İnsanın derin karanlığı: Kapalı zihin
İnsan, açık ve dinamik bir zihinle dünyaya gelmesine rağmen, içinde yaşadığı kültür, mensubu olduğu toplum ve aile, aldığı eğitim, yetişme tarzı ve ilişkileri onu kapalı zihinli hale getirmektedir. Kapalı zihin, insanın sonradan kazandığı yapay bir özelliğidir. İnsan için doğal olan, açık ve özgür zihin halini korumaktır. Önyargı, cinsiyetçilik, milliyetçilik, fanatizm, ırkçılık, kabilecilik, yabancı düşmanlığı gibi tutum ve davranışlar, insanın içine yuvarlandığı kapalı zihin halinden kaynaklanmaktadır.
İnsanı kapalı zihinli hale
getiren ana dinamik fobileridir. Farklı olandan korkan insanlar, kendilerini
insanlara, doğaya ve hayata kapatırlar. Kapalı zihin sahibi kişiler, farklı
olandan korktukları gibi, farklı olana düşman olarak bakarlar. Kapalı
zihinlilik, korku ve düşmanlıktan beslenen anormal, yapay, yüzeysel ve sığ bir
yozlaşma durumudur.
Kapalı zihin sahibi kişilerin
kendilerine özgü bir düşünceleri, kullandıkları aktif bir akılları ve yaşam
stilleri yoktur. Kapalı zihin sahibi kişiler ve kimlikler, her şeylerini
dışarıdan kopya ederler. Kapalı zihin durumunun, intihal ve taklit yapmaktan başka bir
özelliği yoktur. Onlar, yaptıkları
kopyacılığı, intihali ve taklidi karartmak için kendi içlerine kapanırlar ve
dış dünyaya bütün kapılarını kapatırlar. Felsefede, bilimde, sanatta,
maneviyatta, siyasette, edebiyatta, müzikte, mimaride, teknolojide, akademide yeni
sözler söylemek yerine hep başkalarının sözünü yüzeysel olarak tekrarlayan ve
yeni sözler söyleme imkânını ortadan kaldıran kapalı zihin halinin, orijinal
nitelikte bir değişimi ve dönüşümü gerçekleştirmesi mümkün değildir.
Kapalı zihin sahibi kişiler,
hiçbir şekilde kendi inançlarını, değerlerini, kimliklerini, kanaatlerini ve yaşam tarzlarını
sorgulamazlar ve onların sorgulanmasına da izin vermezler. Kapalı zihin sahibi kişinin kendini
gerçekleştirme, kendi sahici gerçekliğini bulma ve inşa etme şeklinde bir
sorunu yoktur. Kapalı zihin, kişiye sahte bir kişilikle sahte bir hayatı yaşamanın
en yüce erdem olduğunu empoze etmektedir. Kapalı zihin, insanın hayatını sahte
inançlar, kurgular ve yalanlar üzerine kurmasına neden olmaktadır. Kapalı
zihin, aslında hayatı yalanlar üstüne yaşamak demektir.
Kapalı zihin sahibinin kendine
ait düşünceleri, değerlendirmeleri, duyguları,
düşleri ve değerleri yoktur. Kapalı zihin halindeki kişi, sürekli olarak
aile, din, siyaset, ahlak, kültür ve eğitim alanlarında ne yapıp
yapmayacağı konusunda dış kişiler ve kurumlar tarafından kendisine emirler
verilmesini bekler. Kapalı zihin sahibi kişi, ekmek ve su gibi kendisine
çobanlık yapacak bir güç tarafından güdülmeye ihtiyaç duymaktadır. Kendi
önyargılarının çürüklüğüne, inandığı yalanların geçersizliğne rağmen kapalı
zihin sahibi kişiler, kendilerinin mutlak haklı oldukları yalanına mutlak bir
şekilde inanmışlardır.
Kapalı zihin, hep güvensizlik, geçersizlik ve gelişmemişlik
duyguları ve düşünceleri içindedir. Güvensizliğinden, geçersizliğinden ve
gelişmemişliğinden kurtulmak için kapalı zihin sahibi kişiler, korkularına
sığınırlar, korkularını kendi haklılıklarının tek temeli haline getirirler.
Kapalı zihin, hiçbir şekilde yanlış olma ihtimalini kabul etmez. Korkularının
yanlış olabileceği ihtimali belirdiği andan itibaren kişi, kendisini daha güvensiz ve geçersiz
hissettiğinden dolayı daha fazla içine kapanmakta, hayata, düşünmeye ve akla açılan bütün
kapıları kapatmaktadır.
Kapalı zihin sahipleri, başka
insanların hayatlarını kontrol etme ve yönetme imtiyazına sahip olma şeklinde
tehlikeli bir yanılsamaya sahiptirler. Kendi korkularını, yanılgılarını ve yalanlarını mutllak doğru
olarak diğer insanlara empoze etmek için aileyi, eğitimi, sosyal ilişkilerii kültürü kısacası her türlü
imkanı kullanırlar. Kapalı zihin sahipleri, kendi korkularını ve yanılgılarını
reddedenleri aileden, dinden, cemaatten,
toplumdan aforoz etmeyle tehdit ederler ve korkuturlar. Kapalı zihincilik,
dışlayıcıdır, reddedicidir, yıkıcıdır,
çatıştırmacıdır ve yozlaştırıcıdır.