İnsani Diplomasi
Uluslararası sistemin dinamik yapısına bağlı olarak, özellikle son iki haftada çok önemli gelişmeler yaşandı ve yaşanmaya devam etmektedir. Kısaca başlıklar hâlinde belirtmek gerekirse, Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırmasından sonra iki ülke arasında çatışma yaşandı. Başkan Erdoğan, Şangay İş birliği Örgütü’nün davetlisi olarak Özbekistan’a ve ardından BM Genel Kurul toplantısı için New York’a gitti.
Kırgızistan
ile Tacikistan sınırında tekrar çıkan çatışmalarda birçok insan hayatını kaybetti.
Yunanistan’ın Adalar Denizi’ndeki provokasyonları devam etmektedir. Ukrayna’da
düşük yoğunluklu olsa da savaş sürmektedir.
Yukarıda
belirttiğimiz konuların her biri ayrı bir başlık ve üzerinde uzun uzun
durulması gereken ciddi konulardır. Bütün bu ayrı konuları ve sorunları bir
noktada birleştirip çözülebilmesi ancak insani diplomasi ile mümkündür.
***
Tarihin her
döneminde Türkiye, barış ve adalet temelinde bir dış politika izlemiştir. Çünkü
savaşlar, sorunları çözmediği gibi daha da artırıp derinleştirmiştir. Yakın
tarihimizde yaşanan birçok savaşların sonuçları bu gerçeği göstermektedir. Savaşlar,
milletleri büyük sıkıntı ve yıkımların yaşanmasına sebebiyet verir.
Yaşanan iki
dünya savaşının insanlığa çok pahalıya mal olduğunu tecrübe ettik. Keza İran
Irak Savaşı ve ‘’Arap Baharı’’ ile yaşanan iç savaşlar, yürek burkan çok
derin acılara neden oldu.
Bu bakımdan
tarihten de dersler çıkartarak sorunları çözmek mümkün iken, bazı ülkeler bunu
göz ardı ediyor. Gerek tarihten gerekse günümüzde yaşanan savaşlardan yeterince
ders çıkartmayan ülkelerin başında, ne yazık ki, komşumuz Yunanistan
gelmektedir.
Geçtiğimiz
günlerde Yunan medyasında savaş çığırtkanlığı yapan bir köşe yazarına ‘’İnsani
diplomasi’’ başlığıyla uzun bir mektup yazdım. Mektupta özetle ‘’Savaş
hiçbir zaman tercih olmamalıdır’’ demiştim. Gelen cevap ne yazık ki her gün
medyalarında çıkan yazıları gibi son derece sığ, ciddiyetten uzak hatta çocukçaydı.
Mahalle
çocuklarının ‘’bak babama’’ veya ‘’bakabime söylerim haa’’der
gibi, ABD ve Fransa’nın Yunanistan’ın arkasında durduğunu yazmış bana. Hâlbuki
mektubumda ABD’nin Ukrayna’yı nasıl kışkırtıp sonra yalnız bıraktıklarını
belirtmiştim. Fakat o ezberleyip yazdığı şeyleri tekrarlamış. Yunan halkının
menfaati Türkiye ile barış içinde yaşamasıdır.
Türkiye’nin insani
diplomasiye önem vererek sorunları diyalog ile çözmeyi öncelemesi, bir
zafiyet olarak görülmemelidir. Türk dış politikası prensip olarak harbe
karşıdır. Fakat sataşma devam eder ve ülkenin hak ve menfaatleri tehlikeye
girdiğini hissettiği zaman savaşmaktan da asla çekinmez.
Türkiyegerek
bölgesinde gerekse dünyada barış ve istikrarı korumak için dış politikasını insani
diplomasinin üzerine bina etmiştir. Zira Türkiye güçlü bir devlet geleneğine,
engin tarihi ve siyasi bir tecrübeye sahiptir.
Türkiye, insani
diplomasiye önem verdiği gibi, savunma sanayisini de ihmal etmemektedir. Bu
kapsamda F-16 uçakların modernizasyonlarına verdiği önem ve savunma sanayisini
geliştirmek için ortaya koyduğu çabalar bu gerçeği göstermektedir.
Toparlayacak
olursak: Türkiye, modern teçhizatlarla donatılmış askeri bir güce sahip
oldukça, caydırıcılığı artacak ve insani diplomasi daha etkili olacaktır.