Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

İnsanlığın geleceğini düşünmek

İnsanlığın geleceği hakkında düşünmek ve konuşmak kolay bir iş değildir. Yarın başına ne geleceğini bilme gücüne sahip olmayan fani insanların, insanlığın geleceğini bilmesi imkansızdır. İnsanlığın geleceği üzerinde düşünmek ve konuşmak, insanlık için önemli bir soru olmanın ötesinde, asli bir meydan okumadır. İnsanlık, kolektif olarak insanlığın geleceğinin ne olacağı şeklindeki meydan okumaya cevaplar üretme ihtiyacındadır. İnsanlığın geleceğinin ne olacağı tartışmasına, maksimum düzeyde küresel ölçekte kadın ve erkeğin katılması ortaya çıkacak cevapların derinleşmesini ve dünyada bu konuda bir farkındalığın gelişmesini sağlayacaktır. İnsanlığın nasıl bir geleceğe doğru yöneldiği üzerinde düşünmek, çok değerli bir çabadır, çünkü yeryüzündeki en şerefli varlık olan insanın geleceği her şeyden daha önemli bir konudur.

İnsanlığın geleceği üzerinde düşünmek, astrolojik bir girişimde bulunmak, kehanet veya falcılığa girişmek demek değildir. İnsanlığın geleceği üzerinde bir tartışma oluşturmak, eğlence olsun bu konuda söz söylemek anlamına da gelmemektedir. İnsanlık, kaos, şaşkınlık ve belirsizlik olarak niteleyebileceğimiz bir dönemden geçmektedir. Kaos, panik ve korkunun egemen olduğu mevcut insanlık durumunu sağlıklı ve derinlikli bir şekilde tefekkür etmeye çalışmak, insanlığın yüzyüze kaldığı sahici anlamdaki beka sorunundan kaynaklanmaktadır. İnsanlığın yeryüzündeki varlığının gelecekte devam edip etmeyeceği sorusu, sahici anlamda insanlığın bir beka sorunuyla karşı karşya olduğunu göstermektedir.İnsanlığın beka sorunu olgusu ışığında mevcut insanlık durumunun ve gelecek muhtemel durumun nasıl şekilleneceğine dair düşüncelerimizin, korkularımızın, umutlarımızın, felsefelerimizin ve analizlerimizin ortaya konulması gerekmektedir.

İnsanlığın geleceğine dair değişik ütopyalar ve distopyalar öne sürülmektedir. İnsanlığın geleceği konusunda iyimserlik ve umudun ağır bastığı cennet senaryolarından söz edebiliriz. Bilim, teknoloji ve refahın gelişmesiyle gelecekte fakirliğin ortadan kalkacağı, ölümcül hastalıkların tedavisinin mümkün olacağı, şiddetin azalacağı, insanların müreffeh hayat süreceği bir gelecek öngörülmektedir. Cehennem senaryosuna gore ise nanoteknoloji, biyoteknoloji ve yapay zeka gibi ileri teknolojiler, insanlığın hayatında radikal değişikliklere neden olacak, bu teknolojiler insanlığın yeryüzündeki varlığını yok olmaya götüren neticelere yol açabilecektir. Başka bir ifade ile geleceğin endüstrilerinin insanı nihai yıkıma götüren araçlar olduğu konusunda dehşet senaryoları ortaya konmaktadır. İnsanlığın geleceğinin cennet veya cehennem olacağını söylemek için vakit henüz erkendir. Şu an için olup bitenler, insanlığın nihai sona evrilmesine yol açan bir gelecek yöneliminden ziyade, tehlikelerle, risklerle ve belirsizliklerle dolu bir geleceğe doğru yürüdüğünü söylemek mümkündür.

İnsanlık, tarih boyunca büyük değişimleri ve dönüşümleri başarmıştır. Tarım devrimi, sanayi devrimi, bilişsel devrim, bilgisayar devrim, bilgi devrimi, hep insanın gerçekleştirdiği dönüm noktası niteliğinde olan değişimlerdir. İnsanlık, artık yepyeni bir değişimin gerçekleştiği bir geleceğe doğru yönelmektedir. Bu yeni durumu insan ötesi devrim (trans-humanist devrim) olarak niteleyebiliriz. İnsan ötesi devrim sonucunda, dünyada hiçbir şey artık eskiden olduğu gibi insanın isteklerine göre şekillenmeyecektir. İnsan, yarattığı robotlarla, yapay zekalarla, cyborglarla, insanımsı varlıklarla, insan bilincinin bütün özelliklerine sahip bilgisayarlarla yaşayacaktır. İnsanımsı özellikler taşıyan teknolojik varlıklar, insanötesi toplumda insana hükmetme imkanına kavuşabilirler. Gelecekte insanın teknolojiye mutlak bağımlı hale gelmesi, insan için daha az özgürlük ve onurun olduğu bir dünya anlamına gelmektedir. Yeni teknolojilerin, insan onuruyla beraber, insanlık türünü bütün olarak ortadan kaldırmaya yol açması şeklinde bir tehlikenin ortaya çıkması, çok güçlü bir olasılıktır.

Genetiği değiştirilmiş ürünlerin sağlıklı olacağı ve insanlığın açlık sorununu sona erdireceği öngörülüyordu. Ancak genetiği değiştirilmiş yiyecekler, gıdadan başka her şey olmuş, önemli sağlık sorunlarına neden olmuş ve GDO’ların kendisi sorun olmaya başlamıştır. Gelecekte insanın DNA’sının değiştirilmesi ve yeniden düzenlenmesi için yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Geleceğin dünyası genetiği değiştirilmiş insanımsı varlıklarla dolu olacaktır. İnsanımsı varlıklar, insan değildirler. İnsanlık, dünyayı, insanımsı yaratıklarla doldurmak için bütün enerjisini ve birikimini seferber edeceğine, daha iyi ahlaklı insanlar olmak için neler yapılmalıdır sorusunu acilen gündemine almalıdır. İnsanın geleceğini güvenceye alacak şey, insanımsı yaratıklar icat etmek değil, daha iyi insanlar olma arayışıdır.