İnsan ve özgür iradesi
Birey, insan olmaktan dolayı özgür iradeye sahiptir. Özgür irade, hiçbir otorite tarafından insana verilmiş bir lütuf değildir. Özgür irade, insanın sahip olduğu en değerli şeydir. Özgür irade sayesinde birey, ahlaki, sosyal, felsefi, sanatsal, bilimsel, siyasal, ekonomik, zihinsel ve ilişkisel tercihlerde bulunmaktadır. Özgür irade sayesinde kendi yaşam biçimlerimizi, iyi-kötü, doğru-yanlış, erdemli- ahlaksız olarak nitelenen davranışlarda bulunmayı seçiyoruz. Özgür irade sayesinde hayatımızı istediğimiz gibi şekillendiriyoruz ve içeriğini oluşturuyoruz. Özgür irademiz ve tercihlerimiz sayesinde kendimiz olabiliyoruz. Özgür iradenin ve tercihlerin yokluğu durumunda tam bir kölelik, yabancılaşma, yalan ve yanılsamalarla dolu bir hayata mahkum olabiliriz.
Günlük hayatımızın bütün aktivitelerinde sürekli tercihlerde
bulunarak özgür irademizi hayata geçiriyoruz. Diğer insanlarla ve doğayla
kurduğumuz ilişkiler, özgür iradeyle yapmış olduğumuz tercihlerin bir
sonucudur. Özgür iradeyle yapmış olduğumuz tercihler, günah, ayıp, utanç gibi
kurgularla baskılanamaz ve yok edilemez. İnsanı, aklı ve özgürlüğü
değersizleştiren yaklaşımlar, kalıplar ve doğmalar, özgür iradeden korkarlar ve
insanın özgür iradesini kullanmasına engel olmak için her yolu denerler.Özgür iradeyle
yapmış olduğumuz tercihler, bizi olgunlaştırmakta, geliştirmekte ve yenilemektedir. Aklı, ahlakı ve adaleti,
ancak özgür iradeyle ve özgür tercihlerle gerçekleştirebiliriz. Özgür iradenin
olmadığı yerde, akıl, ahlak ve adalet yoktur.
Özgür irade, sadece dışsal davranışlarda ortaya çıkan bir
tecrübe değildir. Özgür irade, bir maneviyat ve ruhsal nitelikli tecrübedir.
Ahlaklı, adil ve akıllı davranışlarda bulunmak için ruh dünyamızda, duygu ve düşünce dünyamızda aklın, ahlakın ve
adaletin işlevsel olarak varolması lazımdır. Akıldan yoksun ruhlar, akla dayalı
bir hayat süremezler. Aklı, bilimi, felsefeyi ve sanatı esas alan ruhlar,
duygulu, düşünceli ve duyarlı tercihlerde ve
davranışlarda bulunabilir. Özgür irade, duygularımızı ve
düşüncelerimizi, beynimizi, aklımızı, kalbimizi, bedenimizi ve ruhumuzu bir
bütün olarak ilgilendirmektedir. Özgür irade, bütün varlığımızla sürekli olarak
işlevsel şekilde diri olmayı zorunlu kılmaktadır. Uyumuş, uyuşmuş, aymaz ve
atıl kişiler, aslında özgür irade yeteneklerini tamamen yitirmiş varlıklar
düzeyine kendilerini indirgemektedirler.
Özgür iradenin zıddı, kadercilik, determinizm ve
fatalizmdır. Fatalizm, özgür iradeyi inkar etmekte, insanın bütün davranışlarının önceden belirlendiğini,
insanı önceden belirlenen plana uygun davranan bir makina olarak tasarlamaktadır. Fatalizme
göre insanın akla, ahlaka ve adalete uygun bir hayat sürmesine imkan yoktur,
çünkü onun bütün hayatı, çok
önceden insan üstü ve ötesi güçler
tarafından belirlenmiştir. Kadercilik, insanı akılsız, ruhsuz, ilgisiz ve
ilişkisiz bir nesneye indirgemektedir.
Fatalizm, insan gerçekliğiyle uyuşmayan çok tehlikeli bir yanılsamadır.
Fatalizmin iddia ettiğinin aksine insan, diğer insanlarla ve doğayla etkileşim
halinde ilişkiler kurabilmekte, tercihlerde bulunabilmekte, özgür iradesiyle
hayatını yaşayabilmektedir. İnsanı otonom bir varlık haline getiren şey, özgür
iradesidir. İnsan için kaçınılmaz ve değiştirilemez diye bir şey yoktur. İnsan,
özgür iradesiyle hayatında her şeyi değiştirebilir ve yeni durumlar
yaratabilir.
Kadercilik, fiziksel ruhsal ve sosyal güçlerimizi inkar
etmektedir. İnsanın ruhsal ve rasyonel
gücünü inkar eden kadercilik, bireyi, zayıf, çaresiz, etkisiz, işlevsiz ve
akılsız bir nesne olarak
kurgulamaktadır. Fatalizmde insanın daha iyi tercihlerde bulunarak
kaderini değiştirmesi mümkün değildir. Özgür irade, insanın kendisini, hayatı
ve dünyayı özgür tercihleriyle değiştirme yeteneğidir. Seçmek, güçtür. En büyük
gücümüz, özgür irademizle yaptığımız seçimlerimizdir. İnsan, özgür iradesiyle
ve özgür tercihleriyle, kendi hayatını kendisi yapmaktadır. Özgürce iradesini
kullanmak için insan, hiçbir güce ve
otoriteye bağlı ve bağımlı değildir.Özgür irade olduğu sürece, değişim ve
gelişim mümkündür.