İnsan kâğıt gibidir…

İnsan kâğıt gibidir. Allah, insan üzerinde iradesini yazar ve çizer... Göz yazar, kulak yazar, akıl yazar, cilt yazar... Yüreğine sevgi yazar, hasret yazar, cevap vereceği ebet arzularını yazar... Ve hüzünleri öyle bir çizer ki; çizdiği o hüzünler de Allah’a yönelmenin haritasını çizer…

Allah, görünmeyen sayfalara da yazar... İnsanın gördüklerini, işittiklerini ve konuştuklarını hem minik hafızasına yazar ve fiillerini de Levh-i Mahfûz’a yazar... Allah, çekirdeğe, tohuma, yumurtaya öyle bir program yazar ki; görünmez yazılardan görünür hayatlar, harikalar meydana gelir ve görenler; anlayanlar Allah dostları olurlar…

Allah hava kâğıdına sesleri yazar, kelimeleri yazar, görüntüleri yazar... Ve öyle yazar ki; hava çalkantıları ve kasırgalar o nakışları silemezler yok edemezler. Bizim seslerimiz, bizim görüntülerimiz hava sahifesine Allah’ın sonsuz ilminin mürekkebi olurlar... Bazıları öyle güzel mürekkeptir ki Mevlana gibi Gazali gibi…

Allah zemin yüzünü yazar; çiçek yazar, yaprak yazar, meyve yazar; kış yazar bahar yazar… Meyveye kabuk; içine tat, dışına renkleri yazar ve bazılarını dilim dilim yazar… Toprağa taş, taşa toprak yazar ve sıkı sıkıya kucaklaşmalarını yazar… İnsan bu yazılanlara şükür yazmaz ve şükürle okuyamaz ise insan olması ne yazar?

Allah, insanlığın kurtuluşu için peygamber yazar, kitap yazar, felaha ermenin yollarını yazar… Ve dalalet kucağında oturanlar ise bozuk felsefe yazar. Yazısında hakikat olmayanlar ne için yazar ki?

Allah, yüze farklılık yazar, kemiklerin ucuna parmak izi yazar, her yaratılana alâmetifarika yazar ve herkesin hesabını farklı farklı yazar... Hangi kaçmalar büyük hesaptan kurtarır ki?

Allah, atomun içine elektron yazar, nötron yazar, proton, çekirdek yazar ve fezaya yıldız yazar, gezegen yazar ve oralara münasip sakinler yazar; insan oralarda ki sonsuz ilmi kudreti görmez ise şeytana itaat yazar…

Gözün içine görme, kulağa işitme, burna koku almayı vs. yazan O yüce kudret bu yazıları boşuna yazmadı ve burada boşuna sergilemedi... Tüm yazılanlara layık olduğumuzu ve razı kaldığımızı göstermek için; Hz Peygamberimiz nasıl bir hayat tarzı yazmış ve hayatı Ona yazanı ne şekilde memnun etmiş, bakmamız ve örnek almamız yeter… Yüce Peygamberimiz (sav)’in dışında ki hayat tarzlarını örnek almak; sadece bizim hayatımızı ve manidar nakışları bozar…

Birde yazılmayanlar var…

Ya dil tövbe yazmaz ise... Şükür yazmaz ise…

Kanaat hırsın, muhabbet iftirakın, affetmek öfkenin önüne yazılmaz; dur demez ise ne olur o tüm yazılanlar?

Bilgi Allah'ın sonsuz kudretine hayran hayran akla – zihne yazılmaz ise…

Ya eller helale uzanmayı yazmaz ise...

Ya hayatın asıl gayesi anlaşılmaz ise...

Sonuç: Allah istikamette olanlara ebet yazacak, cennet yazacak; çiçeği yazdığı, ayı ve güneşi yazdığı gibi… Et parçasına hafıza, akıl, görme ve düşünce yazdığı gibi… Tırnak kadar odun parçasına koca ağacın dallını, budağını, yaprağını, meyveli programını yazdığı gibi… Tereddüdü olan aklını çıkarsın kurtulsun…