Dolar (USD)
35.07
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2957.58
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
28 Eylül 2023

​İmar yasasına takılanlar

Geçenlerde sayıları bir hayli fazla olan ve ciddi anlamda mağduriyet yaşayan insanların dertlerini dinleme fırsatım oldu.

Bir vatandaşımız “köyümde tapulu yerime barınmak için yaptığım dam kaçak sayıldı. Şimdi ceza yıkım ve hapisle yargılanıyorum” diyor.

Sema Hanım 64 yaşında ve yüzde 95 engelli ve kas hastası, kız kardeşi ise 62 yaşında ve doğuştan zihinsel engelli, 83 yaşındaki annesi de hasta ve bakıma muhtaç. Kendi tapulu arsalarına bir göz ev yapıyorlar ancak sonuç hüsran. Mühürleme, yıkım kararı ve üstüne bir de ceza kesiliyor.

Bu ve buna benzer çok sayıda örnek var.

Mesele şu; bu insanlar dişinden tırnağından arttırarak aldığı tapulu arsaları için yapı kayıt başvurunda bulunuyor ve kayıt belgelerini alıyor.

Evini yaptıktan sonra ise kaçakçı ve suçlu muamelesi yapılarak fahiş miktarda cezalar kesiliyor, yargılanıyorlar ve evlerine yıkım kararı alınıyor.

Üstelik bu insanların arsalarına alt yapı çekildi, faturaları ödendi. Ancak alt yapı izni veren belediyeler kendi arsasına ev yapan vatandaşları mahkemeye vermeye devam ediyor.

Bugünlerde hemen hepsi mahkemelik, kiminin traktörü haczedildi, kiminin gidecek başka yeri yok ve maalesef intihar edenler bile var. Anlayacağınız belediyelerin denetimsizliğinin faturası vatandaşa kesildi.

Düşünün belediyelerin, elektriğini, suyunu verdiği en önemlisi de emlak vergisi aldığı yapılar için yıkım kararı alması gibi bir garabetle karşı karşıyayız.

Bu mağduriyetlerini kamuoyunda duyurmak için bir araya gelip dernek kurmuşlar. Adı; İmar Yasasına Takılanlar Derneği. Başkanı ise İbrahim Hacıoğlu.

İbrahim Hacıoğlu, oluşan mağduriyet sürecini şöyle anlatıyor;

2018 yılında çıkan imar affı yasasından sonra ülkede yaklaşık 10 milyon kişi bu yasadan yararlanmak için başvuruda bulunuyor.

Bu başvurulardan sonra yaklaşık 3 milyondan fazla yapı kayıt belgesi iptal ediliyor. İşte asıl mağduriyet bu iptallerden sonra ortaya çıkıyor.

Hacıoğlu, 2018 yılında imar affından yararlanmak isteyenlerin başvurularını e-devlet üzerinden yaptıklarını ve onay belgelerini de yine e-devlet üzerinden aldıklarını ifade ediyor.

Yani belediyelerin, çevre ve şehircilik bakanlığının il ve ilçelerdeki yetkilileriyle herhangi bir kontak kurulmadan bu sürecin devam ettiğini söylüyor.

Kısacası “vatandaşın beyanı esastır” şeklinde devam eden bir süreçten bahsediyor. Bu durumda yapı kayıt ücretleri de ödeniyor. Ne var ki sonra uydu görüntüleri üzerinden bazı yapı kayıt belgeleri iptal ediliyor.

Şimdi buradaki sorun da şu; kırsal kesimde yaşayan insanların evleri uydu görüntüleri üzerinden ya görünmüyor ya da geriden geliyor. Hal böyle olunca da yapı kayıt belgeleri iptal ediliyor.

11 Ekim 2022 yılında bu sorun meclis komisyonuna geldi. Ve bu konuda bir kanun teklifi sunuldu. Bugün 5 milyona yakın mağduriyet yaşayan insanları yakından ilgilendiren bir teklif bu.

Talepleri ise; bu yapıların ciddi anlamda kontrol edilmesi ve sağlam olanların yapı kayıt altına alınması, güçlendirme ve kentsel dönüşüme sokulması, hisseli tapularda ise ortak mülkiyetler hariç muvafakatname istenmemesi, mahkeme ve para cezalarının iptali ve onun yerine yapı kayıt bedeli alınması.

Aslında evlerine doğrudan ruhsat da istemiyorlar. Birer suçlu gibi lanse edilip haklarında yargılama kararı çıkartılmasına ve fahiş miktarda kesilen cezalara karşılar.

Bunun yerine devletten bir çözüm önerisi bekliyorlar.

Ve elbette 2018 yılındaki yasanın tekrar revize edilmesini talep ediyorlar. Haklılar. Bu evleri rant için yapmadı ki bu insanlar.

Ekonomik sıkıntıların yaşandığı, konut açığının olduğu, kira fiyatlarının fahiş fiyatlara ulaştığı bir dönemde 5 milyon yapının, ruhsatı ve iskânı yok diye yıkılması bir çözüm değildir.

Bu insanlar alt gelir grubu olan aileler ve gidecek başka yerleri de yok. Bu soruna bir çözüm bulunmalıdır.