Irkçılık Batı’nın kanına işlemiş
Son bir haftadır, ABD de ırkçılık karşıtı gösteriler, adeta bir kalkışma ve isyana dönüşmüş durumda. Bir kere ABD İlk gününden işgalle başlamış, kıtanın asıl yerli halkı olan Kızılderililerden 30-40 milyon insanın kanı üzerine kurulmuştur. Sonra insan gücü boşluğunu doldurmak için Afrika kıtasından milyonlarca insanın vahşi hayvanlar gibi avlanarak köleleştirilip ABD ye taşınmasıyla varlığını devam ettirmeye çalışmıştır.
Tabi bu köleleştirme esnasında kaç milyonun insanın kanına girdiler? Gemilerle balık istif yapılan taşımalarda; açlık ve hastalıklardan dolayı kaç milyon insan heba oldu? Tüm bunlar sadece küçük tarihi bilgiler olarak kaldı. Hür tarih tüm bunları bir gün gerçek yüzüyle yazar mı? Göreceğiz. Bu konuyu anlatan “Kökler” ve “Köle İsaura” dizilerinin internetten yeni nesle tanıtılması önemlidir. Kanal 7 vb. kanallar, Hintlilerin dandik dizileri yerine, bu vb. dizileri gündeme alsa daha iyi olur.
Gerek ABD vd. Batı ülkelerindeki gösterilerin temelinde ne gibi hinlikler var? Küreselci zalimlerle ulusalcı zalimlerin hesaplaşması mı? Korona virüsün üretilip piyasaya sürülmesi de aynı sebepten mi? Yakındaki ABD seçimleri öncesi karşılıklı operasyonlar mı? Tüm bunların hepsi ayrı ayrı tartışılması gereken konular…
Ancak halen devam eden bu gösteri ve yağmaların oluşum ve gelişiminin temelinde şöyle veya böyle ırkçılık vardır. Irkçılık, batının adeta kanına karışmıştır. Burada ilahi adaletin bir tezahürü de vardır ki, o da ayrı bir konu. Yani batı, İslam diyarını yıllardır ırkçılık vb. tefrika vesileleriyle paramparça yaptı. Bununla da kalmayarak iki asra yakındır, aynı parçalama üzerinden işgal sömürü ve talanlarını yürütmeye devam ediyordu. Şimdi ilahi adalet tecelli etti ve batı birazcık kendi planı olan ırkçılık çukuruna düşmüş oldu.
Bu gelişmeler bir kez daha gösterdi ki ırkçılık, sadece bizim başımızın belası değildir. Irkçılık insanlık tarihi boyunca tüm insanlığın baş belası olmaya devam etmiştir. Ancak hiçbir dönemde son dönemlerde yaptığı tahribatı yapamamıştır. Özellikle İslam ümmetine olan tahribatı, çok daha çetin olmuştur. Şu anda Suriye vb. İslam coğrafyasında yaşanan olayların elbette birçok sebebi var… Ancak bunun en etkin, en derin ve en büyük sebebi, ırkçılıktır.
Bu ümmet, Emevi- Abbasi kavgalarını, Moğol, Tatar istilalarını, birçok taht kavgaları ve irili ufaklı on sekiz haçlı savaşını atlatmış, sendelemiş ama yıkılmamıştır. Ancak ırkçılık belasını atlatamamış, yenik düşmüştür. Batının ümmeti altmış küsur parçaya bölmesinde, sonraki işgal ve sömürü çarkının işletilmesinde vs. zulümlerin hepsinde de en etkin silah ırkçılık silahı olmuştur. Şu anda da zulüm çarkının her yönüyle işletilmesinde en çok işletilen fitne planı ırkçılıktır.
Hâlbuki Resulullah (sav) öncesi insanlık; ırkçılık belası vb. sebeplerden, çok ciddi problemlerle boğuşuyordu ki, İslam kardeşliği sayesinde bu beladan kurtuldular. Öyle ki basit sebepler yüzünden birbirine kıymak için bahane arayan insanlar birbiri için ölmeye hazır hale geldiler. İşte bunu İslam sağladı. Ümmet şu anda da yaşadığı belalardan İslam kardeşliği, ümmet bilinci ve düşmanlarının işlettiği ırkçılık fitnesinden arınmakla kurtulabilir. Ne demokrasi ne sair süslü fikir, demeç ve izimlerin bu konuda sözü olamaz. Esasen bunlar da emperyalist sömürgeci güçlerin zulüm ve sömürü çarklarını işletmelerinin farklı vasıtalarıdır.
İşte Kur'an ve Sünnetten konuya dair sadece birkaç örnek;
- “Ey insanlar şüphesiz sizi bir erkek bir dişiden yarattık. Sizi soy ve kabilelere ayırdık (ama) tanışasınız diye. Allah cc katında en üstün olanınız, en çok takva sahibi olanınızdır (Hucurat, 13)
- Göklerin ve yerin yaratılışı, dillerinizin ve renklerinizin farklılığı da O’nun (yüceliğinin) alametlerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için ibretler vardır. (Rum, 22)
- Irkçılığa çağıran bizden değildir. Irkçılık uğrunda savaşan (mücadele eden) bizden değildir. Irkçılık üzere ölen bizden değildir. (Ebu Davud)
- Ey insanlar dikkat edin; şüphesiz Rabbiniz birdir, babanız birdir. Dikkat edin ne Arab’ın aceme ne acemin araba, ne beyazın siyaha ne de siyahın beyaza üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvayladır. Dikkat edin tebliğ ettim mi? Evet dediler. Buyurdu ki burada bulunanlar bulunmayanlara iletsinler. ( Kurtubi cami’ul beyan c1 s 223)
Siyonizm ve haçlı ittifakı İslam ümmeti arasına tefrika koymak için her yolu denemiştir. Şimdi film, dizi, fıkra ve her türlü kitle iletişim araçlarıyla yaptığını, geçmişte hikâye, masal, çizgi roman vb. yollarla hep yapmaya devam etmiştir. Atasözlerinde bile ırkların kendilerini üstün diğerlerini hor gören, aşağılayan nice ifadelere rastlarsınız.
Düşmanın galibiyeti güçlülüğünden değil ırkçılık vb. sinsi planlarla bizim aramıza tefrika sokmasından. Sağcı, solcu, alevi Sünni, Kürt, Türk, Arap vs… İki milyara varan ümmet olarak, İslam kardeşliğini tam kavrayıp güç birliği yapsak bu gün bize yaşatılan tüm olumsuzlukları hem kendimiz yaşamaz, hem de dünya insanlığının da dertlerine çare oluruz.
O halde gelin; tefrika, kin, nefret, düşmanlık, kardeş kavgaları, güç dağınıklığı, zaaf, zillet ve birçok felaketlerin kaynağı olan ırkçılık belasından kurtulalım. Hep beraber İslâm kardeşliğini ve ümmet bilincini ihya etmek, kuşanmak ve ırkçılık vb. fitnelere karşı harekete geçelim. Hem ayağa kalkalım, hem de ümmeti ayağa kaldıralım. Sonrada tüm bu cürümlerin sebebi zalimlerden, mazlumların hesabını soralım. Sübhaneke… Bihamdike… Esteğfiruke…