İnsanlık yangınında Bolu örneği
Orman yangınları hayatı felç ediyor.
Milyonlarca
canlı yanıyor.
Tabii
denge bozuluyor.
Türkiye’nin
güneyinde binlerce hektar orman alanı küle döndü.
Yangından
kaçan vatandaşlar yanlarına hayvanlarını da alabildikleri kadar aldılar,
kurtaramadıkları alevlerin arasında çığlıklarla can verdi.
İnsanların,
hayvanların çığlıkları her vicdan sahibini derinden yaraladı.
Yaralı
kurtarılan hayvanlar veterinerlerin tedavisiyle hayata döndürülmeye çalışıldı.
Hayvan barınaklarına teslim edildiler.
Yaralı bir kaplumbağaya su veren de
insan, yangından kendisine siyasi ve ekonomik ikbal devşirmeye çalışan da halkı
kin ve düşmanlığa tahrik eden de devlet otoritesini zaafa uğratıp kaos
çıkarmak isteyen de hayatını kaybeden vatandaşların insan olduğunu unutup
yangın yerini fitneyle cehenneme çevirmek isteyen de…
Orman
kundakçılarını, teröristleri çevreci göstermeye çalışanların aynı zaman terör
yalakaları olmaları yangınların asıl hedefinin insanlık olduğunu gösteriyor. Bunların aynı zamanda sığınmacılar
üzerinden iç savaş planları yaptıklarına dair güçlü emareler var.
Yakın
geçmişte Sivas’ta, Çorum’da,
Kahramanmaraş’ta, Malatya’da Erzincan Başbağlar’da
dini, etnik, ideolojik ve mezhebi kargaşalar çıkardıkları delilleriyle
sabittir.
15
Temmuz bunun en çarpıcı örneğidir.
Acıma
duyguları yok. Zulmü, hukuku alet ederek yapmaktan da geri durmuyorlar.
Son
girişimleri Konya’daki katliamı
etnik bir kimliğe bağlayıp Gezi ve çukur
terörüne benzer bir terör zemini oluşturmaya teşebbüs ettiler. Buna itiraz
edenleri de tehdit ettiler. “Biz buna
etnik katliamdır diyorsak öyle kabul edilmelidir” yönünde açıklamalar yaptılar.
Yıllardır etnisite üzerinden işledikleri cinayetleri hiç düşünmeden.
Çocukları dağa kaçırılan ailelerin
feryatlarına sessizler, hatta onları hainlikle itham ediyorlar.
Her
hayırlı işi, girişimi bildirilerle zehirleyen kendinden menkul sanatçı, aydın
güruhu hiçbir terör saldırısını kınamamıştır.
Son
bildiriciler orman yangınları üzerinden devlet, millet ve insanlık düşmanlığını
boca ettiler.
Orman
yangınları maddi yangınlardır, telafisi mümkündür ama manevi yangınların
tedavisi mümkün değildir.
Fitne
böyle bir yangındır.
İnsani değerlerin yok edilmesi,
insanlığın sonudur.
Orman yangınından kurtulan kaplumbağa
nasıl ki yangının ortasına atılamıyorsa yerinden, yurdundan, ülkesinden,
evinden, bucağından edilmiş mazlumları emperyalistlerin yangın yerine
çevirdikleri yerlere geri gönderilemezler.
Bu bağlamda insanlık yangının en tehlikeli
alanından biri de Bolu’dur.
Bolu Belediye Başkanı’nın
sığınmacılardan su ve katı atıklardan yüzde on daha fazla ücret alınması
teklifi Belediye Meclisinde oy çokluğuyla oylandı,
komisyona gönderildi.
“Şartlar oluştuğunda” yürürlüğe
koyacaklar.
Şartları
oluşturmak için bildiriciler
devrede…
Katarlı öğrenciler sınavsız tıp
fakültelerine giriyorlar, Suriyeliler huzurumuz bozuyorlar, onları geri göndereceğiz
diyen zevat devrede…
Orman yangınıyla bu fitne yangını
arasında söndürmede öncelik sıralaması yapılsa hangisi daha yakıcı ve yok
edicidir?
Bolu’da fitne ateşlenmek üzere…
İçişleri
Bakanlığı, çok yakın bir zamanda Suriye’den
gelip İstanbul’da sığınmacılara saldırıp sonra da vatandaşlara saldırarak
kargaşa çıkarmak isteyen teröristleri teşebbüs aşamasında derdest etti.
Olay,
her türlü provokasyona açıktır. 15 Temmuz’un zeminini de böyle oluşturmaya
yeltendiler. Aynı fitneye devam ediyorlar.
Bolu’daki durum, ateşlenmeye hazır bir
bomba gibi…
Belediye
zaten hukuksuzluğunu işyeri ruhsatı
vermeyerek göstermiştir. Yüzde on fazla vergi buna tüy dikmek olacaktır.
Bu
alenen halkı kin ve düşmanlığa
tahriktir. Kanun önünde eşitlik ilkesini çiğnemektir. Anayasanın onuncu
maddesini ihlaldir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin yedinci maddesine aykırıdır.
Devlet
ve millet aleyhine imza kampanyaları açanların bunları alkışlamaları,
hukuksuzluğu hukukçu kimliğiyle yapmaları hiç şaşırtıcı değil. Çünkü bunlar
darbelerin, yasakların hukukçusudurlar.
Bolu
Belediyesinde suç sabit…
Ülkenin
ve insanlığın kundaklanmasına bu millet, bu devlet fırsat vermeyecektir.
Elbette
adalet gereğini yapacaktır.
Ağrı’dan
Diyarbakır’daki evlat nöbetindekilere destek için yürüyeceklere selam olsun!..