İmamoğlu'na bu görevi kim verdi?
Kabul edelim ki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Ekrem İmamoğlu’na 5 numara büyük geldi. Beylikdüzü gibi yeni yerleşim alanı olan bir ilçede bile Belediye Başkanlığı yapamayan İmamoğlu AK Parti’nin hataları yüzünden 2019 seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçildi. Seçilmesine seçildi ama İmamoğlu bir türlü kendisini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görmedi.
Ekrem
İmamoğlu, 2019’un Haziran ayından itibaren telkinlerle kendisini 2023 seçimleri
için Cumhurbaşkanı adayı olarak görmeye başladı. Ve bu yüzden İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanlığı gibi 20 milyonluk şehri kendi kaderine terk
etti.
Düşünebiliyor
musunuz?
İhmalleri
felaketlere sebebiyet veriyor ama İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başka
alemlerde.
En son
geçtiğimiz hafta İstanbul kara teslim oldu. Büyükşehir Belediyesi’nin görev
alanına giren bütün yollar kar altında kaldı. İstanbul’un aynı zamanda çevre
illerle de bağlantılı merkez ilçelerini birbirine bağlayan ana arterlerin
tamamı 9 ila 12 saat kapalı kaldı. Doğu bölgelerinde köylülerin karda, tipide
ilçeye yaya gidiş-gelişlerini biliyoruz, lakin İstanbullu şehir merkezinde
araçlarını bırakıp varacakları yere ulaşmak için yaya olarak yollara düştü.
Ve İstanbullu
kar altında kalırken,
Görevi İstanbul’un
karını temizlemek olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu
İngiliz Büyükelçisi ile balık ziyafetine gidiyor. Bu skandalı da geçiyorum
lakin İstanbul’u önemsemeyerek, “Tepkiler beni ilgilendirmiyor. Gizli bir
yemek değildi. Yemeğin gündeme taşınmasını şaşkınlıkla takip ettim.
Büyükelçiyle yemek yemem karla mücadele kadar önemli…” sözlerini
geçmiyorum. Ya “Tepkiler beni ilgilendirmiyor” aymazlığını da mı
geçelim? Zira karda saatlerce mahsur kalan İstanbullu haklı olarak bu aymazlığa
tepki gösteriyor ama İstanbullu gibi tepkileri de İmamoğlu’nu ilgilendirmiyor.
Haklı,
Onu ilgilendirseydi
o da biraz İstanbul ile de ilgilenirdi.
Asıl meseleye
geleyim. Çok değerli bir dostum hatırlatmasaydı ben de ıskalamıştım:
Ekrem
İmamoğlu öyle bir söz etti ki sözün ağırlığının altında kalması gerekiyorken
hepimiz bu sözü kulak ardı etmişiz. Eğer hadsizce sarf edilen bu sözün üstüne
gidilseydi İmamoğlu çapsızlığının altında kalabilirdi.
Diyordu ki
İmamoğlu:
Karla
mücadele kadar başka ülkelerin büyükelçileri ile ilişki kurmak da benim
görevimdir…
Sahi hangi
görev?
İmamoğlu’na
bu görevi kim verdi?
Ne zaman ve
hangi madde ile..?
Büyükşehir
Belediyelerinin görev ve yetkilerini belirleyen kanunlara, düzenlemelere baktım yok, Büyükşehir Belediye
Başkanlarının böyle bir görevi yok.
O zaman bu
görevi İmamoğlu’na kim vermiş?
Araştırdım,
soruşturdum, böyle bir görev tanımına rastlamadım. Anlayacağınız İmamoğlu bile
bile hilaf-i hakikat konuşmuş. Bu ayrı bir sorun çünkü son yıllarda yalan
olduğu sürece doğru konuşmamaya yeminli bir tayfa var ve İmamoğlu da bu tayfaya
ram olmuş görünüyor.
Diyelim ki
İmamoğlu çok önemli bir konuda yabancı misyon şefleri ile görüşmek istiyor. O
zaman ilgili bakanlıkla irtibata geçer ve görüşmesini bu şekilde
gerçekleştirir. Aksi halde görevi ihmal ederek görevinin dışına çıkmış olacak
ki İmamoğlu’nun da yaptığı şey budur. İmamoğlu:
İngiliz
Büyükelçisi ile Türkiye meselelerini konuştuk, diyor.
Resmi
görüşmeydi, diyor.
Görevlerim
arasındadır, diyor…
İlgili
bakanlık neden “Böyle bir görevin yok!” demiyor?
Yunanistan’a
gidip ülkesini şikâyet eden İmamoğlu İngiliz Elçiye hangi şikâyeti görevi
bilmiş?
İngiliz
Büyükelçisi ile görüştükten sonra Pazartesi günü de daha geçen hafta güven
mektubunu sunan ABD Büyükelçisi ile görüştü Ekrem İmamoğlu. Bunu, ABD’den
İmamoğlu’na desteği olarak okuyabiliriz.
Anlaşılan
Ekrem İmamoğlu Türkiye’ye, partisi olan CHP’ye değil, Cumhurbaşkanı adayı olmak
için ABD ve İngiltere’ye umudunu bağlamış.
CHP bu konuda
ne der bilmem lakin İçişleri Bakanlığı da Dış İşleri Bakanlığı da bu işin
peşini bırakmamalı.
Ve AK Parti
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Grubu da boş durmasın: İmamoğlu’na görevlerini
hatırlatacak bir tablo hediye etmeli.