İnsan, bilmediğini kimden ve nasıl öğrendi?
Dünyanın neresinde olursa olsun, her konuda sıfır bilgi ve sıfır tecrübe ile dünyaya gelmiş olursunuz… İster anne ve baba profesör olsun ister birçok dünya dillerini bilen bir akademisyen olsun fark etmez… Siz hiçbir şey bilmez bir et yığını olarak dünyaya gelirsiniz…
Peki, size bulunduğunuz ortamın dilini, kültürünü,
aile fert ayırımını kim, nasıl öğretecekti?
Bir anlık bir Japon’un ya da bir Rus’un size “aniden”
kelimesini öğretmek istediğini varsayalım… Size bunu beden dili dışında nasıl
öğretebilir? Beden dili ile de öğretilmesi zor.
Mısır’da Arapça ders aldığım bir hoca bana “fec’eten”
kelimesinin ne anlama geldiğini öğretmek için odanın dışına çıkıp birden odaya
girmekle anlatmaya çalıştı… Ben hangi mantıkla bu odaya girip çıkmak ile bana “aniden”
mesajı vermek istediğini bileceğim ki!
“Aniden” kelimesinin Türkçe karşılığının bende
olmadığını düşünün… Beden dili ile nasıl öğreneceğim?
Allah’u Teâlâ’nın insana bilmediğini öğretmesi vallahi
başlı başına bir mucize gibidir…
Düşünsenize bir kadının kucağındasınız ve size: ‘ben
senin annenim’ diyor… Ve siz de ona anne diyorsunuz… Vallahi bu bir mucizedir…
Eşyaların isimlerini öğrenmeniz de zor olmuyor…
Peki, Allah’u Teâlâ
insana neleri öğretti?
“Oku,
rabbin kalemle öğreten, insana bilmediğini bildiren en büyük kerem sahibidir.”[1]
Öğreten: Rabbin.
Ne ile: Kalem ile.
Neyi: Bilmediklerini
“… İnsana
bilmediğini…”
Yani, her ne
biliyorsan onu sana Allah öğretti…
Doktor
musun: Tıbbi
bilgileri sana Allah öğretti.
Mühendis
misin: Plan, proje
ilmini sana Allah öğretti.
Pilot
musun: Uçağı
kullanmayı sana Allah öğretti.
Aşçı
mısın: Yemek yapmayı
sana Allah öğretti.
Savaşçı
mısın: Savaşmayı
sana Allah öğretti.
Yazar
mısın: Sana yazmayı
Allah öğretti.
***
İnsan neden
öğrendiği bilgileri Allah’a nispet etmek istemez? Ve neden meleklerden ders
almak istemez?
“Allah Âdeme bütün isimleri öğrettikten sonra onları meleklere göstererek
şöyle dedi: "Eğer doğru söylüyorsanız şunların isimlerini bana
bildirin."[2]
“Melekler
ise şöyle dediler: Seni tesbih ederiz. Bize öğrettiklerinin dışında hiçbir
bilgimiz yoktur. Şüphesiz ki sen, her şeyi çok iyi bilensin, hüküm ve
hikmet sahibisin.”[3]
Dikkat edin:
“… Bize öğrettiklerin dışında…”
Değerli
okur…!
Bir insan
hangi mantıkla bildiklerini Allah’a nispet edip Allah’ı övmek istemez? Neden
alimlerimizin dedikleri gibi:
-
“Doğrular
Allah’tan, hatalar nefsimizdendir!”
-
“Allah
ilmini artırsın!
-
“Allah’ım!
İlmimi artır!” demez?
Kıymetli
okur!
Her biliyor
ve bileceksen, bil ki o bilgileri noktasına kadar sana Allah öğretti ve ancak
ve ancak Allah öğretecektir.