Irkçıların tanrıları…
Yine öfkem kınından çıktı… Temiz kullanmaya çalıştığım dilim ve kalemim inandığım davayı yine elimden geldiği kadarıyla savunmaya devam edecek... Kalemim bazıları için şarampole yuvarlanabilir, çakıl da fırlatabilir ama kusura bakılmasın; değerlerimize saldırı, bizi inadına enayi yerine koymaları devam ettiği sürece kelimelerimizin kalibresi yükselir… Şunu da belirtmekte fayda var; şimdilerde gizli zındıkların çoğunluk üzerindeki baskısı asırlarca ecdadımızın gösterdiği hoşgörüye haince bir karşılık olmuştur. Oysa onlar açıktan gâvur olduklarında gâvurluklarına hiç bir engel yoktu ve dostluklar bile kurulmuştu... Eski harbi gâvurların bu ülkeye çokça hizmetleri de olmuştur; asla inkâr edemeyiz. Ben o harbi gavurların hatırına yine de kelimelerimi dizginlemeye çalışayım. Gelelim sadede:
Yılbaşında eli kadehli, aklı sersem ve ömründe bir defa şehitlere Fatiha okumamış riyakâr herifler ve hanım cinsinden olan, sara nöbeti geçirerek, Taksim’de Suriye bayrağı açıp eğlenenlere bozulmuş ve etleri erimiş... Güya şehitlerimiz varmış, bunlar neden memleketlerinde değillermiş ve vatanları için savaşmıyorlarmış. Of!…. Of… Gözün çıka dünya! Sanki Yılbaşında abdest almış, namaz kılmış, kıbleye karşı ellerini açıp, yana yakıla:
“Allah’ım; vatanımızı, milletimizi her türlü kötülüklerden muhafaza et. Kâinata göre esir maddesi hükmünde kalan dünyamızı ve devasa kâinatı sonsuz kudretinle idare ettiğin gibi memleketimizi de her türlü kara deliklerden muhafaza et, içimizdeki hainleri yok et. Birlik ve beraberlik içinde Sen’i razı edecek şekilde yaşamamızı ve hep ayık kafa ile Sen’i tefekkür etmemizi nasip et! Bize yeni yıllarımızı alkol ile ihtiras ile yalanlar ile iftiralar ile sadece kazanma hırsı ile değerleri çiğneyerek heba ettirme. Ölümü ve kıyameti bile bile ihanet peşinde koşturtma…” diye sonsuz kudret sahibi Allah’a yakarışta bulunmuş… Sanki bu memleketin – milletin sıkıntıları ile daima dertlenmiş de karanlık köşelerden, internetin karanlık vadilerinden bu memleketin gerçek sahiplerine ve ülkeyi idare eden vazifeperverlere bu bahane ile vuruyor... Al Bayrağın ve ezanın çocukları 15 Temmuz’da abdest alarak, ölüme koşarken, sizler bu vatan için hangi gerçek harekette bulundunuz? Siz o dakikalarda haçlılar ile hasret giderme, koyun koyuna yaşamanın heyecanını yaşayıp, ihanette vuslata ermeğe çalışırken, aslı temiz, kanı temizler şahadete kollarını açıyor, tanklar altında eziliyordu! Şimdi kalkıp da Suriyeli için hiçbir olumsuz ifadede bulunamazsınız! Şunu da cevap ver; önemli günlerde yiğit milletimiz bulunduğu ülkelerde hiç Türk bayrağı açmıyor mu? Sizi çok iyi tanıyoruz; her durumdan bahane bulup, ikilik çıkarmak peşindesiniz… Size ihanet etmeden yaşamak batıyor… Sizin cemaziyülevveliniz ihanet kumaşı ile dikilmiş. Birde biri kalkmış şunu diyor: Ya 4 milyon yunan gelseydi ne olurdu? Ben sana cevap vereyim; aynı şekilde misafirperverlik yapardık. Biz ırka bakmayız; bütün ırkları yaradan Allah’ı memnun etmek için ne gerekirse onu yapardık. Sahi ırk demişken…
Bu satırların sahibini bilenler bilir; eskiden beri ırkçılığı farklı tanrılara inanmak olarak değerlendiririm. Durun sinirlenmeyin, izah edeyim: Elbette kâinatın tek bir tek halık-ı rahim’i var, böyle iman etmişiz! Fakat ırkçılık yapmanın altında yatan şirki de bilmez isek imanımıza bakteri bulaşır, tefessüh eder…
Irkçılık; senin tanrın, seni noksan yaratmış, eksik yaratmış, ama benim tanrım, beni eksiksiz yaratmış demektir. Yoksa insan başka bir ırktan neden rahatsız olur ki? Irkçılık, birilerini hor görmek ve gizli şirktir. Sizin ilahınız sizi düşük değerde yaratmış bizim ilahımız bizi özel ve güzel yaratmış… Mecbursunuz bizi efendi görmeye ve eliniz mahkûm ezilmeye. Ahhh dangalak ! Ah!.. Bir bilsen; yaradılış gayesine uygun yaşayanların ve İslam’ın Şartlarını yerine getiren samimi inananların çok makbul ve üstün ırk olduğunu. Şeytana oyuncak olanlar ise isterse sultan olsun, kral olsun ne kadar alçak olduğunu bir bilsen… Siz oldubitti kıçı pis batılılara uşak olacak kadar kişiliksiz ve Arap düşmanlığı ile de başka ilahların uşağısınız! Bir tek Allah’a inan Müslümanlar, aslında sizlerin ne tür ilahlar peşinde olduğunuzu çok iyi biliyoruz... Sizin ilahlarınızın derdi İslam’ı yeryüzünden silmek ama bizim ve kâinatın tek Allah’ı dünyayı siz bulaşıklardan temizleyecek! Keşke biraz adam olsanız, ırkın değil itaatkar insanın Allah indinde üstün olduğunu kavrasanız…