Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
22 Ekim 2020

İnsan kalitesi niçin önemlidir?

Çünkü birliğin kalitesi, gücü, insanın kalitesiyle eşdeğerdir. Ülkenin büyüklüğü de, ulusal ve uluslararası alandaki gücü de insan kalitesiyle eşdeğerdir.

İlkel Afrika topluluklarını alalım ve bir araya toplayalım. Sonrasında dünyanın en zengin ülkelerinin başında gelen Japonya’ya yerleştirelim.

Japon milletlerini de alalım ve toplayalım. Yine sonrasında da ilkel Afrika toplumlarının yaşadığı yerlere yerleştirelim. 5 yıl sonra gidip sonuçları yerinde görelim.

İnsan hariç her türlü zenginliğin olduğu Japonya’da insanların çoğu açlıktan ölecektir. Çünkü Japonya yer altı ve yer üstü kaynakları bakımından yeryüzünün en fakir bölgelerinden biridir.

Maddeleri, aletleri kullanma becerisi yüzyıllar içinde kazanılır, beş yılda değil. Buna karşılık Japonlar, beş yıl sonra Afrika’da en zengin bölgelerden birini kuracaklardır.

Siyasetçiler ve din adamları:

Siyasetçiler ve din adamları da bu toplumun, bu milletin arasından çıkan insanlardır. Siyasetçiler ve din adamları yeryüzünde en dikkatli seçmemiz gereken iki sınıf insandır. Ne yaparsak yapalım, aklını siyasetçiye ve/veya din adamına teslim etmiş kişi, bizi asla dinlemeyecektir. İyi, doğru, faydalı, akıllı ve adil olana kulağını kapayacaktır.

Siyasetçi, sadece kendini mahvetmekle kalmaz, kendisine inananları da Cehenneme sürükleyebilir. Özellikle 2. Dünya Savaşı ve birkaç Alman lider buna açık bir örnektir.

1930’larda Avrupa’nın her bakımdan en gelişmiş ülkesi olan Almanya ve Alman halkı bir çılgının peşinden gitti ve 40 milyon insanın ölümü, 100 milyondan fazla insanın yaralanmasına neden olan cehennemi göz göre göre yaşadılar. Bu çılgınlığa hayır diyecek olanları da belki ezdiler, susturdular.

Dünya üzerinde yüzlerce sapık tarikat lideri, kendisine inananları sorgusuz, sualsiz doğrudan ölüme götürdü. Yüzlerce insan, aynı anda intihar etti. Gerekçeleri gayet basitti. “Cennet kendilerini çağırıyor.”

2014-2015 yıllarında bir cemaat liderinin (bu makale yazıldığında kendisi daha elebaşı ve cemaati de örgüt değildi) ağzından yapılan bir çağrıyla “yedi Kurban parasını önceden (avans şeklinde) verenin Cennette yerinin hazır olduğu” bildirildi ve birçok insan, tereddütsüz Kurban paralarını ilgili adreslere postaladılar.

İnsanların bu kadar akıl dışı davranabilmesini, Yüce Mevla’nın en büyük nimeti aklı kullanmanın gerekliliğini, bütün insanlara sindire sindire anlatmadıkça hiçbir birlik sağlanamayacağı gibi ülkenin en güçlü halinde dahi bir ya da birkaç çılgın ülkeyi yok edecek akıldışı yollara sürükleyebilecektir.

İnsan ve toplum sağlığına, niçin akıl sağlığı ile başlamamız gerektiğini bu örnekler bize yeterince göstermektedir. Bir insan, bir toplum ancak nefs terbiyesi kadar aklını kullanabilir. Bir ülke, ancak toplumunun akıl sağlığı kadar kaliteli olabilir. Bir insan, bir toplum, bir ülke; insanlarının ancak nefs terbiyesi ve Yüce Mevla’nın emrindeki doğru aklıyla yanıltıcı akıllardan kendini kurtarabilir.