Dolar (USD)
35.24
Euro (EUR)
36.83
Gram Altın
2965.52
BIST 100
9854.14
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
28 Ocak 2021

İnsanı değerli kılan cinsiyeti değil eylemidir!

Bedel ödemeden elimize verilen her güzelliği ancak elimizde gidince değerini anlarız. Hayallerimde doğduğum sokaklarında gezdiğim, tekrar dönüş ümidimi hiç yitirmediğim cennet misali vatanımdan ayrılalı tam 30 yıl oldu. Her ne kadar bütün fırsatları değerlendirip gelmeye çalışsam da yüreğimin bir yerinde derin bir sızıdır vatan hasreti...

Dünyaya gelmeme vesile olan, hayatın onca ağır yükünü gocunmadan yüklenerek beş evladını büyüten, evlendiren, torunlarını kucağına alıp seven, hastalıklarına daynamayan aciz vücudun sahibi babamı toprağa vereli neredeyse altı sene oldu. Her ne kadar her fırsatımda kuru toprağına gitsem de yüreğimde doldurulmayan bir acıdır baba hasreti...

İçine doğduğumuz büyüdüğümüz toplum- kültür, anne-baba- kardeşler-evlatlarımız, cinsiyetimiz-rengimiz-şeklimiz, seçemediğimiz ve doğuştan sahip olduklarımız... Bizi biz yapan, değerli ve üstün kılan ise seçerek yanımıza aldıklarımız, yanında olduklarmızdır. Gerisi ise elinde olunca kıymeti anlaşılmayandır, kaybedince bir sıkıntı veren...

Bizler yaşadığımız ortamın doğuş akabinde güçlü çağımıza gelinceye kadar esiri ve eseriyiz. Esaret zincirlerimizi kırmak, şaheser bir eser olmak için, her ne kadar hasret dolu yüreğimiz olsa da, hayata ve geleceğe karşı sorumluluklarımızın farkında olarak seçimlerimizi doğru yapmalıyız. Eşimiz, işimiz, aşımız, arkadaşımız bizim öncelikli seçimlerimizdir. Bunlardır hayata anlam katan...

Son zamanlarda benden istenen konular “Kadının İslam’da yeri”, “sosyal hayatta kadının yeri.” Seçimi yapılmayan kadınlık, bir yandan hayata şekil ve yön veren, ne anne ne de eş olarak vaz geçilmeyen, bütün erkeklerin de en yumuşak tarafıdır. Bir yandan da en çok mağdur olan, ezilen, hakları gasp edilen, bazen de kendi hem cinsleri tarafından bile darbe alan insanlık dramının baş rolüdür kadın.

Umudun ve ümidin diğer adı da kadındır.

Ne erkek tek başına erkek, ne de kadın tek başına kadın olabilir. Önemli olan ne erkeklik ne de kadınlıktır. İnsanlık olmadıkça, sevgi yürekte filiz vermedikçe cennette bile olunsa insan mutlu olmayacaktır.

Kadın, gazetelerin üçüncü sayfa konusu olduğu, sesli ve görsel basında acıları ile ortamda olduğu, yaşanan bu felaketlerin erkek karşıtlığına dönüştürüldüğü bir ortamda kaderi esir olmaktır kadının. Esaret köleliktir. Kölelikten kurtulmak için de savaşmak gerekir. Savaşmak için de düşman olmayı göze almak gerekir.

Kadının esir olduğu bir ortam da şaheser beklemek ne kadar doğrudur?

İnsanlığın yarısını oluşturan, bir çocuğu değil dünyayı sallayan, zalimleri de adilleri de yetiştiren kadın değil midir?

Kadının mutlu olmadığı ne aile, ne de toplum mutlu olabilir. Zaman su gibi akıp giderken, dünya gündemi pandemi süzgeçinde bütün acılarını unutarak hastalığa mimlenmişken, müslümanlar ideallerinden sıyrılıp kabuklarına sığınmışken hala kadının konu yapılması, hala kadın üzerinden siyasetler üretilmesi acı değil midir?

Artık tek atımlık şansımızın farkında olup yaşadıklarımızın sorumluluğunu üstlenmeli, geçmişten ve yaşadıklarımızdan ders almasını bilmeliyiz. Geleceğe yatırım yaparak içinde bulunduğumuz anı ne yaparsak güzel geçiririz derdinde olmalıyız. Nasıl yemeğin tadını kendimiz alıyor, ağrılarımızı yalnız çekiyorsak bütün korkularımızdan da yalnız çıkabilmeliyiz.

Pandemi dönemi bir bakıma kıyametin provası misali oldu. Kimsesin kimseye fayda vermediğinin farkındayız. Korona teşhisi konulması ile kendimizi izole ediyoruz. Kimseye geçirmeyelim düşüncesi ile en çok ihtiyaç duyduğumuz zaman dilimizde, sevdiklerimizden uzak duruyor, kimseye dokunmuyoruz.

Aldığımız kararlarla, söylediğimiz sözlerle, yaptığımız iyiliklerle fiziki mesafelerin olduğu şu zaman diliminde gönüller fetih etmesini becerebilmeli, kırdığımız kalpleri tamir edebilmeli, içimizde kin, nefret, af edememe gibi ne kadar kötü duygu varsa atmayı becerebilmeliyiz. Düşman değil dostluğu tercih etmeliyiz. Zira bizi değerli kılan cinsiyetimiz değil eylemlerimizdir.