Dolar (USD)
35.17
Euro (EUR)
36.80
Gram Altın
2963.60
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
01 Ekim 2021

İmam Hatip bana ne öğretti

Ceberut sistemin hüküm sürdüğü yıllarda hayatımız rehin alınmak istemişti. Dindar kesim, İmam Hatip nesli olarak olmadık engellemelerle karşılaştık. Kuran kursları kapatıldı. Başörtüsü yasaklarıyla kız öğrencilerin eğitim hakkı ellerinden alındı. Yıllarca “İrtica ile mücadele” gerekçesiyle zulmün her çeşidine maruz kaldık. Bütün bunlara rağmen devletimize küsmedik, sevmeye devam ettik, öç alma duygusuna kapılmadık.

“Bin yıl sürecek” denilen o bozuk ve o zalim düzen ancak on yıl gidebildi. Zalimlerden ahirete gidenler oldu, ateşleri bol olsun. Yaşayanlar ise hukuk karşısında hesap veriyor. Allah, Erdoğan’dan razı olsun.

Bir Mustafa Sevim hoca vardı

Rahmetli babamın yakın dostuydu. MSP, Akıncılar ve İmam Hatip Okulu Derneği’nde faaliyetler yürütüyordu. Arkadaşları ile birlikte Akıncılar Kulübü’nü kurarak gençlere spor yapma imkânı ve Mahalle’de bilinçli gençlerin yetişmesi için büyük katkılar sağladılar. Bizlere güçlü bir iman ve davaya adanmışlığın çok şeyleri değiştirip dönüştürebileceğini bizzat yaşamıyla anlattı.

Onun bir hayali de Mahalleye bir İmam Hatip kazandırmaktı. Okulun yapımına CHP belediyesinden izin çıkmaması üzerine ‘ben burayı yaparım” dedi ve tüm engellemelere rağmen halkı arkasına alarak inşaatı başlattı ve bitirdi.

Bir pazar günü ve akşam okul inşaatından çıktıktan sonra namazını kılıp evine giderken Komünist bilinen militanlar tarafından şehit edildi. Şehit edildiğinde eşi altıncı çocuğuna hamileydi ve babasını hiç görmeyen oğlunun adını Mustafa koydular. Bunu neden mi anlattım?

Bu davanın içinde olmamış, cefasını ve yükünü çekmemiş, bedel ödemiş birilerinin kalkıp İmam Hatipler hakkında ileri geri konuşmasını, İmam Hatip karşıtlarının değirmenine su taşımakla eşdeğer görüyorum.

İmam Hatipten ne öğrendim?

Bizim için dava, İslam’ın davasıdır. Memleket millet meselesidir. Memleketimize faydalı olmaktır. Hem kendimizi hem de ülkemizi her türlü kötülükten korumaktır. Biz buna millet ve memleket davası diyoruz. Bizim yerimiz ve yurdumuz Türkiye’dir. Ne bayrağımızı yere düşürürüz ne de düşmanın toprağımıza ayak basmasına müsaade ederiz. En başta bunu öğretti.

Unutmayalım ki, ümmetin davası bütün Müslümanların davasıdır. Tartımız ve terazimiz adalet ve İslam’dır. İslam’ı her türlü grup, meşrep, cemaat ve her şeyin üstünde tutuyoruz. Her şeyin ölçüsü İslam olmalıdır.

Cemaatleri, grupları, partileri, makam ve mevkileri kendimiz için bir sıçrama tahtası görmüyoruz. Hele bunları dava olarak hiç görmüyoruz. Bizim davamız Allah’ın davasıdır ve onun rızasını kazanmaktır.

Memleketimiz beka, ümmet ölüm kalım mücadelesi verirken asla sessiz kalamayız. Dava ehlinin işi davasını ölümüne savunmaktır. Vatan, millet ve din diyenlerin zor zamanlardaki tavrı fitneye taraf olmak değil bertaraf etmektir.

Her milliyetçiyi vatansever ve her dindar görünümlüyü Müslüman sanıp aldanmamayı öğrendim.

Bir İmam Hatipli olarak vefayı ve “ancak Müslümanlar kardeştir.” öğrendim. İslam ve ümmetin düşmanlarının değirmenine su taşınmayacağını öğrendim.

Gerçek iman etmiş onların bütün renk ve ırklarıyla kardeş olduklarını öğrendim. Hepsinin merkezinde İslam vardır.

“Allah’a ve Resul’üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfal suresi, 46)

“Dinlerini parçalara bölen, gruplara ayrılan ve her grubun kendi yaşındakiyle böbürlendiği kimselerden olmayın.” (Rum suresi, 32) Allah’ın emirleri bizim kılavuzumuzdur.

İmam Hatip bana; her sakallı ve cübbeliyi hoca sanma diye öğretti.