İnsan nasıl itibar kazanır
İtibar Türk Dil Kurumu’nun (TDK) tanımlamasına göre; değerli olma, saygı görme, prestij ve güvenilir olma gibi kavramlarla ifade edilmektedir. Yani İtibar kişinin toplum, nezdindeki karşılıği saygı gören ve hürmet edilen davranışlarına, sözlerine güvenilen ve başkalarının bizim hakkımızda sahip olduğu düşüncelerin tamamıdır.
İnsanlar fıtratı gereği sadece gerçeğe göre değil,
algılarına, hislerine ve duygularına göre karar verirler. Kişide algı, izlenim
ve his itibarın oluşmasına, karar veren unsurların başında gelmektedir. İnsanoğlu
yaşamı boyunca etrafını gözlemleyerek kişiliğini, yaşam tarzını oluşturmaya
çalışır. Gözlemlediği bu süreç içerisinde oluşan insanın yaşam tarzı ve karakteriyle
oluşan itibar, karşı tarafın algılayışı şeklinde de anlaşılabilir.
Her bireyin toplumda mutlaka bir karşılığı vardır, itibarlı
insanlar toplumda karşılık bulmuş kişilerdir. Edebiyattan, sanata, ekonomiden
siyasete, eğitimden kültüre spordan bilime kadar her alanda yer etmiş nice itibarlı
insanımız bulunmaktadır.
İtibar mı, para mı” diye sorulsa, elbet cümlemiz ‘itibar’
deriz. Çünkü itibar, yine herkesin sahiplenmesi gereken insan olmanın vasfıdır.
İtibar çarşıda pazarda alınıp satılan bir şey değildir. İtibar oluşturmak ya da itibar kazanmak; kişinin
tutarlı davranması ve bir karakter bütünlüğüne sahip olma sonucunda
gerçekleşir. İnsan hayatında
güven duyulan, itibar edilen ve sözü dinlenen bir birey olmalıdır. Bu bireyin
çalışma hayatında aranan vazgeçilmez şartlardan biri de, güven duyulan, işinde sözünde
emin olunan kişileri kurumun yönetimine getirmek ve böyle karaktere sahip insanlarla
çalışmak, arzulanan ve özlenen bir durumdur.
Bizim kültür ve
medeniyetimizde: “İnsan itibarı için yaşar.’’ İtibarlı olmak, itimat edilen
insan olmak, para ve dünyevi bütün imkânların üzerinde bir güçtür. Bu güç
kaybedilince asla tekrar kazanılmaz ve onun yerini hiçbir maddi varlık alamaz.
Şöyle bir soru
sorsam “Para itibar satın alabilir mi” diye, herhalde hepimiz; “para itibar
satın alamaz” diye cevap veririz. Çünkü, bizler “İtibarı kaybetmektense, para
kaybetmeyi tercih ederim” diyen bir gelenekten ve inançtan gelmekteyiz.
Hayatın hızla
akıp gittiği günümüzde, bireyin önemli ve önde gelen işlerinin başında, itibarını
yönetme becerisi’ olmalı. Çünkü itibar, ölçülemeyen ve bir maddi güçle satın
alınamayacak, kadar büyük bir sermayedir.
Bazıları itibarın parayla, mevkiyle,
makamla şan ve şöhret ile kazanılacağını zannederler, Şimdi mal mülk para
kimdeyse itibar onda öylemi, geçiniz bunları, Şeyh Edebalinin ‘’Üç kişiye acı cahiller
arasındaki alime zenginken fakir düşene hatırlı iken itibarını kaybedene.’’ der.
Şair Baki’de:
“Akıllı insan; elde ettiği
makam, mevki ve maldan dolayı kibre, gurura ve şöhrete kapılmayan kimsedir.’’
Dünyanın dönüş süresi bir an, insanın ömrü ise bir nefesten ibarettir, nefesi
alır ancak veremez.
Son söz olarak; Kimseye hak
ettiğinden daha fazla itibar edilmemeli. İtibar güzel bir şeydir ancak çok da kırılgandır.