İmamoğlu’nun İT’liği!
İmamoğlu tanınmıyordu, bilinmiyordu. Hakkında bilgi sahibi olmadığımız insanlardan genellikle uzak duruyoruz, lakin İmamoğlu ile ilgili öyle bir kampanya yürüttüler ki sevilecek duruma geldi.
Konuştukça batıyor, her hareketinde dibe vuruyor. Sonra kendisine söylediklerinin, yaptıklarının yanlışlığı söylenince erdem sahibi her insanın yaptığı gibi bir özür dileme gereği bile duymuyor.
İmamoğlu adeta Ak Parti/Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım kazansın diye çırpınıyor. Söylediği sözlerle, vatandaşla diyaloğu ile itici, çirkin hatta çirkef bir insan olduğunu sergiliyor Ekrem Bey.
Ama hakkını teslim edelim ki Ak Parti de İmamoğlu’nun bu halini kendi lehine çevireceğine adeta “jeste jest” ile karşılık veriyor.
VIP Meselesi
Siz sanır mısınız ki Ordu Valisi Seddar Yavuz, CHP’nin İstanbul Büyükşehir Adayını VIP’ten geçirmediği için alkışlanıyor?
Sanmayın.
Çünkü vatandaş kimlerin VIP’ten uçtuğunu çok iyi biliyor. Bir milletvekilinin danışmanı, kardeşi, çantacısı, eniştesi herkes VIP’ten geçiyor. Bu saydıklarımın hiçbiri VIP uçuş hakkına sahip değiller. İtiraf edeyim bendeniz de yasal hakkım olmamakla birlikte pek çok kere VIP’ten uçağa binmişimdir.
Demem o ki, Türkiye’de VIP her zaman kurallara uygun işleseydi İmamoğlu için de işlemesinde bir sakınca olmazdı, ama gerçek öyle mi? Bu işi daha “arızasız” halletmek mümkündü. Şahsen Ordu Valisi Seddar beyin bu yaptığının seçimlerden sonra akl-ı selim ile değerlendirileceğini düşünüyorum.
Gelelim İmamoğlu’nun “İT”lik meselesine
Başta söylemiştim, İmamoğlu tanınan biri değildi, bu yüzden “sevgi pıtırcığı” olarak tanıtıldı ve doğrusu tuttu da. Vatandaşla bizler de konuşuyoruz, İmamoğlu’yu sorduğumuzda “Mütevazı, sessiz, kavgacı olmayan!” cevapları ile karşılaşıyorduk. Lakin asla kabul edilemez bir şekilde bir genci tokatlamaya yeltenmesi ve ardından kendisine VIP kapılarını kapatan Ordu Valisine “it” demesi hakkındaki olumlu kanaatleri zedeledi.
İmamoğlu oturmuş bir kişiliğe sahip olsaydı eğer, havaalanının önünde uğradığı bu (haklı-haksız) muameleyi olgun bir siyasetle çözerdi. O istemese de (ki çok istediğinden eminiz) karşılaştığı bu durum zaten bir mağduriyete dönüşebilirdi.
Ne demek?
Sevgi pıtırcığı!
Sizin ve yanınızdaki on dört kişinin yasal olmayan VIP’den uçuşunuza izin vermedi diye bir insana, devletin valisine “İtlik yapıyor” dersiniz. Bu nasıl bir terbiye, nasıl bir edep, nasıl bir siyasi ahlak?..
Diğer yandan bir genç kendisine ait sözleri tekrarladı diye çocuğu rencide edecek şekilde “okşayıcı bir tokatla” susturuyor Bay sevgi pıtırcığı.
Bakın Kılıçdaroğlu’na adayına sahip çıkabiliyor mu?
Ya Kaftancıoğlu?
O da sessizliğe gömülmüş.
Evet, birileri onlara “toz olun” dedi ve onlar da toz oldular, şimdilik…
Ekrem batırdıkça batırıyor, Ak Parti de biraz kendisi için çalışırsa işleri daha kolay olurdu. Çünkü sahadan aldığımız haberler, bize gelen bilgiler hiç de iyi değil, 31 Mart gibi bir sonucun çıkmaması için ciddi bir çalışma var mı diye soracak olursanız hayır derim. Üstelik “bölge merkezli çalışmalar” da beklendiği gibi olmadı. Bu konuyu (sabote olmaması için) seçimden sonra yazacağız inşaallah.
Birileri Ak Parti’nin CHP’nin hatalarına hata yaparak cevap vermesi için çalışıyor, acı da olsa Ak Parti bunu başarıyor.
Ortadaki tescilli yolsuzluğu anlatamadıktan sonra ne yapacaksınız ki?
