İnadına demokrasi, inadına sandık
Salı günü çarşamba yazısını gazeteye gönderdiğim sıralarda, evde elektrikler kesildi. Ben ilk etapta bu kesintiyi bölgesel bir kesinti zannettim. Fakat şoför arkadaş arabada kesintinin ülkenin büyük bir bölümünde olduğunu söyleyince konuyu araştırmaya koyuldum.
Tabletten ülkede yaşanan elektrik kesintilerinin nedenini öğrenmeye çalışırken, odasında Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın iki kişi tarafından rehin alındığı haberiylede karşılaştım. Dostlar, kabul ediyorum, ülkemiz oldukça hareketli bir gündeme sahiptir. Ancak salı günü yaşanan hareketlilik öncekilere hiç benzemiyordu. Sanki hayat bize 31 Martta Nisan Bir Şakası yapmıştı.
Evet, seçimlere yaklaşılırken çeşitli provakasyonlarla karşılaşılacağını, birçok kişi gibi bende tahmin ediyordum. Hatırlarsanız, burada defalarca seçimler öncesi provakasyonlar yaşanabilir diye uyarıda bulundum. İtiraf etmeliyim ki karanlık ellerin tüm güçleriyle böyle piyasaya çıkacaklarını tahmin etmemiştim.
Değerli Dostlar, Berkin Elvan Savcısı'nın odasında rehin alınıp şehit edilmeside; AK Parti Kartal İlçe Başkanlığı'na silahlı baskın yapılmasıda; İstanbul Emniyeti'ne saldırı girişiminde bulunulmasıda; bize önümüzdeki günlerdeki provakasyon olaylarının, tahmin edilenden daha fazla olacağını gösteriyor.
Bunlar seçimler yaklaştıkça, İktidarı yıpratmak için her türlü yola baş vuracaklar gibi... Burada üzücü olan, birilerinin muhalefetten ümidini kesmiş olmasıdır. Onların tek ümitleri kaldı. oda ülkenin ve sokakların karıştırılmasıdır. Gariplerim bu yolla AK Parti'yi iktidardan düşürebileceklerini zannediyorlar.
Aslında, bu işin perdesi Gezi olaylarıyla açılmıştır. Gezi Parkındaki üç beş ağaç bahane edilip insanlar sokaklara dökülmüş... Camlar çerçeveler kırılmış... Şahıs ve Kamu mallarına zarar verilmiş... Oluşan kargaşada bazı kişiler zarar görmüştür. Şimdide o Gezi olaylarının domino etkisini devam ettirmek istiyorlar.
Dostlarım, biz bu art niyetliler karşısında, millet olarak birbirimize kenetleneceğiz. Onlara inadına demokrasi, inadına sandık diyeceğiz.