İnsanlık onuru, İsrail'i yenecek
İnsanlığın vicdanı, sadece İsrail’i değil, emperyalist ülkeler ABD’yi de, İngiltere’yi de, Fransa’yı da, Almanya’yı da mağlup edecek.
Bütün dünyanın önünde bir vahşet yaşanıyor. Ve insanlık tarihi açısından hiç de iyi olmayan bir imtihan veriyoruz. Bu çetin sınavda, 1948’den beri Filistinlilere vahşice saldıran, Siyonist ve soykırımcı İsrail terör örgütünü kayıtsız şartsız destekleyen ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya sınıfta kaldı. Bugüne kadar sahiplendikleri barış, demokrasi ve özgürlük kavramlarının fos çıktığı görüldü. Geçen yazımda bahsettiğim gibi “Batı Emperyalizmine Siyonizm Kanı Karıştı.” Ve bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Geri kalan 195 devlet ya bu kirli ve kanlı ittifaka direnecek veya parça parça bu canavarlar tarafından yutulacak. Tercih onların. Ben insanlık onurunun bu beş alçak devletin yöneticilerine had bildireceğine inanıyorum. Nitekim şimdiden, bu beş ülkenin vicdanlı insanları isyan etmeye, katliamları büyük meydanlarda protesto etmeye başladı.
“DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR”
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan “Dünya beşten büyüktür.” tarihî sözünü haykırdığında bazı cahiller ve aptallar bunun kuru bir hamaset gösterisi olduğunu sandılar. Ama başta Birleşmiş Milletler olmak üzere birçok uluslararası kuruluşta artık bu hakikat seslendiriliyor. Dünyayı birkaç ülke yönetemeyecek bundan sonra. Önce halklar ayağa kalkacak, sonra da aydınlar ve sanatçılar. Bulundukları mevkileri kirleten, kanlı ellerini ülkelerine de bulaştıran beş lider dünyaya hesap verecek. Netanyahu ve şürekâsı işledikleri cinayetlerden dolayı sorgulanacak. Ama er, ama geç! Nasıl Bosna’da soykırım uygulayan kasaplar, yıllar sonra hesap verdi ve dünyaya rezil olduysa Gazze canileri de mutlaka hukuk önüne çıkarılacak.
SANAT DÜNYASI AYAKTA
Sanat dünyası ayakta. Bağlarbaşı Kültür Sanat Merkezi’ndeki Filistin programına yüzlerce kişi katıldı. Yazar Nurettin Taşkesen, Hekimoğlu Ali Paşa Kültür Merkezi’nde düzenlenen “İstanbul Sohbetleri”nde “Filistin’in Dünü ve Bugünü”nü anlattı. Vicdan taşıyan sanatçılarımız sosyal medya hesaplarında soykırıma isyan ediyor. Onlardan biri de kıymetli sinema yönetmeni Semih Kaplanoğlu. Ünlü yönetmen, hesabında şu görüşe yer verdi: “Bu yapılana soykırım demek hafif kalıyor. Her seferinde bir daha olmaz diye dua ediyorum. Ama daha da korkuncunu yapıyorlar. İnsan olmaktan, bunu yapanlarla aynı çağda yaşamaktan, bu öldürücü çaresizlikten utanç duyuyorum. Sizi kimler yetiştirdi? Hiç mi sevilmediniz? Sevmediniz!”
BELEDİYELERDEN AMBARGO
Belediyeler ve bazı resmî kurumlar İsrail ve onu destekleyen ülkelerin ürünlerine ambargo uygulamaya başladı. Halkımız da aynı ürünleri boykot ediyor. Bakkal ve marketlerden artık İsrail ve bendeleri olan ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya malları alınmıyor. Fiyatlarını düşürmelerine, hatta promosyon eklemelerine rağmen bu ürünler talep görmüyor. Market yöneticileri, müşteri kaybetmemek için İsrail ve yandaşı ülkelerin ürünlerini bulundurmadıklarını camekânlarından duyuruyor. Esenler Belediyesi Başkanı Tevfik Göksu, sosyal medya hesabında yaptığı açıklamada “Siyonist İsrail’in Gazze’deki soykırımına sessiz kalan ya da destek veren bütün kuruluşların belediyemize bağlı tesislerimizdeki tüm sözleşmeleri iptal edilmiştir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.” dedi. Benzer bir açıklama Üsküdar Belediyesi’nden yapıldı. Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’in açıklaması şöyle: “Belediyemize ait 5 Nevmekân başta olmak üzere tüm sosyal tesislerimizde, İsrail’in Filistinli kardeşlerimize uyguladığı zulmün yanında yer alan markaların ürünlerine yer yoktur, hiçbir zaman da olmayacaktır!” Fatih Belediye Başkanı M. Ergün Turan da yaptığı açıklamada şu açıklamada bulundu: “Sosyal tesislerimizde boykot var. Fatih Belediyemize ait tesislerimizde İsrail destekçisi ürünlerin satışı ve dağıtımı yasaklanmıştır.” Şuurlu milletimiz boykot konusunda kararlı. İslam âlimi Bediüzzaman, yaklaşık bir asır önce “Avrupa mamullerini” boykot ettiğini ve yerli mahsulleri tercih ettiğini belirtmişti. Aynı şuura sahip olan merhum Prof. Dr. Esat Coşan’ın şu mühim sözünü sosyal medyada gördüm: “Yahudi’nin dini imanı para olduğu için boykotu küçümsemeyin!”
TUNUSLU EMEL’İN FİLİSTİN ŞARKISI
Bütün sanatkârlara ama bilhassa ses sanatçılarına bugünlerde büyük görev düşüyor. Gözlerine uyku girmemeli ve en güzel bestelerini masum çocuklar için şimdi yapmalı, Filistin acısını dile getiren şarkılarını hüzünle seslendirmeliler. Geçen akşam CNN Türk’te yürekli sanatçı, Tunuslu Şarkıcı Emel Mathlouthi, Filistinli çocukların haykırışını bütün dünyaya duyurdu. Hem şarkısını defalarca seslendirdi hem de insan olan herkesin Gazze’ye sahip çıkması gerektiğini açıkladı. Stüdyoda olan bütün konuşmacıların gözleri yaşardı. “Ben Filistin’de doğdum. Yerim Yok” şarkısı şu anda dünyada en çok dinlenen eserlerden. Murat Kekilli’nin “Kahrolasın İsrail” şarkısı da Türkiye’de en çok sevilen şarkılar arasında.
ŞAİRLER HAYKIRIYOR
Müzisyenler kıyama kalkar da şairler durur mu? Toplumda en duyarlı insanlardan olan şairler de Gazze’deki masumlara sahip çıkarken katil İsrail’e zehir zemberek mısralarla hücum ediyorlar. Onlar da şiirlerini mızraklara dönüştürerek Siyonistlerin kalplerine saplıyor. Sakarya’da şairlerin “Şiirimiz Filistin” duruşundan sonra İstiklal Caddesi’nde “Gazze Şiir Nöbeti” başladı. Burada şairlerin şiirleri Türkçe ve farklı beş dilde seslendirildi. Ömer Erdem sosyal medya hesabında “Yıkılacak Duvar” şiirini paylaştı. İsrail’in hırsızlığının vurgulandığı şiir şöyle: “Kelimeler silahlardan büyüktür/Zeytin ve gözyaşı toprağıdır aşkın/Çocuklar yaşamak için doğarlar/İsrail denizin suyu tuzdandır/Tuz nasıl ayrılmazsa sudan/Sen de sökemezsin insanı insanlıktan/Kelimeler ölümden de büyüktür İsrail/Bizim gözlerimiz nasıl bakarsa/Öyle bakar kelimeler senin suçlarına/Sen ekmek çaldın İsrail/Sen çarşıdan üzüm çaldın/Çocukların burnundan oksijen tüpü çaldın/Sen ömrümüzden hayat çaldın İsrail/Kudüs’ü çaldın Zeytindağı’nı çaldın/Elhalil’i çaldın Beytüllahim’i çaldın/Senin çalmadığın ne var İsrail/Biz buradayız İsrail/Silahsız yumruklarımız ve sesimizle/Madem durmayacaksın İsrail/Uyku haram bize/Senin suçlarını unutmak haram/Boşuna ağlayıp durma o duvarın önünde/Sen artık yıkılacak bir duvarsın İsrail…” Nurullah Genç şiirinde içimizi yakan mısralara imza atıyor: “Bir rüya gördüm; Gazze’de kuşlar/Kalbimize inip inip kalkıyorlardı/‘Nerdesin ey Ömer, ey Selahaddin?’/Diyerek acıyla kanat çırpıyor/Yüzümüze bir garip, bir tuhaf/Dalgın dalgın bakıyorlardı.” Ve Bestami Yazgan: “Düşmanlar olsa da çetin,/Âşığıyız hürriyetin./Şimdi her yürek Filistin,/Sevdamızdır Kudüs bizim.”
DERGİLER SUSMADI
Aylık sanat edebiyat dergileri kasım sayılarının kapak ve dosya konularında Gazze’yi, Kudüs’ü ve genel olarak Filistin’i ele aldılar. Şehir ve Kültür, Yedi İklim, Edebiyat Ortamı ağırlıklı olarak Filistin konusunu işlerken Cins dergisi de, İsmet Özel’in “Susmanın suça iştirak olduğunu bilecek kadar aklım başımda.” sözünü öne çıkardı. Şehir ve Kültür’ün Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Kâmil Berse, başyazısında “Siyonizmin Hedefi ve Katliamlarının Kaynakları” üzerinde durdu. Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak ise “Kudüs ve Mescid-i Aksâ Sevdamız” makalesiyle yer aldı. Kâmil Uğurlu’nun şiiri bugün Gazze’de hepimizin içini yakan çocukların ruh hâlini anlatıyor: “Çocuk Kaderi Bilmez.” Ben de Filistin ve Kudüs davasını çizgilerinde yaşatan ve bu konuda bir şuur uyandıran, bu yıl Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nü alan kıymetli sanatkârımız Hasan Aycın’ın portresini yazmaya çalıştım. Yedi İklim, siyah bir kapakla ve “Gazze” kapağıyla çıktı. Derginin ilk yazısını Filistin ve Gazze’ye ayıran Ali Haydar Haksal’ın son satırları yürek yakıcı: “Filistin toprağından ateş yaratılışlı lâle yetişsin diye/Orayı Müslüman kanıyla suluyorlar yine!” Dergide Nurettin Durman’ın “Ah Kudüs” şiirini okumak gerek.
GAZZELİ ÇOCUĞUN DOĞUM GÜNÜ
Televizyon ekranları ibret levhası. Üstlerine yağan bombalara rağmen Gazze’de bir Filistinli çocuğun doğum günü kutlanıyor. Çocuklar gülüyor ama bizim gözlerimiz yaşarıyor. “Hayırla yaşa” nağmeleriyle annesi ve arkadaşları tarafından doğum günü kutlanan Gazzeli çocuk, belki de az sonra gözünü hastanede veya morgda açacak. Filistinliler yediden yetmişe kahraman! Hepsi Yiğit yürekli! Ölüme ve katil İsrail’e meydan okuyuşları dillere destan! Binlerce şiir, yüzlerce roman ve onlarca filim çıkar bu asil duruştan. Filistinliler bize “Müslümanlığı” öğretiyor, yeryüzünde yaşayan herkese “insanlığı” hatırlatıyor. Hepimizi uyarıyor, uyandırıyorlar. İyiliği ve kötülüğü gösteriyor, karınca misali safımızı belirlememizi istiyorlar.
Gazze kasabı Netanyahu, dünyanın gözü önünde bebek katilliğine devam ediyor. Bazı cahiller, savaşı (!) ABD’nin durdurabileceğini öne sürüyor, durdurmaz. Zira 1948’de beri İsrail’i dünyanın başına bela eden bu ülkedir. İslam’a ve Müslümanlara savaş açan ABD, İsrail’i Akdeniz’deki ve Ortadoğu’daki ileri karakolu olarak kullanıyor. Tek çözüm Türkiye’nin önderliğinde 57 İslam ülkesinin birlikte hareket etmesi, vicdan sahibi diğer dünya ülkelerini yanlarına alıp bu kirli ittifakı dağıtmasıdır. Başka çözüm yolu yok! Tolstoy, “Bir insan acı duyuyorsa canlıdır; başkasının acısını hissediyorsa insandır.” der. Bugün Gazze’deki çocukların, yaşlıların, kadınların, masumların iğrenç şekilde katledilip şehit edilmesine acımayanlara insan gözüyle bakılmaz! Ben de bakmıyorum. En gür ve güçlü sesimizle, bütün içtenliğimizle bağırmalıyız: “Kahrolsun İsrail!”