Dolar (USD)
32.45
Euro (EUR)
34.76
Gram Altın
2443.46
BIST 100
9933.54
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

21 Nisan 2012

Irkçılık mı, haşa!


[email protected]

Sömürgeciliğin kanlı Merkantilist temellerinde "Beyaz adam" tarafından ötekileştirilen "siyah adam"ın yenilen hakkı vardır.
Bu bağlamda Müslümanlar'ın tarihin hiçbir döneminde "siyah adam"la temelde hiçbir sorunu olmadı. Dinin ontolojisi gereği böyle bir şeyin olması da en büyük paradokstur zaten.
Hem nihayetinde Müslümanlar da "Beyaz adam" için derisinin rengi ne olursa olsun her zaman "zenci" değil midir?
***
"Beyaz adam"ın sömürgeci vahşeti ile tanışana kadar da renkli adamlar, insan ve insan arasında ve insanla tabiat arasında ahenkli, harika iletişimler kurdu.
Kızılderilinin, zencinin, sarı benizlinin, Arap'ın vs. hayatın ve insanın varoluşuna dair tefekkürlerini, tabiat ve insan arasında kurdukları tababet ilişkisini "Beyaz adam" hala pozitivist bilinci ile çözebilmiş değil.
***
"Beyaz adam"ın tanıştığı günden bu yana önce Hıristiyanlık, sonra bilim dini, ardından spor ve müzikle "medenileştirmeye" çalıştığı renkli insanlar bugün, spordan müziğe, bilimden sanata Batı dünyasının kalbinde varoluş mücadelesini sürdürüyor.
***
"Yeryüzünün Lanetlileri" kitabının yazarı Frantz Fanon, Fransa'da yolda annesiyle yürüyen bir çocuğun kendisini parmağıyla gösterip "Anne, zenciye bak! Korkuyorum!" demesiyle zihinsel bir kırılma yaşadı.
Fanon şunu fark etti: "Siyah insan tarih dışıdır, değişmez, değişemez. İnsandan insan gibi davranması beklenirken, siyahtan siyah gibi davranması beklenir. Bu anlamda, "zenci"yi yaratan beyaz insandır; dolayısıyla "zenci", ırkçılığın tarihsel bir ürünüdür" dedi ve Cezayir direnişine destek vererek tüm hayatını bu içselleştirilmiş algıyı kırmakla mücadele ile geçirdi. Ve Frantz ismiyle doğan Fanon, İbrahim Fanon olarak hayata veda etti.
***
Birçok İslam ülkesinde olduğu gibi bu topraklarda da kökeni, dili ve rengi ne olursa olsun kız alıp vermeler ve İslam'da din bağının kan bağından daha önemli olması gibi nedenler, sosyolojik bir homojenlik sağladı Müslümanlar arasında.
***
Bu meseleye şu nedenle girdim. Fenerbahçeli Emre'nin Trabzonsporlu Zokora'ya ırkçı içerikli küfür ettiği iddiası, bir haftadır reel, sosyal ve asosyal medyada bile tartışma konusu yapılıyor. Olabilir ancak dilin öfkeyle söylediğini kavramsallaştırmak ne kadar doğru?
Batılı anlamda bir ırkçılık hiçbir zaman yeşermemiştir bu topraklarda. Ha diyorlar ki "Zencimiz az olduğu için yeşermedi, yoksa bizde de ırkçılık olurdu."
Hayır! Bu önermeye de katılmıyorum.
Bizde de Türk, Kürt, Arap, Laz, Gürcü, Çerkes gibi çok farklı etnisitelerden, dilden, dinden ve renkten çok miktarda topluluk yaşıyor. Bu farklılıklar en fazla, fıkra, deyim ve atasözlerine mizahi içerikte malzeme edilmiştir o kadar.
***
Batı'daki anlamda bir "siyah-beyaz" ayrışması, "İngiliz-İrlandalı-İskoç" çatışması, "Katolik-Ortodoks" kapışması ya da "ari ırk-geri ırk" vahşeti bu toprakların geleneğine terstir.
1915 olayları, Dersim katliamı veya 6-7 Eylül olayları gibi hadiselerin de toplumsal zeminden ziyade politik orijinlere sahip olduğunu biliyoruz.
Biz de olsa olsa "Fener-Gassaray" holiganizmi veya hemşehri milliyetçiliği vardır o kadar.
O mevzuya girsek de sabaha kadar çıkamayız içinden zatenu2026