İman Etmek Kimin Elinde?
“...Eğer Allah bizi doğru yola sevk etmeseydi biz doğru
yolu bulamazdık..” (A’raf,43)
Cahil, zalim,
aceleci, unutkan ve dünyayı seven olarak yaratılan bir insan neden ölüm ötesi
bilgileri merak edip araştırsın ki? Neden yaradılış gayesini düşünsün ki?...
Kötülüğü emreden bir nefis ve damarlarında kan gibi dolaşan bir şeytana ve
milyonlarca şeytanın askerlerine rağmen neden islam dinini araştırsın ki?
Dünyanın zevkleri dururken!
Ben hep şu
iddiada olmuştum: “Kalbe ilahi bir müdahale olmazsa kimse kendi iradesi ile
islama giremez! Girmek istemez.” Çünkü islam o kişinin özel zevklerine engel
olur. Hobilerini azaltır.
Nefisle mücadele
etmek için kalbe ilahi bir müdahalenin yapılması lazım. Aksi halde kimse iman
edemez ve etmezde...
Bu iddiamız
kur’an’da şöyle karşılık bulur:
“...Eğer Allah bizi doğru yola sevk etmeseydi biz doğru
yolu bulamazdık...” (A’raf,43)
Düşünüyorum...
Acaba insan gayba dair bilgileri somut bir şekilde görseydi iman eder miydi?
Bu sorumun da
karşılığını/cevabını Kur’an’da bulabiliyoruz:
“Eğer biz onlara,
Melekleri indirseydik, ölüler kendileriyle konuşsaydı ve her şeyi karşılarında
toplasaydık, Allah dilemedikçe yine de iman edecek değillerdi, fakat onların
çoğu, bu hususta cehalet içindedirler.” (En’am,111)
Gerçekten de
insan cahil olarak yaratılmış... Düşünsenize kendilerini görmediğimiz halde
varlıklarına iman ettiğimiz melekleri görecekler yine de iman etmeyecekler...
Ölüler kendileri ile konuşmaya başlayacak yine iman etmeyecekler...
Bu insana başka
ne anlatılabilir ki?...
Evet...
“... Allah
dilemedikçe yine de iman edecek değillerdi...”
Demek ki bir
insanın iman edip etmemesi kendi inisiyatifine verilmiş değildir. Çünkü ölü bir
kalbi insanın ne kendisi ne de başkası diriltemez... İman etmek demek kalpte
imanın yaratılması demektir... İş, yaratma işine girdiği için her işte olduğu
gibi bu hidayet işinde de Allah’ın dilemesi geçerlidir... Bizzat Allah’ın
kendisi dilerse o kalp hidayet bulur. Aksi halde kimse kalbine hidayeti
veremez...
Bu ayetimizi İmam
Taberi şöyle tefsir eder:
Şayet biz o
müşriklere, gözleriyle görecekleri melekleri indirseydik ve ölüleri diriltip de
onlar da senin Peygamberliğinin doğruluğunu ispat için kendileriyle konuşmuş
olsalardı ve her şeyi onların karşısına toplayacak olsaydık yine de Allah
dilemedikçe iman edecek değillerdi. Fakat onların çoğu, her şeyin, Allah’ın
elinde olduğu hususunda cehalet içindedirler. İmanın, kendi ellerinde olduğunu
zannederler. Diledikleri zaman iman edeceklerini, dilediklerinde de imandan
çıkabilme hürriyetine sahip olduklarını sanırlar. Hâlbuki durum böyle değildir.
Allah dilemedikçe onlar imana erişemezler.