Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
05 Temmuz 2024

Irkçılık ve milliyetçiliğin despotizmi

Irkçılık ve milliyetçilik, insan tarafından insanlığa karşı üretilen en ölümcül ve yıkıcı hastalıkların ve fanatizmlerin başında gelmektedir. Irkçılık ve milliyetçilik, sadece kişilerin kafalarını ve kalplerini çürüten bir zehir değildir. Irkçılık ve milliyetçilik, kafaların ve kalplerin içine sızıp yerleştiği gibi, kendisine dışarıda da bir dünya yaratmaktadır. Irkçılık ve milliyetçilik, bir duygusuzluktan, düşüncesizlikten ve dünyasızlıktan meydana gelen bir duygu, düüşünce ve dünya halidir. Irkçılığın ve milliyetçiliğin şovlarını yapanlar, sembollerini kullananlar, ve saldırganlıklarına esir olanlar, aslında, duygusuzluklarını, düşüncesizliklerini ve dünyasızlıklarını ortaya koymaktadırlar.

Irkçılık ve milliyetçilik, kişilerin kafalarında ve kalplerinde üretilen, daha sonra kitleselleştirilen ve kurumlarla desteklenen ve beslenen sapkınlıklardır. Irkçılık ve milliyetçilik, salt bir kişisel önyargı durumundan ibaret değildir. Kişilerin kafalarında ve kalplerinde oluşturulan ırkçı ve milliyetçi önyargılar, ideolojik söylemlere dönüştürülmekte, kültürel kurgular olarak yüceltilmekte ve kurumsal desteklerle sürekli ve sistematik olarak üretilmektedir. Irkçılık ve milliyetçilik, sadece kişilerle sınırlı olan, toplumdaki birkaç çürük elma olarak görülemez. Irkçılık ve milliyetçilik, kişisel, toplumsal ve kurumsal bir olgudur.Tarih ve kültür, ırkçılığın ve milliyetçiliğin beslendiği ana kaynaklardır.İnsanlığın geçmişi, şu anı ve geleceği, ırkçılığın ve milliyetçiliğin üretilmesi için sürekli ve sistematiik bir şekilde iğfal edilmekte ve istismar edilmektedir.

Irkçılık ve milliyetçilik, kişiyi ve toplumu çepeçevre saran bir körlük, kısırlık ve kıyım halidir. Sürekli ve sistematik olarak üretilen ırkçı ve milliyetçi bağlamlar ve söylemler, kişilerin ve toplumların kendilerini dünyada ırkçı bir bakışaçısıyla görmelerine, varolmalarına ve davranmalarına yol açmaktadır. Irkçılık ve milliyetçilik, dünyada insan olarak kendini görme, davranma ve var etme yolu değildir.Kişilerin ve toplumların, ırkçılığı ve milliyetçiliği bir dünya görüşü, kendini var etme biçimi ve pratik olarak algılamaları, insanlık için büyük bir çürüme anlamına geldiği gibi, büyük bir tehlike ve tehdit anlamına gelmektedir.

Irkçılığa ve milliyetçiliğe köle olmuş hiçbir birey ve toplum, bir başarı hikayesi yazamaz. Irkçılığın ve milliyetçiliğin, felsefe, sanat, bilim, ahlak, maneviyat, edebiyat, şiir, müzik alanlarında insanlığa hiçbir katkısı olmamıştır. Irkçılık ve milliyetçilik, bedeviliktir ve barbarlıktır.Başardığını sandığı anda içindeki ırkçı ve milliyetçi canavarı ortaya koyanlar, aslında kaybetmekte, çürümekte ve alçalmaktadırlar. Milliyetçiliğin ve ırkçılığın en çok sevdiği şey, güç gösterisidir. Milliyetçiliğin ve ırkçılığın yumrukları sıkılıdır. Irkçılık ve milliyetçilik, dik bedenlerle el kol hareketleri yapmayı çok sever. Kişilerin ve güruhların, bedenleriyle, ırkçı ve milliyetçi şovlar yapmaya başlamaları, aslında kendilerinin yetersizliklerini, aşağılık komplekslerini ve çaresizliklerini kapatma ve bastırma çırpınışları olarak okuyabiliriz.Aşağılık kompleksi, anormalleştirir ve çılgınlaştırır.

Irkçı ve milliyetçi zihniyet, sosyal, ekonomik, siyasal, tarihsel ve kültürel olguları, olayları, kurumları kendisine uygun bir şekilde seçer ve onları ırkçı zihniyete uygun olacak şekilde uygun bağlamlar içinde ortaya koyar. Irkçılık ve milliyetçilik, kültürden kaynaklanan bir kişiliksizlik durumudur. Irkçı ve milliyetçi kişiliksizliği, kültür şekillendirmektedir.Irkçılık ve milliyetçilik, insanın doğuştan sahip olduğu doğal bir yönelim ve eğilim değildir. Kültürel kurumlar ve kurgular, ırkçı tecrübeleri desteklemekte ve beslemektedir. Irkçı zihniyeti yaratan ırkçı kültürdür.Irkçı ve milliyetçi kişiler ve güruhlar, ırkçı kültürün ve kurumların kendilerine sunduğu imkanlar sayesinde günlük hayatta ırkçı ve milliyetçi davranışlar ortaya koymaktadırlar.Kültürün ve toplumun beslememesi ve desteklememesi halinde ırkçı zihniyetin dış dünyada davranışa dönüşmesi mümkün değildir.Toplum ve kültür, ırkçılığın ve milliyetçiliğin içinde yüzdüğü denizdir.