Irkçılık salgını her yerde!
Her gün ırkçılık haberleriyle sarsılıyoruz. Amerika’da Floyd
cinayetinden sonra ırkçılık, dünyada tartışılan en önemli tehlike olarak
konumlandırılmaktadır. Sosyal medya kanalları sayesinde kişiler, ırkçı
zehirlerini ve pisliklerini kusan videolar yayınlamaktadırlar. Sosyal medya platformları,
ırkçılık irininin aktığı karanlık ve kirli mecralara dönüşmüştür.
Irkçılık, insanın kirli, karanlık ve kanlı tarafının önemli
bir unsurudur. Hiç kimse ırkçı olduğunu kabul etmemektedir, çünkü ırkçılık
kötülük olarak görülmektedir. Hiç kimsenin ırkçı olduğunu kabul etmemesi,
ırkçılık şeklinde bir sorunun olmadığı anlamına gelmemektedir. Irkçılık,
insanlık için büyük bir tehlikedir, çünkü ırkçılığın kendisi insandan
kaynaklanmaktadır. Tavukların, tilkilerin, aslanların ve kurtların ırkçı olması
mümkün değildir. Irkçı olan ve ırkçılığı uyduran tek varlık, insandır. İnsan,
uydurduğu ırkçılıkla yüzleşmeli ve içindeki ırkçılığın karanlığını kabul
etmelidir. Irkçılık gerçeğiyle yüzleşmeden ve kabul etmeden söylenilen bütün
sözler, ırkçılığı inkar etmekten başka bir anlam taşımayacaktır.
Irkçılık, psikolojik olarak insan kişiliğini zehirlemektedir.
Irkçılık zehriyle yozlaşan herkes, kendisinden farklı gördüğü spesifik bir
insan grubunu kız-erkek, çocuk-yaşlı ayırımı yapmadan şiddet dahil ortadan
kaldırılması ve etkisizleştirilmesi gereken insan dışı varlıklar olarak
görmektedir. Irkçılık, aslında kişinin insanlıktan çıkması anlamına
gelmektedir. İnsan türünden kopuş anlamına gelen ırkçılık, diğer insan gruplarını
değişik gerekçelerle aşağılayarak insanlıktan kopuşunu meşrulaştırmaya
çalışmaktadır.
Sosyal medya platformlarında ırkçı yayınlar yapan kişiler,
yaptıklarının ırkçılık olmadığını, düşman olarak gördükleri bir gruba karşı bir
misilleme olduğunu söylemektedirler. Irkçılık, insanlığı ortadan kaldırmak
amacıyla içinde bulunulan bir intikam, iktidar, şiddet ve yıkım halidir.
Irkçılık, bir misilleme değildir. Irkçılık, insanlığı yok etmek üzere şiddet,
nefret ve ayrımcılık etrafında kişilerin ve grupların kendilerini örgütlemesi
ve harekete geçmesidir.
İnsan psikolojisini istila etmeye başladığı andan itibaren
ırkçılığın, oradan çıkması imkansızlık düzeyinde zordur. Irkçılığın psikolojik
boyutu, hiçbir şekilde ırkçılığın önemsiz ve zararsız bir sapma olduğu anlamına
gelmemektedir. Irkçılık, çok tehlikeli bir psikolojik sapkınlıktır,
ideolojidir, sosyolojidir, tarihtir, kültürdür ve politikadır. Psikolojik
sapkınlık olarak ırkçılık, boşlukta kendi kendine ortaya çıkmamaktadır. İnsan
psikolojisinde ırkçılığı doğuran şey, kişinin içinde bulunduğu sosyal,
kültürel, ideolojik ve siyasal çevredir. Irkçılık, düşman olarak görülen grubun
ekonomik, sosyal ve siyasal alanlardaki dezavantajlı durumlarının devamı için
onları şiddetle ortadan kaldırma dahil her türlü yolun kullanımını meşru
görmekte ve teşvik etmektedir.
Floyd başta olmak üzere siyah insanlara yönelik ırkçı
saldırılar devam etmektedir. Dünya kamuoyundan gelen tepkilere rağmen siyahlara
yönelik şiddetin devam etmesinin nedeni, ırkçıların kendilerini siyasal,
kültürel ve sosyal açılardan güçlü hissetmeleridir. Amerika’da ırkçılar, Trump
yönetimi tarafından desteklendikleri özgüveniyle hareket etmektedirler.
Irkçılık, sosyal, siyasal, kültürel ve tarihsel bir kurumdur. Irkçılık, kendini
muktedir görmekle ilgilidir. Kendini muktedir ve iktidar gördüğü andan itibaren
ırkçılar harekete geçmekte, hedef gördükleri gruplara saldırmaktadırlar. Irkçılar,
kız-erkek, yaşlı-genç ayırımı yapmadan hedef gruba saldırdıklarında, yaptıkları
saldırıların ve cinayetlerin cezasız ve karşılıksız kalacağını bilmektedirler.
Amerika’da ırkçı işkenceler ve cinayetler yapan beyaz polislerin çok küçük
cezalarla kurtulmaları, ırkçılığın devamını sağlamaktadır. Irkçı cinayetlerden
sonra katillerin ve saldırganların, çok kısa göz altılardan sonra serbest
kalmaları, ırkçılarda gücün kendilerinde olduğu şeklinde bir duygu
oluşturmaktadır.
Irkçılık zehri, günümüzde artık biyolojik olmanın ötesinde kültürel, sosyal ve politik tehlike olarak karşımıza çıkmaktadır. Farklı kültürel kimlikleri aşağılayan ve inkar eden ırkçılar, kendi kültürlerinin onlardan üstün olduğunu ve bu üstünlüklerinden dolayı aşağı kültürler üstünde hakim olmaları şeklinde bir yanılsamayla hareket etmektedirler. Irkçılığın kültür maskesiyle gizlenmesi, ırkçılığı ortadan kaldırmamaktadır. Kültürel ve sosyal ırkçılık, kendini çok sofistike ve sembolik şekiller dahil şiddet saldırıları ve cinayetler şeklinde de ortaya koymaktadır. Irkçılığın kültür, tarih, toplum, siyaset, eğitim ve ekonomi boyutları olan çok karmaşık bir olgu olmaya doğru evrildiğinin altını çizmeliyiz.