Dolar (USD)
34.76
Euro (EUR)
36.57
Gram Altın
2950.88
BIST 100
9884.32
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Aralık 2024

​İnsanlık Filistin'de Ölmesin

Filistin meselesi, sadece coğrafi bir ihtilaf değil, insanlığın ortak vicdanının sınandığı bir dramdır. Bu bağlamda geçtiğimiz hafta katıldığım iki program, konunun derinliğini ve Türkiye’nin bu meseledeki duruşunu bir kez daha gözler önüne serdi.

İlki, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlendi. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun (TİHEK) öncülüğünde gerçekleşen toplantıda, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un konuşmalarını takiben sunulan sinevizyon, İsrail’in Filistin halkına uyguladığı sistematik zulmü çarpıcı bir şekilde hatırlattı. Bu organizasyonda, İsrail’in savaş suçlarını belgeleyen ve TİHEK tarafından hazırlatılan rapor kitabının tanıtımı yapıldı. Bu rapor, uluslararası hukuk açısından önemli bir referans niteliği taşıyor ve adalet arayışının sadece sözde değil, eylemde de sürdürüldüğünü ortaya koyuyor.

Bir diğer program ise Ankara’nın serin bir cuma akşamında, Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nin sıcacık atmosferinde gerçekleşti. 29 Kasım, “Uluslararası Filistin Halkıyla Dayanışma Günü” vesilesiyle düzenlenen etkinlik, siyasetçilerden akademisyenlere, gazetecilerden sivil toplum temsilcilerine ve devlet temsilcisi sıfatlarıyla büyükelçiliklerin misyon şeflerine varıncaya kadar geniş bir katılımla birlikte olduk. Burada yükselen ortak mesaj çok netti: Filistin’in özgürlüğü, insanlık onurunun vazgeçilmez bir parçasıdır.

Gecenin anlamını kavramak için tarihin tozlu sayfalarına kısaca dönmemiz gerekiyor. 29 Kasım 1947’de Birleşmiş Milletler’in aldığı karar, Filistin topraklarını ikiye bölerek bugünkü çatışmaların zeminini oluşturmuştu. Ancak aynı tarih, 30 yıl sonra mazlum halkın direnişini simgeleyen bir anlam kazanarak “Dayanışma Günü” ilan edildi. Bu çelişkiler yumağı, Filistin halkının mücadelesini dünya vicdanına taşıyor.

Etkinlikte Filistin halkının acılarını ve umutlarını gözler önüne seren bir belgesel izlenirken, konuşmaların tonunu ise BM Türkiye Mukim Koordinatörü Babatunde Ahonsi’nin sözleri belirledi. Ahonsi’nin, “Hiçbir şey Hamas’ın 7 Ekim katliamını haklı çıkaramaz” ifadesi, salonda derin bir rahatsızlık oluşturdu. Bu sözler, işgali ve direnişi tarihsel bağlamından koparan tek taraflı bir bakış açısını yansıtıyordu. Tepki olarak TBMM Türkiye-Filistin Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Ak Parti Milletvekili Hasan Turan başta olmak üzere Hüda Par Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ile birlikte birçok katılımcıyla birlikte salonu terk ettik. Asansör kapısında Filistinlilerin de vicdanlarının bu ifadelerle yaralandığını anlatmalarıyla kürsüye çıkan Filistin Devleti Büyükelçisi Faed Mustafa’nın konuşmasını dinlemek üzere salona girdik. Gecenin son konuşmacısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Türkiye’nin Filistin’e olan desteğini bir kez daha yüksek sesle dile getirdi. Bakan Işıkhan’ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Hamas, Filistin halkının Kuvay-i Milliyesidir” sözlerini hatırlatması hem siyasi hem de tarihi bir vefa borcunu ortaya koyarken salonda alkışlarla destek verildi.

Bu ve buna benzer toplantılar, Filistin’in mücadelesinin sadece kendi topraklarının değil, insanlığın ortak vicdanının bir davası olduğunu yeniden hatırlattı. Tarih, bu mücadelenin şahidi olmaya devam ederken, dayanışma ruhunun adaletin en güçlü dayanağı olduğunu unutmamak gerekiyor.

Unutmadık, unutturmayız…Filistin özgürlüğüne kavuşana dek, insanlık vicdanı bu yükü taşımakla mükelleftir.