Dolar (USD)
34.47
Euro (EUR)
36.13
Gram Altın
3013.50
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
11 Aralık 2023

İnsan psikolojisi ve insan hakları

İnsan psikolojisi ve insan hakları, genelde birbirinden ayrı alanlar ve tecrübeler olarak değerlendirilmektedir. Bu yaygın yanılgının aksine, insan psikolojisi ve insan hakları birbirinden ayrılmaz bir bütündürler. İnsan psikolojisine derinliğine işlemeyen ve içselleştirilmeyen insan haklarının sahici anlamda yaşanan tecrübeye dönüşmesi mümkün değildir. İnsan haklarının kökleşmesi gereken yer, sadece kanunlar ve uluslararası dökümanlar değil, insan psikoojisinin duygu, düşünce ve davranış boyutlarıdır.

İnsan hakları ihlalleri, gerçek psikolojik bozukluklardır. Bir insanın onuruna, bedenine, ruhuna, malına, kazancına, yaşam tarzına, cinsiyetine, diline, kimliğine zarar vermek, aslında psikolojik anormalliktir. Anormal davranış, insan haklarını ihlal eden davranışlardır. Anormalliğin en temel ölçütlerinden birisi, insan haklarıdır. İnsan hakları, sadece hukukun değil, aynı zamanda psikolojinin de ölçüsüdür.

Bir bütün olarak psikoloji alanı, bireyin onuruna saygı göstermeli, temel insan haklarının korunmasını ve geliştirilmesini kendi varlık nedeni olarak görmelidir. Psikoloji, açık bir özgürlük alanıdır. Kanunlar tek başlarına insan haklarını koruyamazlar. İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi, psikoloji disiplininin bilimsel ve ahlaki sorumluluğudur. İnsan hakları, ahlaki haklardır. Ahlaki haklar olarak insan haklarını, dar anlamda değil, geniş anlamda anlamak ve anlamlandırmak lazımdır.

İnsan hakları olgusu, kültürlere ve doğmalara göre değişen, içi belirsizliklerle dolu bir anlayış değildir. Psikoloji, insan haklarını evrensel ölçüde sahici gerçek değerler ve ölçüler seti olarak anlamalıdır. Zarar vermeme ilkesi, psikoloji alanı içinde faaliyet gösteren herkesin uymak zorunda olduğu temel ölçüdür. Psikoloji, bütün bireylerin birbiriyle ilişkisini, onurunu, özgürlüğünü, ve insaniliğini esas alan bir disiplin olmalıdır.

Bireyler, dillerinden, etnik kimliklerinden, cinsiyetlerinden, mezheplerinden, kültürlerinden, yaşlarından veya mesleklerinden dolayı ötekileştirilmektedirler. Ötekileştirme, çoğunluktan farklı olanların marjinalleştirilmesidir, dışlanmasıdır, mahkumlaştırılmasıdır. Psikoloji, bireylerin ötekileştirilmesine ve dehümanizasyonuna karşı çıkmalıdır. Ötekileştirmeye ve dehümanizasyona karşı çıkmanın yolu, büütün insanları kapsayan ve özgürlüğü koruyan bir yaklaşımın esas alınmasına ihtiyaç vardır. Psikoloji alanı, insanları dışlamanın ve mahkumlaştırmanın aracı olmamalıdır.

İnsan hakları eğitimine psikoloji disiplini çok ciddi katkılarda bulunabilir. İnsan haklarının arkasındaki değerlerin ve prensiplerin ne olduğu, insan haklarını koruma mekanizmalarının ne olduğu konusunda insanların bilgilendirilmesi önemlidir. Bireylere, insan haklarına nasıl saygı gösterileceğinin öğretilmesi de gerekmektedir. Bireylerin, kendi haklarını kullanırken, aynı zamanda başkalarının haklarına da saygılı olmayı benimsemelerine ve içselleştirmelerine ihtiyaçları vardır. Psikoloji, insan haklarını esas alan bir duygu, düşünce ve davranış dünyasının oluşumuna çok ciddi katkılarda bulunabilir. İnsan hakları çalışmalarını, psikolojiden ayırmak yerine, psikolojik bilgi ışığında yeniden yorumlamak, geliştirmek ve anlamlandırmak lazımdır.

İnsan haklarına saygılı bireyler olmak için, yanlış yapmayan bireyler olmak yetmemektedir. İnsan haklarını korumak ve geliştirmek için, kişilerin doğru işler yapan bireyler olması lazımdır. Yanlış yapmayan ve doğru işler yapan bireyler olmak için, psikolojik bilgi ışığında kendimizi tanımalı, sorgulamalı, eleştirmeli ve yüzleşmeliyiz. Kendi karanlık tarafımızla yüzleşmeyi ve hesaplaşmayı bilmeden insan haklarına saygılı bireyler haline gelmek mümkün değildir.

İnsan hakları ihlalleri, ekolojik kriz, ırkçılık ve cinsiyetçilik insanlığımızı ve gezegenimizi tehdit etmektedir. Çevre, doğa ve dünya hızla ölmektedir. Cinsiyetçilik, fanatizm, ırkçılık ve ayırımcılık yüzünden insanlığımız kurumaktadır. Ölen bir gezegende ve çürüyen bir insanlıkta insan haklarından söz etmek mümkün değildir. Çevre krizine ve insanlığın tükenişine karşı psikolojinin insani bir aksiyonla yeniden kendisini organize etmesi lazımdır. Psikoloji, doğanın ve insanlığın korunması için insanlığa yol gösteren yeni bir misyona sahip olmalıdır. İnsan haklarını esas alan yeni bir psikoloji, insanlık ve doğa durumuna dair yeni sözler söyleyebilir.