İmanın libası sadakattir
Gayret ve sadakatin müspet manada değişiklik yapmasına ve değer katmasına tanık olduğum insanlardan biridir; kıymetli kardeşim Zübeyir Cengiz. Hukuk tahsili yapmış, Allah için ilim öğrenmenin hukukuna sahip çıkarak, kendisini Nur reçetelerine teslim etmiş, ayrıca Kur’an’ı hıfzına almakla kalmamış, fıkıh çalışmalarıyla da bir insanın hangi yaşta olursa olsun ve mesleği ne olursa olsun, isterse ilme kavuşacağına bir numune-i misal teşkil etmiştir. Madem Allah: “İlmi dileyene veririm” diyor” Öğrenme açlığını devam ettirenlere helal olsun ve ilim sofraları daima bol olsun…
Yazımın girişinde Zübeyir kardeşimi misal vermemin sebebine gelince: Bir insan ilim tahsilinde böyle başarılı olmakla beraber, günümüzün fırtınalarında istikamette kalabilir, isterse bunda da muvaffak olabilir. Zübeyir kardeşimizle beraber bunu başarmış dava insanlarına gönül dolusu teşekkürlerimi sunarım. Gelelim asıl meselemize…
Zenginliğin ne olduğunu size söyleyeyim mi? Hizmet-i kur'aniye ve imaniyede bulunurken aynı aşk ile vatansever olup, devletine ve milletine muhabbet edebilmesidir ve asla zındıklarla birlikte hareket etmemesidir… Hayırlı insan olmak için, yalnızca vatanseverlik ya da yalnızca iman yetmiyor. Ecdadımız hem kuvvetli bir iman sahibiydi, aynı zamanda vatanseverlikleri de güçlüydü. Hainlerin ortaya çıktığı dönemlerde ise başımızdan belalar hiç eksik olmadı. İşte bunun için günümüzde sadakatini muhafaza etmiş inananlar bizim asıl zenginliğimizdir, onları gönül elimizin üstünde tutmalıyız. Eğer 15 Temmuz’da sadık iman edenler olmasaydı; bu topraklar, hainler tarafından, ona buna peşkeş çekilecekti…
Allah dostları – şuurlu iman edenler kahir ekseriyetle sevgiyi ve muhabbeti yerinde kullanmışlardı... Arada Cibali Baba gibi istisnalar çıkmıştır… Günümüzde de bir nevi Cibali babalar var olarak zındıkları sevindirmiş ve muhabbetlerinin ayağı daha ziyade onlara kaymıştır...
Bediüzzaman'ın iman ve Kur'an davasının yanında hayatına biraz insafla bakanlar görecekler ki; gerçek manada sağlam bir vatansever ve milletinin geleceği için sancılar çeken biri olmuştur. Sadece Birinci Dünya Savaşında esarete düşmeden önce talebeleriyle küffar karşısında verdiği vatan mücadelesi yeter. Şükürler olsun ki; Nur Talebeleri ve sadık inananlar, son yıllarda, defalarca vatanseverliklerini gösterdiler... Fakat Üstadın fotoğrafını kullanarak, vatanımıza – milletimize zarar verenlerde var elbette. Onların dertleri bambaşka... Atatürk fotoğrafı kullanarak, millete zarar verenlerle aynı çizgideler… Bize Üstadın fotoğrafını kullanarak, cumhurun yanında yer almaktan imtina edenler değil, İman Hakikatlerini sindirmiş, lahikaları âdâb-ı muaşeret yapmışlar lazım... Yeni Asya gibi düşünen ve hareket edenler şunu unutmamalıdır: İstikametteki idarecilere hususan Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a muhabbet etmemek, hele birde düşman olmak, bize maddi ve manevi zarar veren eski idarecilere hasret çekmek ve zındıkanın büyüsüne kapılmış olmaktır. Bedüzzaman’ın fotoğrafını gazeteye koyarak O’na zulmeden CHP’yi ve zındıkları sevindiren yayın politikası izlemek, sadece bizim değil, İslam Âleminin hukukuna tecavüzdür.
Başta ağabeylerimiz ve şuurlu nur talebeleri, kuvvetli imanla beraber, bu vatan için hayırlı işler yaptılar ve küfrün isteklerine boyun eğmediler... Niyetleri halis olduğu için okudukları Nurlar hayatlarında tesirli oldu ve asla İslam düşmanlarını sevindirecek tutum sergilemediler…
FETÖ ağlayarak, İslam’ı kullanarak, öyle bir hainlik yaptı ki; elini nereye uzattı ise orayı bambaşka bir hale çevirdi, fıtriliğini yok etti. Tekrar etmek gerekirse: Allah için meydana çıkıp, sadakati ve vatanseverliği muhafaza edenler için şükrediyoruz... Hain olmayan dostların kardeşlerin ne büyük bir zenginlik olduğuna kanaat ediyoruz... Allah herkesin çevresinde, ailesinde ve dostlarında böyle insanları var etsin. Geleceğimiz böyle Zübeyirlerle, Sungurlarla, Hüsnülerle güzelleşsin…
Hukukun kalın kitaplarından, kırmızı kitapların ufuk açıcılığına teslim olmuş Zübeyir Cengiz kardeşimim nezdinde, imanlı tüm vatanseverlere selam olsun… İman ve Kur’an hizmetini ciddiyetle yerine getirirken, sadakati muhafaza edenlere selam olsun. İmanına sadakat libasını geçirenlere yüz binler selam olsun…
Allah bizleri 18 yıldır yapılan hizmetleri görmemek gibi bir gafletin içine sokmasın ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan’dan ebediyen razı olsun. Allah şahit olsun ki: Böyle hizmet etmeseydi, milleti ve İslam’ı böyle sevmeseydi bizde O’nu hiç sevmezdik…
