İMDAT İLAHİ!*
"Ben" dedi, "derdimi ve hüznümü sadece Allah'a arz ediyorum; çünkü Allah sayesinde sizin bilmediklerinizi biliyorum." Yusuf/86
Rabbim!
Ey benim Rabbim,
Annemin-babamın-kardeşlerimin Rabbi,
Eşimin-çocuklarımın-olan ve kıyamete dek olacak torunlarımın Rabbi,
Rabbim!
Peygamberlerin-bilgelerin-cahillerin,
Talib'in-üstadın-kitapların-satırların,
Kalemin ve onunla yazılan her harfin Rabbi.
Rabbim!
Akrabalarımın-komşularımın,
Tanıdıklarımın-tanımadıklarımın-tanıyacaklarımın,
Sevdiklerimin-sevebileceklerimin-sevemeyeceklerimin Rabbi!
Rabbim!
Evliyanın, dervişlerin, müritlerin,
Leylaların, Mecnunların, sevgililerin,
Gözleri yollara esir olanların-gözleri ömre bedel olanların Rabbi!
Rabbim!
Kolaylıkların-zorlukların,
Çarenin-çaresizliğin, mümkinatın,
Hastaların, yolcuların, yolda kalmışların
Dertlerin-dermanların, tüm varidatın Rabbi!
Rabbim!
Tutsakların-özgürlerin,
Mazlumların-mağdurların,
Kralların-reislerin-kölelerin Rabbi!
Rabbim!
İstanbul'un-Diyarbekir'in-Gazze'nin-Hevlu00e9r'in-Bosna'nın Rabbi
Mogadişu-Zagrep-Ottawa-Hama'nın-Haseki'nin,
Sina-Cakarta-San Paolo'nun Rabbi.
Rabbim!
Umutsuzların, umudu sadece SEN olup direnenlerin,
İmanı dışında hiçbir şeyi olmayanların,
İslam aleminin, kainatın yegane Rabbi,
Rabbim!
Bebeklerin, çocukların, gençlerin, yaşlıların
Kadınların-erkeklerin-cinsiyetsizlerin
Evlilerin-bekarların-dulların Rabbi!
Rabbim!
Gecenin-gündüzün-asrın,
Doğmayı-ölmeyi bekleyenlerin Rabbi,
Yerin-göklerin ve ikisinin arasındakilerin
Varlığın-yokluğun-canlıların-cansızların Rabbi,
Rabbim! Ey Rabbim! Ey alemlerin Rabbi!
Her şey sana ayan beyan ve her şeyin açığı, gizlisi senin için bir.
Rabbim! Sen hiçbir şeye, hiç kimseye ve hiçbir zaman muhtaç değilsin, olmazsın da, ama ben sana hiçbir zaman olmadığım kadar muhtacım.
Ve hiç kimsenin olmadığı kadar.
Rabbim!
İmtihandayım biliyorum;
Eğer bana basiret ve hikmet vermez isen (yok olmaktan yana telaşsızım) mahv olurum.
Rabbim!
Kalplerde geçenleri bildiğine iman ettim, ama ben hala neden kalbimi sana açma ihtiyacı duyuyorum?
Asla sana uzak ol(a)madığım halde sesimi duyuramama endişesi ile nedir bu avaz avaz bağırışım, zar-u figanım nedendir böyle?
Rabbim!
Cayır cayır yandığımı görüyorsun ve sebebini sadece ve yalnızca sen biliyorsun. Neden ateşime bir damla su taşıyan İbrahimu00ee kuşu gömdermiyorsun? Yoksa onu bildiğin sebeplerden dolayı yolda mı tutuyorsun?
Rabbim!
Erim erim eridiğimi görüyorsun yalnızlıktan bunca kalabalıklara rağmen,
Peki, beni kendinle tanıştırmaya layık eylemedin mi sonsuz kereminle? Neden yalnızlıkla terbiye ediyorsun, ki yalnızlık zatına mahsusken? Değilse neden beni param parça eyledin? Ve bütün parçalarım birbirini katlediyor. Üstelik bende kalan parçam yakıp yıkıyor zaten tarumar ettikleri gönlümü.
Rabbim! Ey Rabbim!
Sadakatimi, sevgimi sınıyorsan biliyorsun ki ihsanınla daima bugünkü gibi kulluğunla şerefliyim. Hal böyleyken insanlığa kastedenler bu kadar pervasızken sen çaresiz düşmeme izin verecek misin?
Ey Rabbim!
İbrahim'in "mutmain" olma gibi bir derdi vardı ve ona öğrettiğin gibi alıştırdığı kuşlarını ayrı dağlara bırakınca senin izninle geri dönmüşlerdi Halil'e. Peki kopan parçalarımın bana sulh ile dönüşleri mahşerde her şeye rağmen onları aramamdan sonraya mı kalacak? Velev ki öyle bile olsa "mutmain"liğimde hiçbir zaaf olmayacağına göre neden?
Rabbim! Ey sevginin kaynağı Rabbim!
Sana ve halkına karşı sorumluluğumun bilincindeyim. Bu zorlukları tesellinle aşıyordum. Ama en büyük teselli ve desteğimi kaybediyorum korkusuna ilk kez yenik düşüyorum.
Çünkü beni (t)aşan bir hal ile karşı karşıyayım.
Rabbim!
Halkın cayır cayır yanıyor,
Düşmanın yakıyor halkını ve biz seyrediyoruz bu Ashab-ı Uhdud misali Haçlı-Siyonistleri ve yaktıkları kardeşlerimizi. Biliyorum, asıl kendi halimiz çok acı, ama bebeler ateşte Rabbim bebelerin.
Tamam, biz kulluk bilincimizi yitirince geriye bir şeyimiz kalmadı, ama mazlum halkına acı ey mazlumların Rabbi Allah'ım! Kasem olsun onlar masum ve suçsuzdurlar biliyorsun.
Xxx
Rabbim! Dualarımıza cevap ver lütfen, günahlarımıza bakıp bizden yüz çevirme İlahi.
Ey Rabbim!
Kutlu Meleklerine mesken eylemediğin halde iblise de sırrını veren ben değildim.
Elma olup u00c2dem için ağaca konmadım, üstelik benliğime yenilip kardeşim Habil'i katleden de ben değildim.
Kereminleydi her şey Rabbim, derken Nuh'a gemi oldum; sular üstünde emin dağa ulaştırdım yol gösterdiğin gibi kusur işlemeden.
Rabbim!
Yine zalimin tutuşturduğu yangınımız çok derinden işliyor görüyorsun; bizi içten içe yakıyor ve yüreğimizde işlemediği yer bırakmadı cehennemi korları. Bari kül olsam da kurtulsam diyorum, köz olup için için kavruluyorum.
Rabbim!
Halil'ini, Hacer'in sevgilisi İbrahim'i ateşe atanlardan beriydik, ama yine ateşlerde yanan biz olduk. Tam kurtulduk derken bu sefer İsmail'i olmaya razı ettin kereminle.
Nazar eyledin gibi, boğazımdayken 'kör' bıçak sana gülümsüyordum; bununla imtihan edeceğine emindim çocuk halimle; "lebbeyk" dedim. Evet, yoksa dayanamazdı Hacer, geri gönderdin beni sekine/teselli bulsun diye sonsuz lütfunla ona ve babama.
Ey Rabbim! Benim Rabbim!
Asırlarca bu derdi taşıdım, Yakup eylemediğine şükrederken kuyuya attığın bendim yine; beni nazlı büyüttüğün halde köle edişine razı oldum hatırına. O da yetmedi bir 'Züleyha'ya yar eyledin. Ve biliyorsun ki onu sadece çok sevmiştim. Zindan oldu bana ömrümün en güzel çağlarında bedeli, 'bürhan'ınla kurtuldum iki zindandan.
Rabbim! Merhametin kaynağı Rabbim!
Ya bana da hemen merhamet et, ya da bu aciz kulunu artık avfet. Çünkü bir yanım yangınlar aleminde, diğer yanım odun taşımakta yangınlarıma. Dünyada kalma derdinden değilim, alevlerimle huzurunda layıkıyla duramamaya dayanamıyorum.
Rabbim!
Şanına and olsun, erdemlilerin şahitliğine,
Soluk alan sabaha ve bahşettiğin 'sevgili'ye and olsun ki kerem ve ihsanının bende karşılığı yoktur. Tamam, anladım; makamlarına, mülklerine, gelecek kaygılarına, aşklarına yenik düşenleri. Peki, kaybedecek hiçbir şeyi olmayanlara ne oluyor ki nefes almamıza bir pencerecik olmuyorlar hala?
Rabbim!
Adına kasem olsun ki benim sevgi dışında beslenecek kaynağım yok(tu). Ve kasem olsun ki o kaynağımın kurumasından korkuyorum. Sahibi olduğun sevginin kaynağından gölcüğüme damlacıklar akıtmaz isen huzurunda da eli boş olacağım. İşte asıl telaşım bu.
Rabbim!
Senin halkına feda etmediğim ne/yim kaldı? Onlardan bir "aferin" bile beklemeden "can feda" olmadım mı? Peki, neden halkının hatırına acımın dinmesine deva göndermiyorsun? Yoksa ben mi sabırsızım. Eğer öyleyse biliyorsun ki bu kulunun sınırlılığındandır halimi şikayetim.
Rabbim!
"Sen varsın ve sorun yok" diyordum amenna, peki, ya bendeki bu halin anlamı ne?
Sana itimadım iman olduğu halde nedendir meşgalelerim ve neden dayanma gücümü yitirmiş olmanın bedbahtlığına düşüyorum?
Rabbim!
Hezeyan diyorsan biliyorsun ki sana ihtiyacımdandır, avfet yoksa mahf olurum.
Ve Rabbim! Ya Malik, Ya Melik,
Yanan-yakılan her yer senin, her mazlum senin, her maktul ve her katil senin, Türk-Kürt-Arap-Acem-İngiliz-Japon-Siyah-Beyazu2026 seniniz hepimiz istemeyen bedbahtlar olsa da. Onlara ve bize sen yetişirsin ancak, yetirsin değil mi imdada..?
Ya Erhamerrahiymin,
Beni, bizi kendi halim(iz)e bırakmıyorsun değil mi? Yoksa seni tarife sığmaz bir şekilde ve sonsuza dek seven bir kulunu kaybeden olursan;
Ben her şeyimiu2026 o zaman vah bana, eyvahlar bana...
Twitter: @ahmetay_
*Çok uzun bir imdat yazısının kısaltılmış halidir.
Mübarek Bayramınızı tebrik ediyorum.