İnsani trajedyanın devamı…
İnsanı arar dururum. Kendimi belki. Kalbini bedeninden tecrit eden insanı arar durursun işte öyle. “İşte tam da burada benim kalbim” diyecek olanı arar dururum. İnsan bu hayatta durmadan kendini üzüyorsa kalbinin yollarını tarif edebilir mi. Çarşı-pazar kaygısına sıkışan bir hayatın gerçeğine manolya kokusunu hissettirebilir misiniz. İnstagram sayfalarının denklem kurduğu bir düzende, emaneti ehil omuzlara yükleyebilir misiniz. Bir başkasının gerçeğine sağır olma salgınında şifalı ilaç temin edebilir misiniz.
Bize, ‘ruhlar bedenleri terk eder’ teorisi gerçek diye öğretilmişti.
Bedenlerin ruhları soyup soğana çevirdiği bir çağı idrak ettirme melekesini
bana tarif edebilir misiniz. Ne olmuş şu perişan kalbin geçeklerine. Ne olmuş
iffet ağacının ikbaline. İzzet filizinin gösterimden kalkmasını hangi yönetmene
vebal diye yüklemeli. Dünyanın kuşatılmasında ve dünyanın yetim bırakılmasında
kimin payı var.
İnsan kurban verdi, insan insanlığı çağa kurban verdi. İnsan insanlığı
kuyuya atıvereli beri, sarpa saran gidişatı değiştirebilir misiniz. Kehanet mi
açıyorum çağa, şu toplu delirmişlik alametinden ifşalar mı istiyorsun. Şu süfli
sığınaklardan güven mi bekliyorsun. İnan baş ağrıların dinmeyecek, sen bu
mevsimlerde iyileşmeyeceksin.
Ne istediğini bilmeme ateşinde eriyor zaman. Zaman ve ömür atık kıyas
yapılmaması gereken iki ölçü. Ömür, artık zamanla kıyaslanamayacak kadar kısa
ve bu fark, fark edilemeyecek kadar aşikâr bir ıstırap. Mağlubiyete doymayan
bir ömrün pembemsi hayalinin mağlubiyeti oysa ne aşikâr.
Boyun eğmiş bir galibiyet olabilir mi hiç. Çağın perişana döndürdüğü bu
düzende cicili elbiselerle gülücüklerin sahte duygusunda saadete ulaşabilir
misiniz. Sosyal sayfalar sosyopatlığında adı konulmamış bir yönetim biçimini
kabullenen, kabullendiğini bile bilme gafletinde olana, hakikati gösterebilir
misiniz. Dünya, çağı nakavt etmiş bu kıskaçtayken, ben de sana güllerin
ikliminden bahsedebilir miyim. Çiçeklerin medeniyet düzeninden sırlar ifşa
etmek bu çağa karşı galip gelmekse, çiçekler parayla satın alınabilir miydi
hiç.
Adı konulmamış bir tükenmişlik yaşıyor insan. Kuşları kafeste, balıkları
evlerde tutan bu insanımsı merhametin seviyesine bakabilir misiniz. İşte bu
çağdan ancak ölüm melodisi dinleyebilirsiniz. Taze kefen kokusunun dokusunda
sana cümleler nakışlıyor çağ. Hiç, ruhu ışıklara emanet edebilir misiniz.
İnsanı arıyorum işte. Billboardlardaki ışıltılı insanı değil aman sakın. Görsel
kalitesi yükseltilmiş bir resmin gölgeliklerinde beğeni bekleyen bu çağa
olgunluğu anlatabilir misiniz. Bu çağa dedimse, demedim say.