Dolar (USD)
32.37
Euro (EUR)
34.95
Gram Altın
2324.27
BIST 100
9087.8
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

31 Mart 2022

​İnsan, aklını kullanan bir varlıktır

Hepimizin bildiği klasik bilgi, insanı diğer canlılardan ayıran en temel özelliğin akıl olduğudur. Herkes ortak görüşle bu durumun böyle olduğunu kabul eder. Bu konuda kimsede bir şüphe hâsıl olmaz ve herkes bu konuda hem fikirdir. İnsanı diğer canlılardan ayıran en temel özellik akıllı olmasıdır, der ve geçeriz.

Peki, aklı, bir canlıyı diğerinden bu denli ayrıcalıklı ve önemli kılan şeyin ne olduğunu sorguluyor muyuz? Bu sorgulama işine girdiğimiz zaman mesele biraz daha derinleşmeye başlıyor. Esasında insanda olan aklın bir benzerinin diğer canlılarda da mevcut olduğuna tanıklık ediyoruz. Her canlı akıl melekesine sahiptir. Bunu nasıl anlıyoruz, diye düşünmeye başladığımızda bir tavuğun analık içgüdüsüyle yavrularını koruması, köpeğin sahibini tanıması, bir kedinin acıktığı zaman sizin yanınıza gelip acıktığını hissettirmesi gibi durumlar onların da aslında akıllı birer varlık olduğunun bir göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Mesele bu kadar iç içe geçmiş bir hal almışken insan sormadan edemiyor; Acaba insanı diğer canlılardan ayıran temel özellik akıl değil mi?

Bu sorudan anladığımız aklın tek başına bir canlıyı diğerinden ayırmak için yeterli olmadığı ve aklın yanında başka özelliklerin de olması gerektiğidir. Tam da bu noktada devreye düşünme yetisi ve irade kavramları giriyor. İşte o zaman mesele biraz daha açıklığa kavuşuyor. İnsanın sorgulama yeteneğini geliştiren ve diğer canlı varlıklardan farklı kılan temel özelliğin düşünebilen ve iradeye sahip bir aklı olmasıdır diyebiliriz. Mesele burada biraz daha açıklığa kavuşmuş oldu.

Akıl; irade ve düşünme yetisiyle biraz daha anlam kazanmış oldu. Buradan şunu anlıyoruz ki, akıl tek başına yeterli olmuyor. İnsanın kendi iradesiyle düşünme yeteneğini birleştirerek aklını kullanması gerekiyor. İşte o zaman aklın bir nimet olduğunu ve insanı diğer varlıklardan ayırdığını söyleyebiliriz. Kullanılmadığı zaman aklın başta olmasının bir önemi kalmıyor. Daha uç bir tabirle söylemek gerekirse aklını kullanamayan insanın diğer varlıklardan bir farkı kalmıyor. Akıl, kullanılması gereken bir nimet olarak başımızda duruyor.

Toplumsal bir gerçeklik olarak genellikle ebeveynlere göre çocukları her zaman zekidir, ancak yeterli ders çalışmadıkları için kendi başarılarını gösterememektedirler. Anne ve babaların hiçbiri çocuklarının zekâsından şüphe etmezler. Ancak burada temel sorun, gençlerin akıllı olup olmamalarından ziyade iradeleriyle akıllarını kullanmıyor olmalarıdır. Kullanılmayan aklın da kimseye faydası olmuyor. Bu durum öğrenci için de böyledir, herhangi bir insan için de.

Basit bir örnekle konuyu biraz daha aydınlatalım. Cebinizde 100 lira paranız var ve çarşıya çıktınız. Bir süre sonra acıktınız ve lokantaların önünden geçip yemeklere bakıyorsunuz. Cebinizde paranız var, ancak parayı kullanıp yemek yemiyorsunuz. Cebinizde olan parayı kullanmadığınız müddetçe karnınız doyar mı? Kesinlikle hayır. Açlık ihtiyacınızı gidermeniz için cebinizdeki parayı kullanmanız gerekir. Aksi takdirde para cebinizde durduğu müddetçe karnınız doymayacaktır. İstediğiniz kadar lokantaların önünden geçmiş olun ve dilediğiniz kadar yemekleri izleyin. İnsandaki akıl da tam olarak böyledir. Herkes esasında akıllıdır, ancak aklını kullanıp kendini geliştirmediği müddetçe bu aklın kendisine faydası olmayacaktır.

Akıl kelimesi masdar olarak “bağlamak” manasına gelir ve bir şeyi ötekine bağlamak olarak değerlendirilir. Olayları tek başına düşünmek yerine akıl bunu sistematik olarak olaylar örgüsüyle birbirine bağlar. Bu da aklın kullanılması gerektiğini bize gösterir.

Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de de akılla ilgili ayetler genellikle aklın kullanılmasına yönelik ayetlerdir. Zaten Kur’an-ı Kerim’de “akıl” kelimesi isim olarak değil de fiil olarak kullanılmaktadır. Bu da aklı bir olgudan çok eylem olarak karşımıza çıkarmaktadır. Akıl ile ilgili ayetlere baktığımızda genellikle “Hiç aklınızı çalıştırmıyor musunuz?”, “Hiç akıl erdirmiyor musunuz?”, “Hiç aklınızı kullanmıyor musunuz?”, “Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?”, “Fakat insanların çoğu akıllarını kullanıp gereği gibi düşünmezler.”, “İşte biz, aklını kullanacak bir toplum için ayetlerimizi böyle açıklıyoruz.” gibi ifadelerle bitmektedir. Bu da aklın bir eylem olduğunu ve kullanılması gerektiğini bizlere gösteren en açık delillerdir.

Meselenin nihayetinde insanı diğer varlıklardan ayıran temel özellik akıllı varlık olmasından ziyade aklını kullanan bir varlık olmasıdır.

 
ABONE OL
Deniz feneri detay
Deniz feneri detay
Kızılay 160x600
TDV ramazan