Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
01 Aralık 2016

İnkılap Meydanı ve Kitapçılar Çarşısı

Tahran'dan ayrılırken bırakmak zorunda kaldığım kitaplar, Katip Çelebi'nin Bağdat'tan istanbul'a dönerken katırların sırtında taşıdığı kitaplar kadar olmasa da epeyce bir yekun tutmuştu.

Edebiyat, kültür ve sanat ile iştigal edenlerin Tahran'a geldiklerinde mutlu bir şekilde geri döndüklerini söyleyebilirim.Burada yaşayan insanlar için Tahran'a girince kitap oradan çıkınca kitap, hayatı yaşayınca da kitap üzerine kurugulanmış durumda. Ayrıca bu günkü Klasik edebiyatımızın oluşmasında Attar, Firdevsi, Sadi, Nizami Hafız gibi üstadların neşv ü nema bulduğu yer. Zaten ister istemez kitap şehri oluyor bu şehir. Kimi şehirler vardır ya portakalların şehri,elmalı şehir, gül şehri...İnkılap meydanında gezince bu yönüyle de Tahran'a kitap şehri desek de yeri olur.

Bu şehirde 1979 yılında yapılan İslam inkılabının adıyla anılan İnkılap Meydanı, aslında bir "kitap meydanı". İnkılap Meydanındabüyük kitap mağazaları, kitap sarayları ve sokak aralarında sergilenen kitaplar, gelen geçen yerli ve yabancı herkesin dikkatini çekiyor. Bu meydan bir yönüyle Beyazıt meydanına benzese de Beyazıt meydanındaki Beyazsaray kitapçılar çarşısının "Yirmi Sekiz Şubatçılarının" işgalinden sonra kitapla anılan yanı pek kalmadı. Daha çok turistlere yönelik elektronik eşya satıcılarıyla duyulur oldu bu meydan.

İran'ın turistlere kapalı olması belki de en çok kitapçı sektörünün işine yaramış.Sadece kitapçı mı, müzik ve diğer sanat dalları da bunda nasibini almış.Oradaki kitapçı dükkanları çok yıldızlı oteller tarafından işgal edilmediği için Tahranlılar ve dışarıdan gelenler, rahatlıkla kitaba ulaşabiliyorlar.

Tahran, hava kirliliği açısından dünyanın üçünçü kirli şehri olmasına rağmen özellikle İnkılap Meydanı bu kirliliğin merkezi olmasına rağmen kitap okuyucuları kitapçıları gece yarılarına kadar da ziyaret edebiliyor. Buradaki kitap sarayları ve yerlerdeki kitap sergileri Tahran'ın hava kirliliğin bu yönünü unutturmuş durumda.

Tahran'da kitaba duyulan bu sevgi ve alaka aynı zamanda müziğe, tiyatroya ve sinemaya da var. Yakın zaman içinde Tahran'da konser verecek kıymetli bir müzik adamımızın konser biletlerinin kısa bir süre içinde tükenmesine çok şaşırmıştık. Demek ki Tahranlı sanatseverler, Türkiyedeki sanat dünyasını da takip ediyorlar. Tahran, bu yönüyle Avrupa başkentlerini aratmayan hatta kıskandıran bir şehir.

Bir yıl boyunca tiyatrolarını,sinemalarını, sergi ve kitap saraylarını gezdiğim Tahran şimdi beni uğurluyor. Kitapçılarda aldığım klasiklerden Attar, Nizami ve Sadi'nin yanı sıra modern yazarlardan Celal Ahmet, Sadık Hidayet gibi yazarların kitapları ile İstanbul'a dönmek istiyordum. İstemek kolay dönmek ise kolay değil. Bagaj hakkımızı çoktan aşmış durumdayız. Kitapların çoğunu çaresiz havalimanında bırakıyoruz. Arkadaşım Merdani Bey onları eve geri götürüyor. Otobüsle gönderecek...!

Geride bıraktığım kitaplar arasında fakirin de İran'da bulunduğu bir yıl boyunca İranlı dostları için hazırladığı "Modern Türk Şiiri" kitabı da var. Gelmeden bir kaç gün önce Tahran Büyükelçiliği İlköğretim Okulu'nun daveti üzerine "Kariyer Günleri" kapsamında kitaplarımın tanıtımını yapmış ve onları imzalamıştım. Okul Müdürü Zeynel Çakır bey ve diğer hocalarımıza müteşekkirim.

Şimdi diğer kitaplarıma kavuşacağım günü sabırsızlıkla bekliyorum.