Dolar (USD)
34.49
Euro (EUR)
36.26
Gram Altın
2962.12
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Temmuz 2024

​İran halkı seçimini yaptı

İran’da yapılan seçimlerde, içerde ve dışarda ılımlı politikalar savunan ‘’reformcu’’ aday olarak bilinen Mesut Pezeşkiyan, ikinci turda İran’ın 9.cu Cumhurbaşkanı seçildi. 69 yaşında ve kardiyolog olan Mesut Pezeşkiyan, 16,3 milyon oy alırken, rakibi Said Jalili 13,5 milyon oy aldı.

Peki, İran seçim sonuçlarını nasıl okumalıyız?

Her siyasi tercih ya muhafaza etmeyi ya da değiştirmeyi hedefler. Halk hükümetlerin hizmetlerinden memnunsa, kötüyü engellemek için iktidarı muhafaza etmek ister ve tercihini ona göre yapar. Eğer memnun değilse, bu defa daha iyisini getirmek için değişimi destekler. İran seçimlerine bu açıdan baktığımızda, halkın değişim talep ettiğini görüyoruz. İran halkı, ülke kaynaklarını halkın refahına harcamak yerine vekâlet savaşlarıyla Yemen’i, Suriye’yi perişan eden muhafazakârların politikalarından memnun olmadığı olarak okuyabiliriz.

Hâlbuki 1979 İran İslam Devrimi, bütün Müslüman halklar için büyük bir umut olmuştu. Zira ‘’İran İslam Devrimi’’ siyasal bilimler açısından tarihte eşine az rastlanır bir olaydı. Yaklaşık 200 yıldan beri Batı dünyası ‘’bu çağda İslam devleti olamaz’’ propagandası yapıyordu. Ancak 1979 ‘’İran İslam Devrimi’’ batının 200 yılık propagandasını yerle bir etti. Batılılar gerçekten ‘’İran İslam Devrimini’’ açıklamakta yetersiz kaldı.

Bilindiği gibi devrim: Köklü siyasal ve toplumsal değişim anlamına gelir. 1979 İran Devrimine kadar, batı düşünce geleneğine göre, ‘’devrim’’ ancak ekonomik sınıflar eliyle yapılabilirdi.

Mesela,1789 Fransız devrimi yoksul kitlelerin ayaklanması sonucu ortaya çıkmıştı. Yoksul kitle, dünyanın köklü monarşilerinden biri olan Fransız Krallığı’nı devirerek Cumhuriyeti kurmuştu. Fransız Devrimi önce Avrupa’da sonra tüm dünyada büyük yankı uyandırmıştı. Bunun sonucunda imparatorluklar yıkılmış ve modern ulus devletler kurulmuştu.

Mesela, 1917’de Rusya’da meydana gelen ‘’Bolşevik Devrimi’’ benzer bir şekilde Rus işçi sınıfının eliyle iktidar oldu. Kısacası ekonomik bir sınıf, Romanov hanedanının sonunu getirmişti. Yıkılan idarenin nitelikleri açısından, Fransız devrimine benziyordu.

Mesela, 1949 Çin Devrimi de kendisinden önceki iki büyük devrimle benzerlikler taşır. Devrim yine ekonomik bir sınıf olan köylülere dayanan bir zümre tarafından gerçekleştirilmişti. Çin Devrimi, dünya siyasi, ekonomik ve kültürel hayatına önemli etkileri olmuştu. Bolşevik Devrimi ile benzer idealleri paylaşan Mao, devrim yöntemi ve sosyalist devletin yönetim tarzı açısından Lenin ve Stalin’den ayrılmıştı.

İran İslam Devrimi ise, kendisinden önceki hiçbir devrime benzememektedir. Önceki devrimlerle ortak tek nokta, monarşinin devrilmesiydi. Bunun dışında devrimi yapan kitle, devrim süreci, devrimin ideolojisi ve devrimin sonuçları itibariyle tamamen farklıydı.

İran Şahı, Şubat 1979 devriminden kısa bir süre önce, İran monarşisinin 2500. yılını kutlamıştı. Muhammed Rıza Şah Pehlevi’nin devrilmesiyle gerçekleşen devrim, monarşi yönetimini tamamen ortadan kaldırdı ve yerine İran İslam Cumhuriyetini kurdu.

Ancak İran İslam devriminin üzerinden 45 yıl gibi uzun bir süre geçmesine rağmen, alternatif bir paradigma geliştiremedi. Eğitimden ekonomiye, hukuktan siyasete, bütün insanlığı kuşatacak bir sistem üretemedi. Bugün İran, hâlâ tarım toplumu döneminde üretilen fetvalarla idare ediliyor.

Ayrıca İran, Fars milliyetçiliğini ve Şiiliği aşan cihanşümul bir bakış açısı geliştiremedi. Suriye’de, Yemen’de yaptığı katliamlar, İslam dünyasında büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır. İran halkı, ülke kaynaklarını doğru kullanacağını, komşularıyla iyi ilişkiler kuracağını vadeden Mesut Pezeşkiyan’ı Cumhurbaşkanı yaptı. Yeni seçilen Cumhurbaşkanı sözünü tutup halkını memnun edip etmeyeceğini bekleyip göreceğiz.