İnsan hayatını neden zorlaştırıyorlar?
Savaşlar, kontrolsüz göç, iklim değişikliği bahanesiyle çiftçilere uygulanan kısıtlamalar, aile değerlerine yönelik saldırılar, bir propaganda ve ayrıştırma aracı olarak medya, sanayinin ve ekonominin istikrarsızlaştırılması( çökertilmesi) ve elbette gün geçtikçe ilerleyen toplumsal çürüme…
Sevgili dostlar, tüm
bunların bir tesadüf olduğunu mu düşünüyorsunuz? Elbette değil, kasıtlı
olarak yapılıyor.
Küreselci elitler kapitalist devletlerin borç ve para basımı
sisteminin sona erdiğini biliyor. Bu yüzden sistemi format atmanın yollarını
arıyorlar.
BRICS ülkeleri de
bunu bildiği için yani bu kaçınılmaz çöküşünü önlemek için alternatif bir küresel
finans sistemi oluşturmaya çalışıyorlar.
Bakınız ülkemizin de özellikle kasıtlı ve bir plan dâhilinde
çıkartılan pandemiden sonra ekonomik olarak ayarı bozuldu. Bugün başta
emeklilerimizin yaşadığı mağduriyetler ortada. Enflasyon bir türlü
dizginlenemiyor.
Bu durum toplumun psikolojisini de doğrudan etkiliyor. İnsanlar
gün geçtikçe hissizleşiyor. Ve eski heyecanlarını neredeyse yitirdiler.
Neredeyse tüm ülke insanları aynı durumda. Bir önceki
yazımda da ifade ettim. Tüm dünyada
insanlığa karşı büyük bir operasyon başlatıldı. Çünkü yeni sistemin inşa
edilebilmesi için önce kaotik bir ortamın tesis edilmesi gerekiyor.
Ve bu ortam bilinçli bir şekilde örülüyor.
BM 2030 “Sürdürülebilir
Kalkına Hedefleri” arasında yoksulluğu bitirmek, açlığa son vermek ve tarımsal
kalkınma gibi kulağa hoş gelen maddeler yer alıyor değil mi?
İyi de son aylarda neden Avrupalı çiftçiler ayaklanıyor?
Çünkü BM’nin bir önemli hedefi de sera gazı emisyonunu azaltmak. Bu da doğrudan
yaşamın en temel kaynaklarından biri olan karbonu hedef almak anlamına geliyor.
Yani bir taraftan
tarımı desteklemeyi vaat ederlerken diğer taraftan çiftçileri hedef haline
getiriyorlar.
Şimdi küreselci elitler, başarısız olan sistemlerini yeni
bir küresel totaliter kontrol sistemiyle değiştirmek istiyor. Durum budur.
Bu kitle, dijital para birimlerini, paraya erişimi sınırlayan
bir sosyal kredi sistemi ile birleştirmeyi planlıyor.
Ne diyordu Gates,
“Puana dayalı dijital kimlikle yaşama alışmak gerekecek.” Bu şu demek, istesiniz de istemesiniz de sizi
kölemiz yapacağız. Ve siz bunun farkında bile olmayacaksınız!
Yeni kâğıt para
olmayacak. Bağımsız dijital para birimleri yasaklanacak. Fatura ödeme ve gıdaya
erişim, satın alma ya da seyahatiniz davranışınıza bağlı olacaktır.
Sisteme itaatkâr birer köle gibi davranırsanız puanınız
yükselecek. Şayet muhalefet ederseniz hiçbir haktan yararlanamazsınız.
Bu durum, düşünme,
tercih yapma ve protesto özgürlüğünün sonu demektir. Yapay zeka ise milyarlarca
insanın davranışını kontrol etmek için sisteme dahil edilmek isteniyor.
Şimdilik eğlenceli taraflarını öne çıkarıyorlar oysa bunun
bir kontrol mekanizması olarak devreye sokulacağını gayet iyi biliyoruz.
Asıl anlatmak
istediğim şu; böylesi korkunç bir sistemin kabul edilebilmesi için önce hayatın
kötüye gitmesi gerekiyor. Yani savaşlar, salgın hastalıklar, yoksulluk, yiyecek
kıtlığı ve artan suç oranları...
Bu şekilde de yeni sistemi, bu dehşet verici cehennemden
çıkmanın en iyi yolu olduğuna inandıracaklar. Bu yüzden dünyadaki cehennemi
bilinçli olarak kurguluyorlar.
Pek çok ülke
liderinin bu totaliter yeni düzende vazifelendirildiğine inanıyorum. Özellikle
Avrupa ülkelerinde liderler toplumsal kaotik ortamın oluşması için var
güçleriyle çalışıyor.
Ve bu liderler, mezun oldukları WEF’in insan karşıtı, hain
planını gerçekleştiriyor. Demem o ki insanların yoksullaştırılmasının sebebi,
büyük sıfırlamanın gerçekleştirilmesi içindir.