İnsanın Anlam Arayışı ve Deprem
İnsan olan bir varlık anlamsız yaşayamaz.
(A. Adler)
Ülkemizde
on bir ili etkileyen iki büyük depremi (6 Şubat 2023), depremin artçılarını ve
daha sonra yaşananları kendi özelimde önceki yazımda paylaştım. Öncelikle
depremde ölenler için Allah (cc) tan rahmet, yaralılara geçmiş olsun
dileklerimi tekrar iletmek isterim.
Normal dönemlerde “İnsanı Ararken…”
başlıklı bir seri yazı yazmıştım (Haziran 2021). Çekilen ızdıraplardan (=ıstıraplardan/acılardan) ders
çıkartmak ilgimi çeken bir konudur. Doğa afetlerde insanlar büyük bir acı ile
karşı karşıya kalmakta. Binalarından bir şekilde çıkanlar, enkazlardan
canlı/cansız çıkarılanlar, enkazların etrafından bekleyen insanlar büyük acılar
içindedir.
Bu noktadan bu insanlar bundan sonra nasıl bir yol
izlerler sorusu akla gelebilir. Bundan bir anlam çıkartılabilir mi?
Anlam
Büyük
psikologlar “İnsan olan bir varlık anlamsız yaşayamaz” iddiasındadır. Normal
zamanlarda ve acı dolu günlerde bu konu düşünülmesi gereken bir konudur. Ama
Normal zamanlarda bu konu dar bir grup tarafından seslendirilir. Fakat zor
zamanlarda, zor sınavlarda yenilgiye uğranıldığı zaman, gemiler yelkenlerini
açmış rahatça yol almadığında durum nasıl olur?
Bu
soru için gelin insan üzerine çalışan büyük bir bilim insanına (A. Adler) kulak
verelim: “Bir insana yaşamın anlamı nedir diye sorarsak belki de cevap
vermeyecektir. İnsanlar genelde bu soru üzerine kafa yormaz ve çözüm üretmeye
çalışmazlar. Bu arada sadece yenilgiye uğradıkları zaman
böyle sorduklarını iddia edebiliriz. Yaşam gemisi yelkenlerini
açmış rahatça yol alırken ve başarılması gereken zor
sınavları ortalıkta görülmezken bu soru kelimelere dökülmez.”
Enkazda
Deprem
sonrası enkazın etrafında çaresizce günlerce bekleyen insanlardan sıkça şu
soruları duydum: Nereden geldik nereye gidiyoruz? “Dünyanın anlamı yokmuş”
Dünya boşmuş”
Aslında
bu insanlar şunu sormakta: “Hayatın anlamı nedir?”
“Bu Dünyada var olmamızın nedeni nedir?” Bu soruya farklı bir yazıda değinelim.
Kutsal Metinlerde de dünya hayatını
yaratılış amaçlarına uygun biçimde geçirip geçirmediği uyarısı yapılmaktadır
(bk. Kur’anı Kerim Zâriyât
Suresi)
Yukarda
hayatın anlamını konusundaki sorular birbirine yakın sorular. Hayatın anlamının
ne olduğu, bu dünyada varoluşun ne anlama geldiği hemen her insanın cevaplaması
gereken sorulardır.
Madde
Günümüzde
varoluşun anlamı birçoğu tarafından bilgi, para, makam, mülkiyet vs yönünden yapılan
tercihlerle açıklanmaktadır. Hayatın anlamı ev, araba, maddi vücut vs ile
açıklanıyorsa onlarda bir doğal afetle (depremle) artık yoklardı. Doğal afet,
insan eliyle önlenemeyen sel, fırtına, deprem, dolu vb. felaketler için
kullanılmaktadır. Bir doğal afet maddiyattan oluşan anlam kulesini yerle bir
ediyorsa hayatın anlamını yeniden düşünmek zorunda değil miyiz? Bunu insan
olarak gelişmek ve daha iyi bir dünya inşa etmek için yapmak zorundayız.
Bundan
sonrası (diğer doğal afetler de olduğu gibi) yine iki yol vardır: Birincisi, haris
(açgözlü), değerleri öncelemeyen, bencillik dolu, affetmeyen (kendini ve
başkalarını). Ya da ikincisi bir yol: Erdemli ve insani bir yol.
İnsani
Şunu
bizzat gözledim: İlk andan itibaren afeti yaşayıp hayatta kalan insanlar
birbirine yardımcı olmaya başladılar. Çok geçmeden dışardan gelen yardımlarda
ulaşmaya başladı. Ölen ve yaralılar dışında bir bardak suyu paylaşılması, bir
parça ekmeğin bölünüp ikram edilmesi duygulandığım sahneler oldu. Toplumumuzda
var olduğunu düşündüğüm insani damar ayaktaydı… Bu devam etmeli.
Ümit
ederim çekilen bu ızdırap (acı) insanlık
arayışımızda, birbirimizi sevme ve saygı duymada, karşılıklı güvenmeye yardımcı
olur. Haris, dünyayı paylaşmadan isteyen insanoğlu bu durumunun farkına varır.
Bu olur mu? Ümitli olmak zorundayız
Son
söz: Zorluklardan sonra ibret alınırsa daha
iyi bir dünya kurulabilir.