İnstagram engeli üzerine…
İnstagram geçici olarak erişime kapatılınca, bazıları “özgürlük” hattından saldırıların dozunu arttırdı.
“İktidarın farklı fikirlere tahammülü yok!”muş!..
Yalan, kuyruklu yalan!
İktidarın bazı kesimlerinde bizim gibi “dost ikazlarında” bulunanlara karşı tepki var.
Diğer kesimler gayet rahat!
Bazıları da, Türkiye’yi hedef alan terör örgütlerine alenen destek verebilecek kadar pervasız!
x
Siyasi iktidar, bugüne kadar “kendisine” diş bileyen, bir kaşık suda boğmak isteyen çevrelere karşı olağanüstü müsamahakâr davrandı ki…
Ortam yumuşasın!
En baba dizilerde bile, “Gezi destekçisi" sözde sanatçılara rol verilmesini sağladı ki…
Ortam yumuşasın!
İktidar bugüne kadar birçok “fedakârlıkta” bulundu ama, karşındakinin eli, hep yumruk şeklinde sıkılıysa…
Ne yapsan boş.
Bir de karşıtlarınla iyi münasebetler kurmaya çalışırken, “taban”dan kayıplar yaşamak da var.
Zor iş siyaset, çok zor!
İktidar cenahı ne yaparsa yapsın…
Karşı taraf kendisini “yemeye” karar vermiş bir kere!..
Böyle bir durum var.
Siyasi iktidar, hangi “yumuşama” adımlarını atarsa atsın, onu bir kaşık suda boğmak isteyenler hiç geri adım atmadı.
“Yumuşama” denilen, tek taraflı bir tasarruf.
Yok…
Yumuşamaya niyetleri yok!..
Siyasi iktidar bugüne kadar ne yaptıysa, hep “yumruk” gösterdi karşı taraf.
Ve işte…
Şimdi de…
Türkiye’ye operasyon çeken İnstagram’ın “geçici süreliğine durdurulmasına” var gücüyle karşı çıkıyor…
"İnstagram da yapmadığı kötülük bırakmadı... Atatürk’ümüze hakaret onlarda, çocuk istismarı onlarda, Cinsel içerik paylaşımları onlarda…
Elbette bir ayar verilmesi lazımdı!” demeden…
İnstagram’ı savunuyor!
x
Mesele, Siyonizm’in desteğini alma meselesi mi?
Bu, her şeyin önünde mi?
İnstagram’a “Atatürk’e hakaretlere göz yumduğu için” destek veriyor değiller, herhalde.
Çocuk istismarından yana da değiller, şüphesiz.
Peki, mesele ne?
Malûm; Hamas Lideri Merhum İsmail Haniye’nin şehadetine dair taziye mesajlarını engelledi, İnstagram.
Bunun için mi destek veriyorlar İnstagram’a!
x
İnstagram’ın geçici süreliğine engellenmesine ateş püskürenleri, sosyal medyadan çok iyi tanıyoruz.
“Bize ne Arap’tan, hem zaten topraklarını satmasalardı!” yaygaracıları, yalancıları!..
X
Türkiye’yi bölme projesinde “Siyonistler tarafından” görevlendirilen PKK Terör Örgütü’nün uzantıları ile politik işbirliklerini, önceleri gizliyorlardı.
Şimdilerde, aleniyete vurdular.
Siyasi iktidar, yorgun.
Boşluk üstüne boşluk bırakıyor.
Vekillerinin çoğu, “Ortada kuyu var, yandan geç” modunda!
Bürokrasi de, bu havada…
“Yukarıdan” gelen emirleri “savsaklayarak!” gün geçiriyor.
Medya derseniz, yerli ve milli denilen kısmının neredeyse tamamı, “Yukarısı bir şeyler söylesin de peşinden gidelim!” havasında.
Öte yandan…
“Yerli ve Milli” sanatçılar, kıyıda köşede…
Rağbet, yine “yerli ve milli olmayan”lara!..
“Yerli ve milli” denilen akademisyenler derseniz…
Kahir ekseriyeti…
Ne etliye, ne sütlüye!
Sivil toplum örgütlerimizin ise çoğu, bizim,
“Tabela Partisi” gibi!..
X
Durum bu…
Ve ülkemizi dört değil, kırkdört koldan hedef alan düşmanları izliyoruz!..
Savunma alanında yapılanlar, güzel.
Bunun dışında..
Sıkıntı var.
Bu sıkıntıyı, en bariz şekilde ortaya koyan son misaller de…
“Olimpiyatta ülkemizi temsil edecek sporcular için hazırlanan” komik ötesi kıyafetler!..
Kimler seçti onları, kimler onay verdi?
x
Sosyal medyadan girdik.
Orayla bitirelim:
En az savunma alanı kadar önemli, hatta ondan bin kat önemli!
İpin ucu “Bush’tun” elinde; Siyonistler istedikleri gibi yönlendiriyorlar orayı.
“Yerli ve Milli” denilen hesapları anında bloke ediyor, “etkisiz hale” getiriyorlar!..
İstedikleri mesajları öne çıkartıp, istemediklerini gömüyorlar!
Biz ise…
“Cuma”mızı tebrik için bile Siyonistlerin paylaşım platformlarına mahkûmuz!..
X
Engelleyebiliyorsan, hepsini engelle…
Bunu yapamıyorsan, en güçlülerini sen kur!..
Bunu da yapamıyorsan…
“Kına”, dur!..