İmitasyon fenomen bağzı öğretmenler!
Sosyal medya bir
yönüyle herkese şöhret kapılarını açtığı için fırsatlar alanı, diğer yönüyle de
kocaman bir çukur! Sıradan ve sakin hayatlarından sosyal medya aracılığıyla
kapı aralayıp para pul ve şöhretin cezbedici dünyasına adım atmak isteyenler
için bir geçiş noktası. Zenginlik ve popülerlik için önlerindeki tek yol
herhangi bir paylaşımla toplumun dikkatini çekmek, burayı bir sıçrama tahtası
olarak kullanmak. Popülaritenin oluşturduğu fırsatlardan yararlanmak, tekdüze
ve mütevazi hayatlarından kurtulmak için en kısa, ucuz ve kolay yol sosyal
medyadaki bir paylaşımlarıyla parlamak.
Hal böyle olunca her
meslek ve sosyo-kültürel gruptan ürettikleri içeriklerle bir anda parlamak üst
sosyo-ekonomik yapıya dahil olmak için canhıraş çaba gösteren insanlarla karşılaşıyoruz.
Fenomenlerin sosyal medyada sergiledikleri gösterişli ve albenili dünya, lüks
hayat, tanınırlığın çekiciliği çoğu zaman ortaya absürt ve niteliksiz içerikler
çıkarıyor. Yaş, eğitim gözetmeksizin saçma sapan içeriklerin üzerimize boca
edildiği bu mecrada son zamanlarda öğretmenler üzerinden gelen paylaşımlarla muhatap
oluyoruz.
Bu tür içeriklere maruz
kalmamak için yapabileceğimiz çok bir şey de yok. Ana sayfaya düşmese bile
haberler, ekranlar, takip ettiklerimiz üzerinden gelen yeniden paylaşımlar
aracılığıyla bir şekilde karşılaşıyoruz. Bunlar içerisinde en rahatsız edici
olanlar arasında öğretmenlerin paylaştıkları içerikleri gösterebilirim.
Anadolu’nun bilmem
hangi şehrinde, köyünde öğrencilerini kullanarak hazırladıkları çekimlerle her
gün karşımıza çıkıyorlar. İlk kez hamburger yiyen çocuklardan tropikal
meyveleri ilk kez tadanlara, sınıf kapısından her çıkışta öğretmeniyle bir
şekilde fiziksel temas kurması istenen öğrencilerden, sınıfa taklalar aşarak
giren öğretmenlere, günde kaç kez öğretmenim ifadesinin kullanıldığını sayıp
paylaşacak kadar kendilerini bu işe kaptıranlar vs vs sayfalarda dolup taşıyor!
Söz konusu paylaşımlarda öğretmenlerin üstenci yaklaşımı bir yana küçücük
çocukların cehalet, mahrumiyet gibi öznelerle ünlü olma yolunda kullanılan
objeler olarak kullanılması ayrı bir sorun.
Öte yanından ailelerin
okullara eğitim almaları için teslim ettiği çocukların, öğretmenler tarafından
sosyal medya nesnesi olarak kullanılması, tüm masumiyetlerinin toplum önünde
sergilenerek bunun bir yoksunluk veya eksiklikmiş gibi yansıtılması ne kadar
etik ve doğru? Bu tür içerikler için ebeveyn izni olsa bile çocukların ileride
nasıl tepki verecekleri, psiko-sosyal olarak bunlardan nasıl etkileneceklerini
kim bilebilir? Öğretmenlere gelince şöhreti yakalama planlamaları içerisinde
nesneleştirdikleri çocuklara gerçek bir öğretici olma amacıyla yaklaşmayı ne
zaman deneyecekler? Çocuk masumiyeti üzerine inşa etmeye çalıştıkları fenomen
olma arzularını gerçek bir öğretmen olma ideal ve misyonuyla ne zaman
değiştirecekler?