İnsanı, Dünyayı ve Bugünü Anlamak İçin
İçinde yaşadığımız dünya ve mevcut küresel döngü her gün biraz daha karmaşıklaşıyor, bizi yanıltıyor, zihinlerimizi bulandırıyor. Diğer taraftan dünyamız anlaşılması güç siyasi olaylara ve ekonomik gelişmelere sahne oluyor. Bugünün dünyasını anlayabilmek ve gelişmeleri doğru şekilde analiz etmek zorlaşıyor. Bu zorluğu aşmak için her birimiz kendi sektörümüzde çeşitli desteklere ihtiyaç duyuyoruz. Siyasetçi isek danışmanlar tutuyoruz, çeşitli bilgi sağlayıcı kurumlarla, merkezlerle irtibata geçiyoruz, işadamı isek medyadan, danışmanlık şirketlerinden, bilgi üreten diğer merkezlerden yararlanıyoruz. Her gün bir yığın gazete önümüze geliyor, bilgisayarımızın penceresinden yüzlerce web sayfası karşımıza açılıyor. Bu devasa bilgi hücumu karşısında bazen donup kalıyoruz. Hangisinin doğru olduğu noktasında yanılgılar yaşıyoruz. Hangi bilginin işimize yarayıp yaramadığı noktasında şüphelerimiz oluşuyor. Bu bilgiler bir de karar alma süreçlerimizi etkiliyorsa iş daha da karmaşıklaşıyor ve içinden çıkılmaz hale geliyor. Öyleyse bugünün dünyasını anlamamızı kolaylaştıracak, gelişmeleri doğru analiz etmemizi yardımcı olacak, işimizi kolaylaştıracak bazı yöntem ya da kaynaklara ihtiyacımız var.
İnsanı Bize Kur'an Tanıtıyor
Yeryüzünde olup biten siyasi, sosyal ve ekonomik her olayın, olgunun ana öznesi insan olduğuna göre işe insanı tanımaktan başlayalım. Bize insani tanıtan en hakiki, en sahih ve en yanılmaz kaynak vahiydir, Kur'an-ı Kerim'dir. İnsan ve insanın yapıp ettiklerine, hatta geçmişte yaptıklarına, gelecekte de neler yapabileçeğine dair en sahih bilgiyi Kur'an koyar önümüze. Bunu yaparken bazen kıssalara dikkatimizi çeker bazen de insanın doğasında olan bazı olumlu ve olumsuz eğilimler hakkında bilgiler sunar bize. İnsanın ne kadar zalim, cahil ve nankör olabileceğinden bahseder. Fitne ve bozgunculuğa meyyal olan insanın yeryüzünde ne büyük tahribatlar üreteceğinden dem vurur. Böylece dikkatli okuduğumuzda bugünün hadiselerinin öznesi olan insanı tanımış oluruz.
Bugünün dünyasını anlamamızda anahtar olacak ikinci önemli kaynak sahih hadis literatürüdür. Yaşayan Kur'an Hz Peygamber'i anlamak ve Hz Peygamber'in anlattığı insanı tanımak bu noktada çok işimize yarayacaktır. Evrenselliğinden ilkesellliğinden şüphe etmediğimiz nebevi nefes çok noktada imdadımıza yetişecektir. 1400 yıl öncesinden büyük bir tazelikle bugünün insanına seslenen Kutlu Resul'e kulak vermek zorundayız.
Tarih Bilgisi Şart
Üçüncü önemli kaynak ana hatlarıyla bugüne gelene kadar insanlığın sosyal, düşünsel, siyasal ve iktisaden hangi aşamalardan geçtiğini anlamaya dönük tarih okumalarıdır. Felsefe tarihi, dinler tarihi, siyasi tarih ve iktisat tarihi okumak bugünün dünyasını anlamamızda önümüze çok zengin malzemeler koyacaktır. Zira geçmişi bilmeden bugünü analiz etmek mümkün değildir.
Dördüncü kaynak ise bugünün dünyasını kuran 19.yy ve 20.yy tarihini iyi analiz etmek, düşünce dünyasına özet mahiyetinde de olsa vakıf olmaktır. Modernizmi, modernizmden sonra karşımıza çıkan postmodern durumda dünyanın içinde bulunduğu sarmalı çözebilmek için buna özellikle ihtiyacımız var. Mesela şu somut soruların cevaplarını iyi analiz etmemiz gerekiyor: İmparatorluklar neden yıkıldı? Osmanlı yıkıldığında geride bıraktığı coğrafyada neler oldu? Sanayi devrimi nasıl gerçekleşti? Fransız İhtilalinin etkileri neler oldu? Modernizm nasıl ortaya çıktı? Pozitif bilim ne yönde gelişti, dünyanın gidişatını değiştiren icatlar neler?
Evrenselden yerele, vahiyden insanau2026
Beşinci kaynak ise bugünün dünyasında küresel düzeni yöneten merkezlerin nereler ve kimler olduğuna bakmak, uluslararası kurumlar ve şirketler düzeninin nasıl işlediğini anlamaya çalışmaktır. Sonrasında yaşadığımız ve faaliyette bulunduğumuz ülkenin gerçekleri, kurumları, değerleri, durumu gibi noktalar bize yararlı bilgiler üretecektir. Dünyayı anlamadan bölgemizi, bölgemizi anlamadan ülkemizi anlamamız mümkün değildir.
Neticede yöntem olarak "genelden özele, evrenselden yerele, vahiyden insana" şeklinde bir metod takip etmiş oluyoruz. Peki bunların hepsini hangi arada yapacağız diye soruyorsanız, cevabımız şu olacak: doğru bir zaman yönetimini de öğrenmemiz gerekecek. Geri kazanılması mümkün olmayan, kaybedildiğinde yerine konamayan tek değer zamandır. Zaman yönetimini başaran kendisini, şirketini, kurumunu, ülkesini de yönetmeyi başarır. Eskiler ne demişler vakit nakittir.
Bu konuda daha detaylı başka bir yazıda buluşmak dileği ileu2026