Dolar (USD)
35.21
Euro (EUR)
36.72
Gram Altın
2963.22
BIST 100
9669.18
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Eylül 2021

İnsan ve Değer Hareketi

Yaklaşık 40 küsur yıllık İslami mücadele serüvenimizin yeni bir evresinde bir değerlendirmemi sizlerle paylaşma ihtiyacı duydum…

‘’İnsan ve Değer Hareketi’’ vesilesiyle İslami hareketin hassasiyetlerine yeniden vurgu yapmak gerektiğine inanıyorum…

Kuşkusuz iç dinamiklerini güçlü ve güzel kurmayan hareketlerin geleceği yoktur… Bu vesile ile (H) harfi ile başlayan şu beş kavramın altını çizmek isterim…

Hak…

Had…

Huşu…

Haya…

Haşr…

Bir… HAK: Cenab-ı Hakkın rızasını önceleyen dava erlerinin unutmaması gereken gerçek şudur; Hakkın hatırı yücedir… Hiçbir şeye değiştirilemez… Satılamaz… Pazarlanamaz… Hakka ters düşmek, hakikati incitmek düşünülemez…

Hakka iman eden bir mümin, Hak ile batılı telbis ve tezvir edemez…

Suret-i Haktan görünen batılları ifşa ve izhar etmek durumundayız…

Sürekli şu soru ile kendimizi sorgulamalıyız; Hak yegaâne maksadımız mı yoksa maskemiz mi?

Hakkın rızasını rant ve reytinge feda edemeyiz…

Hakkı ketmetmek, gerçekleri gizlemek öncelikle kişinin kendine ihanet etmesidir…

Batılın ömrünü uzatan, hakkın gecikmesidir… Batılın zail olması, hakkın aktif olmasına bağlıdır…

Örgütlü batılın örgütsüz Hakka galip geleceğini hatırdan çıkarmamak gerekir… Samimiyetin batılda da olsa başarıya taşıyan bir unsur olduğunu bilmek lazım…

Emin ve ehil kimliğimizle hakkı temsil ve tebliğ edebiliriz… Hakkın savunusunu yaparken haksızlıklarımızla kendimizle nasıl çelişebiliriz?

Hakkın bizden istediği hasbiliktir, harbiliktir, halisliktir…

Hakikat bizden bedel ister… Hak yolun cefa, çile ve cilvesini hayatın sefasına tercih edebilmeliyiz…

İki.. HAD: Haddimizi bilmek, hududullahı korumak zorundayız… Allah’ın ‘’dur’’ dediği yerde durmak durumundayız… Çünkü bizim kırmızı çizgilerimiz var… Her türlü hadsizliğe ‘’hayır’’ deme sorumluluğumuz bulunuyor…

İlahi sınırları çiğnememek… Haram- helal sınırlarına riayet etmek mecburiyetimiz var…

Çizgi-çıkar çatışmasında tavrımız net, duruşumuz sağlam olmalıdır…

Allah’ın hududunu korudukça Allah’ta bizi koruyacaktır…

Üç… HUŞU: Manevi dünyamızı besleyecek ve bileyecek dinamiklere bigâne kalamayız… Huşu, haşyet, ihlas, takva, ihsan, irfan ikliminden besleneceğiz…

Arınmış yüreklerimizle hayatın ve hareketin yükünü taşıyabiliriz… Dingin ruhumuzla direnişi kuşanabiliriz… Zengin iş dünyamızla zorluklara göğüs gerebiliriz… Azığımız takva olursa arzularımıza yenik düşmeyiz… İçimiz bitikse; daralan ruhla, tükenen yürekle yürüyemeyiz…

Kasvet, gaflet, rehavet ve ataleti mutmain bir kalple kırabiliriz…

Dört… HAYA: Hayanın iman menşeili olduğuna inanırız… Hayasız hayatlarla bir hareketi geleceğe taşımak mümkün değil… Bir mektep oluşturmakta zor…

İzzet ve iffet ‘’Allah’ın boyası ile boyanmanın’’ göstergesidir… Şahsiyet bununla oturur, aidiyet böylece oluşur…

Hayrımız hayamızdadır…

Hayasızlığın kanıksandığı modern zamanlarda insanlık, onurlu ve hayalı şahitliklere muhtaç…

Hayayı kuşananlar inandırıcı olabilir ve daha hızlı koşabilirler…

Hayasızların cüret ve cesareti karşısında

pasif kalmanın acziyetini üstümüzden atmalıyız…

Beş: HAŞR: Ahireti merkeze almayan hiçbir hareket kurtuluşa eremez… Felah bulamaz…

Hareketin siyasal, sosyal, askeri, sivil sonuçlarından ziyade uhrevi sonuçlarını öncelemek ve önemsemek zorundayız…

Bizim gelecek tasavvurumuz, ‘’yarın’’ algımız sonsuzluk inancı ile şekillenir…

Aksiyonumuz aşkınlık odaklıdır…

Tüm hesaplarımızı ‘’hesaplar üstü hesaba’’ göre yaparız… Mizan üzerinden hayatı okur ve dokuruz…

Hareketimizin hakikat üzere kalmasını istiyor ve heyecanımızın hiç bitmemesini arzuluyorsak bu beş kavramın hakkını vermek durumundayız…

O zaman yürüyüşümüzle yeryüzünün yüreği olmayı hak ederiz…