Dolar (USD)
34.58
Euro (EUR)
35.98
Gram Altın
3010.26
BIST 100
9476.25
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
08 Ekim 2023

​İrfanımızı kucaklayan seçkin kitaplar

Beyan, Bilge Kültür Sanat ve Cağaloğlu yayınevleri, irfanımızı kucaklayan kitapları kütüphanelerimize kazandırdılar.

Her iyi yayınevi ilim hayatımızın bekçisi, kültür hayatımızın savunucusu ve medeniyetimizin temel taşlarından birisidir. Bunun için hepimizin, herkesin yayınevlerini koruyup kollaması, yayıncılara destek olması gerekiyor. Bahsedeceğim üç yayınevi Beyan, Bilge Kültür Sanat ile Cağaloğlu yayınevleri. İlkinden başlayalım:

Beyan, vefalı duruşuyla yazarlarına sahip çıkan ve istikrarla kitaplarını okuyucularına ulaştıran sebatkâr bir yayınevi. Dünya çapında tanınan büyük İslam tarihçimiz Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma’nın külliyatını düzenli olarak neşreden yayınevi yetkilileri, şimdi de Hocamızın iki güzide eserini irfanımıza armağan ettiler. İlki Sultan II. Abdülhamid Dönemi Şeyhülislamları ve Şeyhülislamlık Müessesesi adını taşıyor. Kitap, İhsan Süreyya Hocanın Fransa’da yaptığı doktora tezinin Türkçe tercümesinden ibaret. Eser, tarihimizin önemli bir dönemi olan 19. Asrın son yarısı ile 20. Yüzyılın ilk çeyreğini ihtiva ediyor. Girişte “Bir Doktoranın Hikâyesi” anlatılıyor. Ardında Takdim, Ön Söz ve Giriş var. Girişte “Şeyhülislam Tabirinin Etimolojisi” ile “Şeyhülislamların Ders Vermeleri”ne dair bilgi veriliyor. Birinci Bölümde “Şeyhülislamın Tayini”nin nasıl yapıldığını öğreniyoruz. İkin kısımda “Sultan II. Abdülhamid Dönemi’nin Şeyhülislamları” başlığı altında devir içindeki şahsiyetler ve hadiseler ortaya konuluyor. Yakın tarihimizde iz bırakmış olan birçok ismin ayrıntılı biçimde anlatıldığı eseri, bilhassa tarihçilerin ve tarihle ilgilenenlerin okuması gerekiyor.

HAMİDULLAH’TAN MEKTUPLAR

Sırma Hoca’nın ikinci eseri büyük bir ilim ve fikir adamının mektuplarından meydana geliyor: Muhammed Hamidullah Hocam’dan Mektuplar. Adından da anlaşıldığı gibi İhsan Süreyya Sırma’ya çok sevdiği Hocasından gönderilen mektupları okuyoruz. Muhammed Hamidullah, talebesi ve dostu İhsan Süreyya Hoca’ya muhtelif tarihlerde gönderdiği mektupların hepsine “Bismillah” diyerek başlıyor. Bu mektupların muhtevası ilmî, fikrî, edebî ve sosyal hayat ile ilgilidir. İhsan Hoca, eserin başında Ön söz’de kitabın telif sebebini anlatırken “Arzumuz, bizden başkalarının da onun örnek yaşantısından istifade etmelerini sağlamaktır.” diyor. Diğerkâm mizacıyla, herkese faydalı olmayı amaçlayan hususiyetiyle tanıdığımız Hocamız, gayesini şöyle açıklıyor: “Hayatı boyunca, dünyanın her yerinden kendisine ilmî yolda danışan herkese yol gösteren, bu yolda hiçbir fedakârlıktan çekinmeyen Hamidullah Hoca’nın bendenize yazmış olduğu mektuplardan muhafaza edebildiklerimi, onun insanlara hizmet yolundaki titizliğini, ilmî duyarlılığını, hakşinasılığını, centilmenliğini, Müslüman nesillere örnek olması için, neşretmeyi uygun gördük.” Müstesna bir Hoca ile hürmetkârı olan talebesi arasındaki muhabbeti yansıtan eser okunmalı. Eserleriyle gençliğe ışık olan, hayatını milletine ve ümmetine adayan İhsan Süreyya Hocamıza sağlıklı, bereketli ömür diliyorum.

HAKİKAT ÇİÇEKLER

Geç de olsa bazı kıymetli eserlerin nisyandan kurtulması ve okuyucularla buluşması çok önemli. Dolayısıyla Ali Emirî Efendi’nin Hakikat Çiçekleri ismiyle günümüze kazandırılan Ezhâr-ı Hakîkat isimli eserini çok sevdim. Bu küçük risaleyi hazırlayan İbrahim Coşkun, editörü ise Osman Koca. Eserin başında “Âli Emirî ve Ezhâr-ı Hakîkat” başlıklı yazıda, büyük kitabiyat âliminin hayat hikâyesi anlatılıyor. Yetiştiği muhit, çalışma hayatına atılışı, yaptığı ilmî hizmetler ve eserlerinden bahsedilen bu metinde, Ali Emirî’nin Ezhâr-ı Hakîkat’ının 1900 yılında, bir tahkikat için gittiği Berat sancağının Luşne isimli kasabasında iki gün içinde yazıldığı ifade ediliyor. Eser eskilerin vecize, yenilerin özdeyiş dedikleri üçer beşer satırlık kısa, düşündürücü sözlerden meydana geliyor. Tabii bu iki güne, yaşanmış bütün bir ömrü de ilave etmek gerekir. Kim bilir ömür boyunca ne kadar not tutulmuş, geceler boyu özlü sözler düşünülmüştür. Kitap 220 hikmetli kelamdan meydana geliyor. En güzeli de şu ki: Hem Osmanlı Türkçesiyle orijinal olarak sol sayfalarda orijinali verilirken sağ sayfalarda bu metinlerin Latin harfleriyle aynısı ve bugünkü okuyucunun rahat anlayabilmesi için de sadeleştirilmişi veriliyor. Atasözlerinden, deyimlerden ve kelam-ı kibarlardan hoşlananlar, Hakîkat Çiçekleri’ni de çok sevecek.

DESTAN BURCU

Vefat etmiş bazı iyi şairlerimizin, yazarlarımızın kitaplarının yayımlanmaması beni üzüyor. Ne yazık ki bu hayırlı neşir faaliyetine bazen sanatkârlarımızın yakınları, aileleri sebep oluyor. İstedikleri çok yüksek meblağdaki telif ücretini yayıncılar ödeyemeyince olan edebiyatçılarımıza oluyor. Böylelikle sanata meraklı yeni nesiller, eski büyük şairlerini, yazarlarını tanıyamıyor. Büyük ‘Destan Şairi’miz Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun bütün eserlerinin Bilge Kültür Sanat Yayıncılık’tan çıktığını öğrendiğimde sevincimi tarif edemem. Darısı unutulmuş, kenarda kalmış bütün şairlerin başına. Onlar da gün yüzü görür, sevenleriyle buluşurlar inşallah. Şairimizin eseri Destanlar Burcu. İyi bir kapak ve sayfa tasarımı ile okurlara sunulan eserden “Besmele” adlı dörtlüğünü takdim ederken kendisine Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum: “Şol gökleri kaldıranın/Donatarak dolduranın/’Ol!’ deyince olduranın/Doksan dokuz adı ile.”

Bilge’den edebiyat meraklılarına ulaşan iki önemli eser, Prof. Dr. Mehmet Samsakçı’ya ait. İlki Tanpınar’ın Eşiğinde. Yazarımız burada ‘Ahmet Hamdi Tanpınar ve Eserleri Üzerine Düşünceler’ini bir araya getiriyor. Tanpınar zaten bir hazine. Samsakçı da onun en dikkat çekici yönleri üzerinde duruyor. Eserde işlenen konular muhtelif. Sadece şu başlıklar bile çalışmanın muhtevasının genişliğini ve derinliğini göstermeye yeter: “Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Eserlerinde İstanbul Semtleri”, “Tanpınar’da Ses”, “Tanpınar ve Sinema”, “Tanpınar’ın Roman Dünyası”, “Tanpınar ve İstanbul”, “İki Yazar Okur Portresi: Yahya Kemal-Ahmet Hamdi Tanpınar”. Eserin sonunda Tanpınar’ın üniversite tahsiline dair yeni belge ve bilgileri, birbirini takip eden üç yazıda dile geliyor. Tanpınar’ı, fikirlerini ve eserlerini sevenlerin hoşlanacağı bir kitap Tanpınar’ın Eşiğinde.

TÜRK MEZAR TAŞI EDEBİYATI

Bizde mezar taşı edebiyatı üzerinde geçmişte pek durulmamıştı. Son yıllarda gündeme gelen bu konuda Mehmet Samsakçı’nın kaleme aldığı Türk Mezar Taşı Edebiyatı kendi alanında doyurucu bir eser olarak göz dolduruyor. “Ölüme Açılan Estetik Kapı” üst başlığıyla okuyuculara sunulan eserde hüzün veren bir konunun nasıl makul hatta sempatik bir mevzuya dönüştürüldüğünü görüyoruz. Eserin ilk baskısı 2015’te yapıldığında ESKADER’in ‘Araştırma’ dalında ödüle lâyık görülmüştü. Eserin ‘Ön Söz’ünde sebeb-i telif izah edilirken, ‘Giriş’inde ölüm hakikati üzerinde duruluyor. İlk bölümde “Türk Kültür, Sanat ve Edebiyat Tarihinde Ölüm Düşüncesi” yer alıyor. Takip eden bölümlerin başlıkları şöyle: “18. Asırdan Cumhuriyet’e Mezar taşı Kitabeleri”, ”Cumhuriyet Dönemi Mezar Taşı Estetiği ve Edebiyatı”, “Şairin Mezar Taşı”, “Türk Edebiyatında ‘Kitâbe-i Seng-i Mezar”. Eser, ‘Sonuç’, ‘Kaynakça’ ve ‘Resimler’le tamamlanıyor. İnsanoğlunun ezelî ve ebedî gerçeğinin edebiyatımıza yansımalarını merak edenler, bu eserle buluşacak. Bilge Kültür Sanat Yayıncılık’ın yetkilileri, büyük felsefe hocası ve tarihçisi Prof. Dr. Nihat Keklik’in eserlerine de sahip çıkarak önemli bir hizmete daha imza attı. İlk eser Felsefenin İlkeleri. Hocanın diğer eserleri de bu dizide çıkacak. Yayına hazırlayan Prof. Dr. Şafak Ural.

ŞAHİNER’DEN İKİ ESER

Bâbıâli semtinin asıl adı malum: Cağaloğlu. Cağaloğlu, eski bir yayınevi aynı zamanda. Şimdi de kitap neşriyatına yine aynı semtte devam ediyor. Yayınevinin yazarlarından Necmeddin Şahiner’in iki önemli eseri çıktı. İlki Cemil Meriç ile Başbaşa adını taşıyor. Yazarın yıllar önce bir gazetede tefrika edilen bu sohbetlerin merkezini mütefekkir İslam âlimi Bediüzzaman Said Nursi ve eseri Risale-i Nur Külliyatı oluşturuyor. Cemil Meriç’i ilk olarak 1975 yılında ziyaret eden ve o yıllarda gazetecilik yapan Şahiner, yıllarca Meriç’e gider ve ve kendisiyle pek çok röportaj yapar. Eser, bu konuşmalardan oluşuyor. Şahiner kitabın başında Cemil Meriç’i nasıl tanıdığını anlatıyor. Ardından Cemil Meriç’le yapılan konuşmaları okuyoruz. Şahiner ömrünü Bediüzzaman’a ve Risale-i Nur’lara adamış bir edibimiz. 70’in üzerinde eseri bulunuyor. En çok tanınan kitabı ise 67 baskı yapan Bilinmeyen Taraflarıyla Bediüzzaman Said Nursi. Şahiner bu kitabında da Meriç’e sorular yöneltiyor ve cevaplarını alıyor. Cemil Meriç pervasız, bütün cevapları cesurca. Yazarımızın ufuk açıcı soruları ile Cemil Meriç’in Bediüzzaman’ın yanı sıra edebiyat, tarih, dil, medeniyet, aydınlar ve diğer konular hakkındaki suallere verdiği cevaplar, istifade ile okunuyor. Şahiner’in bir diğer kitabı Hızır Reis Barbaros Hayreddin Paşa adını taşıyor. İyi bir araştırmacı yazar olan Şahiner, asırlarca şan ve şerefle geçen muhteşem mazimizin, destanlarla dolu tarihimizin ve mübarek ecdadımızın şeref levhalarını ortaya koyuyor. Eserde Hayreddin Paşa’nın hayatı ve zaferleri anlatılıyor. Kahramanımızın yetişme çağı, denizcilik tarihindeki yeri, kazandığı zaferler, fazilet ve ahlakı, fethettiği ülkeler, Osmanlı Devleti’ne olan sadakati mükemmel bir üslupla anlatılıyor. Yahya Kemal’in “Deniz ufkunda bu top sesleri nerde geliyor?/Barbaros belki, donanmayla seferden geliyor!” diye anlattığı büyük denizcimizi bu eser vesilesiyle yeniden tanımak, anlamak ve sevmek gerekiyor.

GÜL DEMETİ

Yayınevinin bir sürprizi de, unutulmuş bir yazarın bilinmeyen eserini kültür hayatımıza kazandırması oldu. Semiha Cemal’in Gül Demeti kitabını ben ilk defa gördüm. Yazarı tanıyordum ama bu eserinden haberdar değildim. Felsefe öğretmeni ve yazar Semiha Cemal’in güzel kalbinden ve dimağından süzülen, geçmişte bazı dergilerde yayımlanmış yazılarının toplanmasından oluşan Gül Demeti, bir solukta okunuyor. Tasavvufi neşve taşıyan eseri yayına hazırlayan Siyami Boylu’nun diğer kitapları, Mehmed Âkif Ersoy’u anlattığı gönüllere Sürgün Şair ile iki ciltten meydana gelen Âkif’ten Gençliğe Öyküler‘dir. Cağaloğlu Yayınevi’nden çıkan diğer kitaplar ve yazarları şöyle: Müziğin Ruhu (Halil Cibran, bu küçük kitabın İngilizce ve Rusça basımı da yapılmış bulunuyor.) İnsanlar Çocuk Kalsa (İbrahim Kalkan), Keloğlan Cücelerle (İbrahim Kalkan), Venüs ve Veteriner Hekimi (Yağmur Arabacı).