan, her ırk ve her dil Allah'ın birer ayetidir. Onun
için bu farklılıkları korumak da her kesin görevidir.
Ancak bu konuda bazı insanların yanlış yola saptığını
görmekteyiz. Malum olduğu üzere ırk, dinin yerine geçemez. Allah bize hangi
ırktan, hangi soydan olduğumuzu sormaz. Çünkü; bu vasıfları insana veren Allah’tır,
onun için Allah kendi yarattığı hususlardan bizleri sorumlu tutmaz.
Amma dini ve kültürel tercihleri insanlar yapmaktadır. Bu
alanda insanların mesuliyeti vardır. Bu konular üzerinde çok yazılar yazıldı, çoğumuz
bunları zaten biliyoruz, ama işin bir farklı boyutu vardır ki bunu da bilmemiz
gerekir.
Ben bir Müslümanım, eğer dinimi değiştirsem Allah beni
sorumlu tutar.
Ben bir Türk, Arap, Kürt veya başka bir Irktanım.Hiçbir ırkı
inkar etmesem, hiç bir ırktan kendimi üstün görmesem ve hiç bir ırka düşmanlık
etmesem, kendi ırkımı ve dilimi de aynen kabul ettikten sonra ve fakat şöyle
bir tercih yapsam Allah beni mes'ul tutar mı?
Mesela; ben konuşma dili olarak Japoncayı veya başka bir
dili tercih edeceğim desem, Allah neden böyle bir tercihte bulundun der mi? Ne
acı gerçektir ki ırk üzerinden kavga edenler ırkçılığın tam ortasındadırlar.
Irkı din yerine ikame ediyorlar. Irkların bazı yerlerde birbirlerine geçişi
tarihin her devrinde olmuştur.
Mesela; Macarların aslı Türk olmasına rağmen İslamdan
çıktıkları için ırklarını da kaybetmişlerdir. Bazı İslam alimleri kendi ana
dilleriyle değil başka dillerle de eserler yazmışlardır.
İslam bütün ırkları korur ve kabul eder. Amma ırkçılık, asla
dini muhafaza edemez ve din de elden gider. Çünkü ırkçılar asla adaleti tesis
edemedikleri gibi aksine ırkdaşlarını tercih ederler.
Avrupa'nın içimize attığı bu fitne ateşini bir an evvel
söndürmek gerek.
Bu asrın Allamesi bakınız milliyeti ne güzel tarif etmiş.
"Milliyetimiz bir vücut,ruhu İslamiyet, aklı Kur'an ve İmandır" Hangi
milletten olursa olsun, kim Allah'a yakınsa o üstündür.
Haydi kalın sağlıcakla