Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Nisan 2021

İnceldiği yerden kopsun!..

Cuma akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ABD ile telefon diplomasisinden sonrası ortaya çıkan hava “Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli” olduğunu açıklıyordu.

Ve dün ABD, her 24 Nisan’da gündeme getirdiği sözde “soykırım” tehdidiyle ilgili tavrını netleştirdi. Kanlı kongre baskını ile başkanlık görevini teslim alan Joe Biden’in Türkiye’ye karşı ilk büyük icraatı Ermeni diasporasına diz çökerek sözde “soykırım”ı tanımak oldu. 106 yıl önce yaşanan olaylarla ilgili Türkiye’ye karşı “tarih suikastı” gerçekleştirdi. 1981’de başkan Ronald Wilson Reagan’ın kullandığı zehirli dili bu defa Joe Biden daha da ileri taşıyarak hem “Soykırım” hem de “Büyük Felaket” ifadeleriyle Türkiye’ye hasımlığını açık açık ilan etti.

*

“Her yıl bugün Osmanlı dönemindeki Ermeni soykırımında ölenleri hatırlıyoruz ve böyle bir zulmün bir daha yaşanmaması için taahhüdümüzü yeniliyoruz...” açıklaması Biden’in kendi geçmişleriyle, hatta “Amerikan Rüyâsı” için üzerinde tepindikleri dünyayla yüzleşmek için hiç aynaya bakmadığını gösteriyor.

Sömürmek için dünyayı ateşe vereceksiniz!.. Terör örgütlerini besleyeceksiniz!.. Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan edeceksiniz!.. İslâm coğrafyalarındaki dünya miraslarını bombalayacaksınız!.. Irkçılığın daniskasını yaparak insanlığın nefesini keseceksiniz!.. Sonra dönüp Türkiye’ye “soykırım”cı diyeceksiniz!..

Oldu mu, şimdi “beyaz adam”!.. Dön kendine bir baksana!..

*

Dünyanın en âdî cinayeti olan soykırım suçunu defalarca işleyen ABD, Türkiye’yi “soykırım”la suçlayacağına dönüp katlettikleri Yerlilere, Kızılderililere, Afrikalılara, Vietnamlılara, Afganistanlılara, Iraklılara yaptıklarına bir baksın. Hiroşima’ya, Nagasaki’ye baksın.

Ermeni çetelerinin başlattığı Osmanlı’yı çökertme operasyonuna karşı alınan tedbirlerin sonucu başlatılan tehcir hadisesini tarihi ve hukuki bağlamından kopararak “soykırım”a bağlayanların amacı belli; Türkiye’yi köşeye sıkıştırıp taviz üstüne taviz kopartarak, vesayetlerini devam ettirmek.

*

Monşerliğe gerek yok; inceldiği yerden kopsun!.. Türkiye, ABD’nin bu mensetsiz ve alçakça tutumuna Meclis’te alacağı kararla “mukâbele bi’l-misl”le cevap vermeli. Hem masada, hem de sahada.

Sahada ABD’nin Kuzey Irak’taki beslemelerine kahraman Mehmetçiklerimiz “Pençe-Şimşek ve Pençe Yıldırım Harekâtı”yla gerekli cevabı verdi. Vermeye devam ediyor, edecek.

Arkasından ABD Büyükelçisi David Satterfield, Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak Biden’in hukukî olmayan gerçek dışı beyanına en sert tonda tepki verildi.

Türkiye tek yürek...

STK’lar...

İş dünyası...

Ve haydi vatanseverliğinizi görelim, bildiri üzerine bildiri yayınlayanlar...

Tarafınız iyice netleşsin...

***

24 NİSAN 1915’TE NE OLDU?..

Birinci Dünya Savaşı’nın başlarında Osmanlı Devleti ciddi bir cephe gerisi krizi ile karşı karşıyaydı. Osmanlı, bir yandan başta Çanakkale Cephesi olmak üzere birçok cephede İtilaf Devletleri’yle savaşırken, diğer yandan Van, Bitlis, Muş, Zeytun ve Erzurum’da meydana gelen ayaklanmalarla baş etmek zorunda kalmıştı. Anadolu’da Ermeniler ciddi bir ayaklanma hazırlığı içindeydiler ve hükümetin çok hızlı kararlar alması gerekiyordu.

Bu çerçevede Ermeni Taşnak, Hınçak ve Ramgavar komitelerinde liderlik ve aktif görev yapanlar tutuklandı. Tutuklananlar arasında Rus, Bulgar veya İran vatandaşı Ermeniler de bulunuyordu. Tutuklananların çoğu Deyr-i Zor, Diyarbakır, Elazığ, Bursa ve Konya’ya sürüldü. 24 Nisan’da tutuklananlar da tehcire tâbi tutuldu. Ermenilerin zorunlu göçü ile ilgili Tehcir Kanunu olarak bilinen kanun, Dâhiliye Nazırı Talât Bey’in girişimleriyle 27 Mayıs 1915 tarihinde hazırlandı ve 1 Haziran’da Meclis-i Vükelâ’ca karara bağlanıp uygulamaya konunuldu.

Koskoca Devlet-i Aliyye-i Osmâniyye yavaş yavaş çökerken, tarihin bu karanlık günlerinde büyük acılar yaşandı...