Dolar (USD)
34.56
Euro (EUR)
36.08
Gram Altın
3008.86
BIST 100
9455.24
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Eylül 2021

​İnsan kaynakları yönetimi ile güçlü Türkiye

Ahlaklı bir siyasetçi, ister iktidar olsun ister muhalefet olsun, makam ve mevkisi ne olursa olsun ülkesinin çıkarlarını kendi çıkarlarından önce kabul eder. Ve güçlü ülke Türkiye için yasalar çıkarır, yasalar çıkarılmasına itiraz etmez. Ahlaklı bir bürokrat ve memur, makam ve mevkisi ne olursa olsun güçlü ülke Türkiye için yasalara uyar, yasaların gereğini yapar.

Ülkede Anayasa ve yasalar, insan fıtratına uygun yapılırken beraberinde kurumlar ile ilgilenilmesi gerekmektedir. Çünkü güçlü bir ülke olabilmek, insan kaynaklarını iyi yöneten kurumlarıyla belli olacaktır. Ülkenizin ve insanınızın kalitesi kurumlarınızın kalitesi kadardır, ürettikleri kadardır. Kurumlar, o ülkeyi daha ilmi, daha akıllı ve daha iyi bir ülke yapabilir.

Üretmeyen bir üniversitenin, üretmeyen bir bakanlığın, üretmeyen bir hava kurumunun, vesaire ülke hayatında ne işi olabilir ki? Her bir kurum, herhangi bir sorunu çözmek için vardır. Bir sorun çözemeyen herhangi bir kurum, zaten kendisi bir sorun olmuş demektir. Ve işlevini yitirmiş bir kurumun akıbeti elbette ki kapatılmak olmalıdır. O kurumu tamir etmek için harcanacak değil onun yerine yeni bir kurum kurmak için harcanacak enerji ideal olandır.

Kurumların en önemli özelliği, başta insana ve çevreye dair olan hayatın yüksek ahlak ve kalitede devamlılığı için bir sorun çözmesi, toplum ve ülkeye hayırlı ve yararlı işler üretmesidir. Fikir üreten, yeniyi üreten, insan kaynakları seçimi ve yönetimini başaran ve çağa ayak uyduran kurumlar ülkenin güçlenmesinin en başarılı unsurları olacaktır.

Bilgi ve kaliteyi arttıracak olan, fikri ve fikir sahibi insanları ortaya çıkaracak en iyi kurum yükseköğretim kurumlarıdır. Güçlü ülke, insan kaynakları yönetimi ve geleceğin inşası üniversitelerden başlar. Güçlü ülke ve gelecek, akıllı araba ve telefon kullanıp epistemik bilgisi ise ortaçağda kalanlarda değil çağı, insanı ve insani olanı anlayan akademisyenlerin elinden olacaktır. Tembel tembel yatan ideolojik kafalılarda değil özgün üreten ve özgür düşünen akademisyenlerin sayesinde olacaktır.

Doğru ve tutarlı bir insan kaynakları çalışması, ortaöğretimden itibaren başlatılır ve o insan ölene kadar sürdürülür. Ülkede okuyanların sayısı da bellidir, okul sayısı da bellidir. Bu gençlerin ne kadarı lisede ne kadarı üniversitede okuyacaktır? Üniversite okumayacak olanların kaçı ara eleman, kaçı çiftçi, kaçı turizmci olacaktır? Bu ve buna benzer binlerce sorunun cevapları da başka kurumlar tarafından belli edilmelidir. Bunu belirleyemeyen ve buna göre işletemeyen sistem, akıllı bir sistem değildir. Almanya eğer bir endüstri devi olabilmişse bu soruların cevaplarını verecek kurumlara sahip olduğu içindir. Tüm Batının Amerika dâhil bunları öğrendiği yer de yine Osmanlı’dır.

Kurumlar öncelikle, insanların yeteneklerini ve başarabileceklerini keşfetmelidir. Bu keşfin ilk yapılacağı yer ise ortaöğretim kademesidir. Ortaöğretime bu bilgiyi kazandırabilecek yer ise yükseköğretimdir. Yükseköğretim kurumlarımızın ortaöğretimi yönetenlerin istifade edebileceği şekilde tüm bilgilerini açması lazım olandır.

Gerçek bir talim ve terbiye sistemini kuramadan, insan kaynakları yönetimini yaşatmadan ülkeyi nasıl güçlü hale getirebiliriz? Güçlü ülke Türkiye söylemini anlamayanlara üzülüyoruz. Güçlü ülke Türkiye idealinin önündeki en büyük engel, ideal insan kaynakları yönetiminin önündeki en büyük engel olan öğretilmiş çaresizliği öğreten sistemin varlığına üzülmemiz gerekmez mi?

Teknofest: Büyük fikir

Almanya’yı Almanya yapan fikre, Amerika’yı Amerika yapan fikre inanan insan sayısı kitlelere göre çok azdı. Osmanlı’yı Osmanlı yapan fikre inananlar da çok azdı. Bugün, Güçlü ülke Türkiye fikrine inanan da az. Konstantinapol’ün fethi fikrine de inanan bir elin parmakları kadardı. Beyliği devlet yapma fikrine inananlar da bir el kadardı.

Davaların, hayallerin ve ülkelerin büyük olmasını sağlayan en büyük unsur, başta inananları az olan kurucu büyük fikirlerdir. Kurucu fikirlere inananlar her zaman azınlıkta olmuştur. Ancak sonradan öyle bir takipçi çığı oluşturmuşlardır ki kitlelere yayılmıştır.

Davaları, hayalleri, ülkeleri büyük yapan büyük fikirlerdir. Fikirleri ile dünyaya kattıkları, insanlık için başardıklarıdır. Bu manada ülkemiz için büyük bir fikir olan T3 Vakfı ve onun organizasyonu olan hem teknolojik ürünler hem de Teknofest için başta Özdemir Bayraktar abi ve onun rahmetli hocasına, evlatları ve ekibine ülke ve millet adına teşekkür etmek boynumuzun borcudur. Bizi birleştirdikleri, insan kaynakları yönetimine kattıkları ve düşmanın silahı ile silahlandırdıkları için her birine ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. Bu millet, hocanıza ve sizlere duacıdır.