Dolar (USD)
32.54
Euro (EUR)
34.84
Gram Altın
2437.01
BIST 100
9716.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

20 Kasım 2022

İman edin müminler!

Allah Teâlâ inanan/mü’min insanlara: Ey iman edenler! Allah’a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, derin bir sapıklığa düşmüş olur, buyuruyor. Âlimlerimizin ekseriyeti ayet-i celilede iman kelimesinin iki kez geçmesi ile ilgili olarak ilkinde, “ey iman edenler/amenu” muhatabın iman edenler olduğunu söylemekle birlikte, ikincisinde “aminu“iman edin” demekle de, “…inanın, itimat edin, güvenin” anlamını veriyorlar.

Biz de bu yazıda Müslüman ve güven ilişkisini yazmak istedik. Lakin Müslüman ve emniyet konusunun neresinden tuttuysam elimde aldı. Çünkü Allah Teâla’ya iman ettiğimiz halde O’na itimat etmemizde, O’na güvenmemizde/inanmamızda, O’nun müjdelerine, vaatlerine, kefaletine, söz verişine inanıp kusursuz şekilde inanmamızda “iman” ile bağdaşmayan sorunlar gördüm. Hâlbuki Allah Subhanehu Teâla’ya iman etmek O’ndan gelen vahyin yani Kur’an-ı Kerim’in “muhkem” ayetleriyle bildirdiklerine kalpte şüphe barındırmayacak şekilde inanmak, güvenmek ve akabinde de ona uygun yaşamak demektir.

İman akdi ile “mü'min olmak” kimliğimiz olur. Kur’an-ı Kerim de müminlerden, imanın gereğini yaparak mü'minlik sizin kişiliğiniz olsun, sizi gören sizden emin olsun, ister.

Bugünkü teknoloji ve iletişim çağında ateist olsun, deist olsun ya da dindar olsun tümü aynı kaynaklar tarafından enforme ediliyor. Hal böyle olunca bir dindar ile bir ateistin yaşantısında ancak çok cüz’i farklılıklar görülebiliyor. Günümüzde dindar insanların davranışlarına da yansıyan ahlakını eleştirdiğimizde aldığımız cevaplar son derece kısır ve bilinçten ırak:

Herkes böyle yapıyor…

Yani herkesin yaptığı şey her ne olursa olsun insanımız için meşru oluyor.

Oysa Müslümanın kişiliğini oluşturan hasletlerin kaynağı dini olmalıydı. Bunun başında da Kur’an-ı Kerim gelmeliydi.

Peki, insanımız inanarak, güvenerek, samimiyetle, iyi bir insan olmak için Kur’an’a uymak istese bugünkü halinden farklı olarak neler yapardı?

Gelin Kur’an-ı Kerim’in M.S. 611 yılında Mekke’de İslam Peygamberi Muhammed Mustafa’ya (sav) söylediklerini kronolojik olarak (yani Kur’an’ın iniş düzenine uygun olarak) okuduğumuzda neler öğreneceğimizi ve bu öğrendiklerimizin ahlakımızı nasıl etkileyebileceğini görelim.

Kur’an’dan beslenmeye karar verip onu okumaya başladığımızda Rabbimiz’in bizden ilk isteğinin:

Oku(yun)! olduğunu görecektik, (Alak Suresi:1).

Tabi ki bunu biliyorsunuz. Bilmediğinizi iddia edecek kadar ukala değilim.

Bu okuma ile Kur’an okumayı, okudukça okuma alanını genişletmeyi öğrenecektik. Rüzgârın esişini, gök gürültüsünü, yıldızları, gece ve gündüzü, yani âlemi okumaya geçecektik. Çünkü okumalarımızı “Halk eden (yaratan) Rabbimizin adıyla” başlayacaktık. O’nun adına ve O’nun adıyla olan her iş öncelikle dürüstlük isterdi.

Dolayısıyla bilmekten değil, yukarıda da bahsettiğim gibi inanarak, güvenerek, samimiyetle, iyi bir insan olmak için Kur’an-ı Kerim’e uymaktan bahsediyorum. Bu niyet ve kararlılıkla Kur’an-ı Kerim’i okumaya başladığınızda hemen sonraki ayette Yaradan’ımız olan Rabbimizin karşılıksız ikramından, hakkını ödeyemeyeceğimiz lütfundan haberdar olacak ve böylesine sonsuz cömertliğin sunduğu ikramın erişilmez güzelliğinden nasiplenecektik:

Oku! Rabbin’izin cömertliği sonsuz ve sınırsızdır! (Alak Suresi: 3).

Bu ayetten, cömertlikten korkmanın abes ve gereksiz olduğunu öğrenecektik. Çünkü Allah Tebarek Teâla’nın kendisine uygun gördüğü hiçbir vasıf/Esma asla kötülüğe, yanlışa sebep olmaz, tam tersi Esma-i Hüsna insanı kemale ulaştırıcı özelliklere sahiptir.

Alak Sure-i Celile’sini okumaya devam ediyoruz:

Biz bildiklerimizi, öğrendiklerimizi, öğreneceklerimizi Allah Subhanehu Teâla’ya borçluyuz. Bizi bilebilir kıldı: akıl verdi, duyular verdi, muhakeme etmenin yollarını öğretti:

Allemel insane ma lem ya’lem! (Alak Suresi: 5).

İlmin yol açacağı kibri yerle bir eder bu ayet! Çünkü insana her durumda haddini de öğretiyor.

Galiba farkında olmadan yeni bir yazı dizisi başlattık, devam edeceğiz İnşaAllah...