İNSÜLİN, SPOR VE GÜNDEM
Yukarıdaki başlığı görenlerin aklına neler gelir? Spor denilince bizim ülkemizde insanların aklına Futbol geliyor. Ligler başladı her hafta maçlar oynanıyor. Futbola büyük miktarda para aktarılıyor. Gazetelerin spor sayfalarını futbolla ilgili haberler işgal ediyor. Futbol kalitesi mükemmel olmadığı için oluşan boşluğu yöneticilerin sert demeçleri dolduruyor. Durumu fırsat bilen spor geçmişi olmayan yönetici de demeç patlıyor. Baştan beri izliyoruz. Ülkemiz çok sıkıntılı ve gergin günlerden geçiyor. Gelecek ile ilgili endişeleri olanlar çok. Umutsuzluk çok ileri devrede olmasa da kaygılar uyku kaçırıyor. Günlük bunaltıdan uzaklaşmak için televizyonunu açanlar keyifle maç seyretmeyi umuyorlar. Ne yazık ki umduklarını bulamıyorlar, hayal kırıklığı yaşıyorlar. Bize göre sebebi futbol kalitesinde ki düşüklüktür. İşin kötü tarafı insanların bu duruma alışmasıdır. Bizim futbol ile ilgili düşüncelerimiz bellidir. Bize göre futbol bir spor dalı değildir, sağlığımıza da hiçbir yararı yoktur. Futbol bir gösteri sanatı olarak gözükebilir. Gelişmiş ve çok geri kalmış ülkelerde futbol yığınları uyutmak için bir araçtır. Ama bizim ülkemizde çok kalitesiz olduğu için kitleleri etkiliyemiyor. Dolayısı ile bizdeki futbol "altı kaval üstü şişhane" benzetmesine çok uyuyor. Futbol ile ilgili olumsuz değerlendirmelerimizi belirttik. Ama spor için aynı şeyleri söylemiyoruz. Spor sağlık açısından faydalı bir uğraştır. Herkes kendi yaşına, cinsine, imkanlarına göre spor yapma şansına sahiptir. Özellikle çocukları ve ergenleri küçük yaştan itibaren spora başlatmak ve alıştırmak elzemdir. Yöneticilerin ve kanaat önderlerinin sportif etkinlikleri tavsiye etmeleri umulur. Spordan söz edince insülin denen hormondan bahsetmeden geçemeyiz. İnsülin hormonunun eksikliği ya da yokluğu bedenimizde şeker dengesini bozuyor. Sonuçta diyabet ( şeker hastalığı ) ortaya çıkıyor. İnsülin fazlalığının da sağlık sorunlarına yol açtığını bilmemiz gerekiyor. Kara yağlanması, safra taşı, ürit asit yüklenmesi, kan-yağ dengesinin bozulması, hipertansiyon, kalp krizleri, bunama, felçler insülin üretiminin artması sonucudur. Saymaya devam edelim. Romatizma, kilo fazlalığı, uyku problemleri insülin birikimi ve insülin direnci ile ilgilidir. Araştırmalar gösterdi ki insülin seviyesi ne kadar ise ömür o kadar uzun, kalıcı dertlerle karşılaşma olasılığımız o kadar azdır. Tersine insülin seviyesi arttıkça kalıcı hastalıklara yakalanma ihtimalimiz fazladır. Yemeklerden sonra erken acıkanlar, açlığa dayanamayanlar, acıkınca başı dönen ve içi çekilen, eli ayağı titreyenlere insülin seviyesine baktırmaları önerilir. İnsülin fazlalığı pek çok hastalığa aday olmak anlamına da gelmektedir. İnsülinin fazlası insanı hem hasta hem de kanser eder. Açlık krizleri yaşayan, tatlı nöbetleri geçiren, yemek sonrasında uyuklayan, kafa karışıklığı yaşayanlar, aile de (şeker, hipertansiyon, şişmanlık) öyküsü olanlar insülin yüksekliğini ciddiye almaları zorunludur. İnsülin çokluğu meme, kalın bağırsak, karaciğer, böbrek kanserine davetiye çıkarmaktadır.
Çözümü var. Futbol oynamak değildir, YÜRÜYÜŞ yapmaktır. Her gün düzenli yürüyüş yapacağız ve bunu alışkanlık hale getireceğiz.
Sonuç : "Yürüyüşü spor kabul edip çevremize tavsiyede bulunmalıyız."