İnkâr ırkı mensuplarına…
Bu asır “helaket ve felaket asrı” malum kesimin inkârları, inadına görmezden gelmeleri ruhlarında var… Geçmiş asırlarda da hakikatlerin karşısına atalarının inatları ve inkârlarıyla çıkmadılar mı? Peygamberler (as) aynı dertlerle muzdarip olmadılar mı? İnkâr politikaları, görmezden gelmeler, adeta bir ırk oldu ve o ırkın mensupları, her hakikatin, her, harikanın, her faydanın ve her hakikat kahramanının karşısına çıkmaktan asla imtina etmediler… Dolayısıyla bu inkâr ırkına mensupların TOGG’u ve fabrikasını, doğal gazı, petrolü, 20 yılda genç bilim insanlarımızı ve Türkiye’nin çehresini değiştiren muhteşem eserleri inkâr etmişler çok mu?
Etrafımızda
bolca bulunan ve gözümüze gözümüze bakan meyve fabrikası ağaçları inkâr edenler
ve Yüce Yaratıcıyı tanımadan, şükretmeden o meyveleri yemiş olanlar, TOGG’U ve
fabrikasını inkâr etmişler çok mu? Isı ve ışık kaynağımız
güneşin, saniyede otuz km hızla uzayda yol alan dünya gemisinin Sanatkârını
tanımıyorlar. Hem öyle bir gemi ki için de kaçan, uçan ve fil, gergedan gibi
ağır tanklar, balinalar, yunuslar gibi harika denizaltılar ve aslan, leopar,
panter vs. gibi fıtri donanımlı doğuştan komandoları taşıyan dünya gemisinin
yaradılış gayesini inkâr ediyorlar, milli gururumuz TCG Anadolu uçak gemimizi
inkâr etmişler, maket demişler çok mu? Vücutta damar ve sinir oto yollarını,
tünelleri ve onları en ince hesaplarla çizen, hikmetli bir şekilde döşeyen
merhamet sahibinin kudretini, Zatının delillerini görmüyorlar, inanmıyorlar,
tünelleri, köprüleri ve deniz altı geçitlerini görüp, inanıp, yaptırana
teşekkür mü edecekler? Samanyolu Galaksisinde, fizik ve matematiğe parmak
ısırtacak, büyük bir intizamla dizilmiş yıldızların Hâlık’ını tanımıyorlar,
görmüyorlar; duble yolları, otoyollarını ve onları hizmete sunanları mı görüp,
tanıyacaklar? Her canlıya ihtiyacı olan şifayı vereni, yeryüzünü büyük bir
eczane ve şifahane haline getireni görmeyenler ve Şafi olan Allah’a
inanmayanlar; dev hastaneleri, şehir hastanelerini mi, sıkıntısız kavuştuğu
ilaçları mı görecek ve yaptırana teşekkür edecek, destek verecekler? Muhteşem
hayal duygusunu ve onunla kâinatı dolaşma imkânını görmeyen ve o ince duygunun
sahibine inanmayan, vatanın gözü ve hayali olan uyduları yapıp ve fırlatanı mı
görecekler? İstisnalar hariç; tüm canlılara eşit davranan, olması gereken iki
gözü, iki kulağı, bir kalbi vs. veren Allah’ın adaletini, hikmetini
görmeyenler, seksen beş milyona eşit giden ve herkesin faydalandığı eserleri mi
görecekler? Yapanı alkışlayacaklar ve
iyi ki devletimizin başında Erdoğan gibi bir Cumhurbaşkanımız var deyip;
yeniden omuz, yeniden oy verip, bu ülkenin artan bir hızla küresel güç olmasına
mı vesile olacaklar? İndirilen kitaplara ve onları indirene gereği gibi
inanmayanlar, okullarda bedava verilen kitaplara ve o imkânı sağlayan iradeye
mi inanacak, teşekkür edecekler?
Son söz: 21 yıl öncesinde bu ülkenin kaymağını yiyen
ve Kemalizm kamışı ile bankaların içini hüpleten azgın azınlık, yapılan bütün
yatırımlardan şikâyetçidir çünkü eskiden paralar millete hizmet yerine onların
kesesine gidiyordu… İstisnalar hariç; yatım ve hizmet yoktu. Şimdi “sana söz, yine baharlar gelecek” sözü,
o azgın ve mutlu azınlığa verilen bir sözdür; millete verilen söz değildir...
Zaten millete hizmet CHP’nin asla umurunda değildir… Evet,14 Mayıs 2023 seçimleri için söz sırası vatandaştadır. Ya uzun
hava söyleyip; 21 yıllık hizmetler devam etsin diyecekler, ya da kısa bir hava
ile her şeyi berhava edecekler…