Dolar (USD)
34.76
Euro (EUR)
36.55
Gram Altın
2948.80
BIST 100
9879.41
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 May 2024

​İnsanlığın son kalesi Gazze!

Gazze insanlığın son kalesidir.

Yeryüzünü kan, gözyaşı, işgal ve soykırım alanına çeviren Siyonist Yahudiler ve onlara her şekilde destek veren küresel sömürgeci emperyalistlerin, insanlığı tamamen köleleştirmesinin önündeki tek engel Gazze kaldı.

İnsan kalabilmenin yolu bu düzene isyan etmekten geçiyor.

Halihazırda dünyadaki en özgür insanların yaşadığı, zalime boyun eğmektense ölmeyi göze alan ve ölümleriyle bile insanlığa ders verenlerin vatanı Gazze insanlığın son kalesidir!

Amerika’nın sınırsız desteğiyle İsrail, yedi aydır her gün katliam yapıyor Filistin’de. Her gün çocukları öldürüyor, aileleri yok ediyor, hastaneleri, gazetecileri, yardım görevlilerini vuruyor. Şimdiye kadar onlarca toplu mezar ortaya çıktı. Kırk binden fazla insan katledildi, bombalarla yerle bir edilen enkaz altında bir o kadar insan kaldı.

Yapılan katliamlar o kadar tahayyül dışı ki, Allah’ın, bir insanın kainattaki en şerefli mahluk olabildiği gibi “belhüm adal” hayvandan bile aşağı bir mahluk diye nitelendirmesini doğrulayan, tersinden Allah’ın ayetlerini ispatlayan sefil ve zavallı mahluk olduklarını gösterdiler tüm dünyaya…

Bir avuç katil Yahudinin bu kadar cüretkar şekilde soykırım yapması Amerika ve Avrupa ülkelerinin verdiği destek sayesindedir.

Çünkü küresel şeytani sömürü düzeni, insanlığı robot haline getirerek istediği şekilde sömürmeyi sürdürebilmek için, bu şeytani düzenin en önemli dişlilerden biri olan Siyonist İsrail’i desteklemek zorunda. Dünyanın gözü önünde yapılan soykırıma yalan da olsa iddia ettikleri tüm değerleri çiğneyerek açıkça desteklemeleri “Siyonist canilerin yenilgisinin” insanlığın zalimlere karşı zafer kazanma ümidini tekrar dirilteceği içindir. İki yüzlü, vahşi ve sömürgeci düzenin yıkılmasından korktukları için…

Gazze, küresel zalim düzenin prangalarından kurtulabilmek için insanlığın son kalesidir.

Siyonist İsrail ve emperyalist AB-D yanında olmak ile, insan olmayı seçmekten başka yolu yok insanlığın. Ortası yok bunun.

Ya zalimin prangasını boynuna takıp insanlığından vaz geçecek, ya da ödemesi gereken bedeli göze alıp özgür ve onurlu bir insan olarak yaşamaya devam edecek noktadayız.

Hangi mazeretin ardına sığınırsa sığınsın, Siyonist soykırıma destek veren, sessiz kalan, tepkisini göstermeyen herkes, insanlık vicdanı karşısında mahkumdur artık. Katil, zalim, menfaatçi, bigane ve umarsızlıktan dolayı mahkum olan herkes, hem dünyada hem ahirette hesabını verecek elbet…

İşte bunun farkında olan dünyanın her yerindeki vicdanlı insanlar ayağa kalktı soykırıma tepki gösteriyor. Özellikle ABD ve Avrupa ülkelerinde üniversite kampüslerini sokakları meydanları dolduran ve “Filistin’e özgürlük” diye haykıran insanlar, bir yandan da küresel şeytani düzenin boyunlarına taktığı esaret zincirini kırmak için haykırıyor.

İnsan olduklarını, insan olmaya devam etmek istediklerini haykırıyorlar. Vahşi kapitalizmin çarkları arasında “kendilerine biçilen rolü” yaşamak zorunda kalan insanlığın isyana şahit oluyoruz aslında Batıda.

Amerika ve Avrupa’da, Siyonizmin avucunda piyon olan küresel sistemin güdücüleri, İsrail’in yaptığı soykırıma açıkça destek veriyor ve buna tepki gösteren halklarını zorbalıkla sindirmeye çalışıyor.

Fakat uzun bir süredir ruhları desteksiz, amaçsız gayesiz adeta robot gibi yaşamaya zorlanan insanlar “insan hissedebilmek için” bedel ödemekten çekinmeden meydanları dolduruyor.

Küresel zalim düzene isyan ediyorlar.

Gazze direnişi dünyada büyük bir kırılmaya yol açtı. İnsan olanlar ve insan düşmanları arasında. Küresel işgal düzenine, ikiyüzlü politikalara isyan. Batının, sömürür aparatı olarak kullandığı “değerlerin” yalan olduğunu fark ettikleri için isyan… İnsan hakları masalını duymaya isyan. Uluslararası hukuk yalanına isyan. İnsan hayatı kıymetlidir hikayesine isyan. Güçlünün zayıfı ezmesine, Siyonist canilerin yüz yıldır tüm dünyayı kandırarak Filistinlilerin topraklarını bir hırsız gibi çalmasına isyan…

İsrailli Yahudi yazar Alon Mizrahi’nin ifadesiyle:

“Filistin, dünya gençlerine, kapitalist, kurumsal dünya düzeninin acımasızca inkar ettiği hayatın anlamını ve manayı yeniden öğretiyor.

Filistin gerçek ve somut bir mücadeledir ama aynı zamanda ve bu çok önemli, evrensel öneme sahip felsefi bir özgürleşme aracıdır. Ve bu çocuklar, insan ruhuyla hiçbir bağlantısı olmayan soğuk ve anlamsız ritüellerin okyanusunda boğulmamak için ona bir can simidi gibi sarılıyorlar: doğ, öğren, bir meslek edin, maddi şeyler biriktir, sisteme itaat et, aile kur, öl.

Onlar bunu istemiyor. Ekranlarına baktılar ve biz onların bu ekranlarda kaybolup yok olduklarını düşünürken, aslında orada(Gazze’de) hayatı ve gerçek anlamını buldular.

Filistinlilerin kitlesel olarak öldürülmesinin, yerlerinden edilmesinin ve insanlık dışı muamele görmesinin son bulmasını istiyorlar, ama aynı şeyi kendileri için de istiyorlar. İnsan hissetmek istiyorlar ve onları aşağılamaya, küçümsemeye ve parçalamaya o kadar hevesli olan sistemi reddediyorlar.

Filistin Devrimi, Fransız Devrimi'nden daha etkili olabilir…”

Dünyayı bir yılan gibi saran Siyonist-emperyalist sömürü düzeninin insanlığımızı elimizden alamaması için Gazze’deki onurlu direnişin zaferi için elimizden gelen her şeyi yapmakla mükellefiz.

İnsanlığın son kalesi Gazze düşmemeli!