İran, kime dost kime düşman
İran’ın nüfusu bizim kadar. Yarısı Azeri Türklerinden oluşuyor. Toprakları bizim iki katımız. Petrol zengini bir ülke. Gaz rezervinde dünya ikincisi, petrol rezervinde dünya dördüncüsü. Kişi başına milli gelir ise bizimkinin yarısı kadar. ABD ambargosu dolayısıyla petrol ihracatı bu yıl on kat azaldı. Neredeyse bitme noktasına geldi. Avrupa ülkeleri ile iyi ilişkileri olan İran, ambargo dolayısıyla onlarla da sağlıklı ilişki kuramıyor.
Petrol ülkesi olduğu için İran’da devlet benzin fiyatlarına sübvansiyon uyguluyor, ucuza satılmasını sağlıyordu. Dünyada benzinin en ucuz oluğu ülkelerden biriydi. IMF tavsiyesi ile akaryakıttaki sübvansiyon kaldırılınca benzin fiyatları bir anda yüzde 50 zamlandı. Vatandaş isyan edip sokağa döküldü. Sonuç, yüzün üzerinde ölü, yüzlerce yaralı...
Büyük petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahip İran yönetimi, bu zenginliğini halkına yansıtamadı. Geçen yıl yaz mevsiminde hayat pahalılığı yine halkı sokağa dökmüştü. Para biriminin sürekli değer kaybetmesi, işsizlik, su ve elektrik kesintileri İranlıları bıktırmış, büyük gösteriler düzenlemişlerdi. Şimdi gösteriler daha büyük boyutlara ulaştı, göstericiler banka şubeleri ve resmi kurumları ateşe verdiler.
***
ABD’nin 2015 yılında nükleer anlaşmadan çekilmesi ve birbiri ardına yaptırımlar uygulaması İran’ı ekonomik sıkıntının ötesine sürükledi, halkın hayat standartları ciddi derecede düştü. Para birimi sürekli değer kaybederken, temel gıda maddelerinin fiyatları aldı başını gitti.
ABD, Trump’la birlikte artık askeri güç kullanmak yerine elindeki ekonomik gücü yıkıcı şekilde kullanıyor. Cephe aldığı ülkelerin halkını ekonomik bakımdan fakirleştirmek, piyasa araçlarını kullanarak gelir gider durumunu bozmak bir ülkeye askeri güçle girmekten daha çok zarar veriyor. O ülkeyi yönetenlerin durumunu da derinden sarsıyor.
Bunun açık örneğini yakın zamanda Türkiye bizzat yaşadı. ABD’nin piyasa dengeleri ile oynaması Ak Parti’ye büyük şehirleri kaybettirdi. Mutfaktaki yangın söz konusu olunca ne Suriye, ne Suriyeliler meselesi, ne diğer problemler vatandaşın öncelikleri arasına girmiyor. En basit anlatımıyla, bir yıl önce büyük şehirlerde 1 lira olan ekmek fiyatı şimdi 1,5 lira.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ve Avrupa ülkeleri ile ilişkileri sıcak tutmaya çalışması akıllıca bir politika. Bazı konularda diklenseniz bile ilişkileri koparmamak, geliştirmek gerekiyor. Türkiye’de son 3 ayda faizlerin yarı yarıya düşmesi piyasayı rahatlatmaya başladı.
***
İran’a son dönemde sadece kendi halkından değil, Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen’de ciddi tepkiler gelmeye başladı. Bağdat’ta isyan bayrağını açan Iraklı Şiiler, İran’ın iç işlerine karışmasını istemiyor. Lübnan halkı da gösterilerle bu isteğini dile getirdi…
Askeri bakımdan Irak, Lübnan, Suriye ve Yemen’de milis güçler oluşturan ve ciddi kaynaklar aktaran İran’ın bu tavrı bizzat Iraklı Şiiler tarafından protesto edildi. Hükümetin sert tepkisi dolayısıyla da Irak’ta 300’ün üzerinde gösterici hayatını kaybetti.
İranlı yöneticiler Suudi Arabistan ile kanlı bıçaklılar. En büyük düşman olarak ABD ve İsrail’i görüyorlar. Ancak kendi yanında olan Hizbullah ve İslami Cihad dâhil, İran destekli milisler bugüne kadar İsrail’in Filistinlilere saldırılarına en küçük bir karşılık vermiş değil.
İran, onca desteğine rağmen Türkiye’ye de dostça yaklaşmıyor. İran’ın kurdurduğu Irak’taki Haşti Şabi milisleri PKK ile açık açık işbirliği yapıyor. Suriye – Irak – Türkiye üçgeninde yer alan Sincar bölgesinde iki yıl önce PKK ile ortak meclis kurmuşlardı. Geçtiğimiz günlerde de kontrol noktaları kurup gelip geçen araçlardan haraç almaya başladılar.
Kendisine bağlı dört beş uydu devlet oluşturmaya çalışan İran, yakında nüfusunun yarısını oluşturan Azerilerden de olura şaşmamak lazım.