İlmin Yoksa Ölüsün Demektir!
Hidayetle tanışmayan
insanlar hayvanlardan daha aşağı bir seviyede yaşarlar. Allah’u Teâlâ da
insanlara merhamet etti ve son peygamberini gönderdi. Bu peygamber ve sonradan
peygamberin izini süren âlimler insanlara yol haritası vermek için olanca
gayreti gösterdiler...
İlmin değerini bilen
insanlar hem bu dünyada, hem kabirde ve mahşerde Allah’ı razı edip mutlu olma
adına rabbani âlimlerin değerini bildiler... Hayatlarının her karesinde
âlimlere müracaat ettiler...
Allah’u Teâlâ
imtihanı ve hikmeti gereği hem ilmin hem de âlimlerin kıymetinin açıkça
görülmesi adına bir toplumda bazen ilim ehlinden bazı kimselerin ömrünü
tamamlatır... Âlimlerin olmadığı yerde gerek riya, gerek dünyevi menfaat için
âlimliğe soyunan cahiller meydana çıkar. Bu cahiller ilmin önemini bilemeyen
insanları-milyonları- peşinden sürükler... İlmi kriterleri olmadıkları için
sapıtmaya başladıklarını hissedemezler...
Gün gelir kendileri
ve takip ettikleri âlimciklerle birlikte cehennemi boylarlar... Bu gerçek veciz
bir şekilde peygamberimizin dilinden şöyle dökülmüştür:
Abdullah bin Ömer
(r.a.) rivayet ediyor:
"Doğrusu Allah, ilmi birden bire âlimlerin
göğüslerinden çekip almaz. Allah, âlimleri (ecelleri geldiğinde) öldürmekle
ilmi alır. Artık meydanda âlim kalmayınca halk cahil kimseleri kendine rehber
edinir. Bu cahil rehberler ilimsiz fetvalar vererek hem kendileri sapar hem de
başkalarını saptırırlar. (Buhari, Müslim)
Bu güzel hadisimiz bizlere çok farklı
mesajlar da verir. Mesela onlardan birkaçı:
“Doğrusu
Allah, ilmi birden bire âlimlerin göğüslerinden çekip almaz....” İlmin yeri beyin değildir... Kalptir...
“göğüslerinden
çekip almaz...”
Kalp, tamamen Allah’ın hâkimiyeti altındadır. Dilediği an verdiği ilmi geri de
alır! Bu sebepten bazen ders verirken çok bildiğimiz şeyleri unutabiliyoruz. Bu
da demektir ki bilgimizin muhafazası elimizde değildir.
Eğer Allah’u Teâlâ âlimlerin göğsünden ilmi almış olsaydı çok büyük fitneler
çıkardı. Önceden âlim olan insan cahilce yaşar takipçilerini ve talebelerini şaşırtırdı...
Cahil olan Âlim! Eski eserlerine
reddiyeler yazardı. İnsanlar da önceki öğrendikleri hakkında şüpheye
düşerlerdi. Allah’u Teâlâ öyle yapmayıp âlimin ruhunu kabzederek o âlimi âlim
sıfatı ile anılmasını istemiş oldu. Bu da Allah’ın bir merhametidir.
“Artık
meydanda âlim kalmayınca halk cahil kimseleri kendine rehber edinir...” Hadisimiz âlimlerin meydana çıkmasını ister...
Medreselerde dört duvar arasında kalmalarını istemez... Bugün ülkemizde cehalet
zirveye ulaşmışsa bunun en büyük sebebi hocalarımızın meydana çıkmamalarıdır...
Bu da çok büyük vebaldir. Maalesef hocalarımız evlerinde ve medreselerinde
hapsoldular... Bu insanlar kimleri örnek alacaklar?
Çünkü insanlar
yapıları gereği örnek alacak sorularını sorabilecek âlimler ister... Ağzı laf
yapan bazı hocalar medyanın da desteği ile milyonlara rehberlik yapıyorlar...
Böylelikle hadisimizin sonunda yapılan uyarıya muhatap oluyorlar:
“Bu
cahil rehberler ilimsiz fetvalar vererek hem kendileri sapar hem de başkalarını
saptırırlar.”
İslamın bütün değer
yargılarıyla dalga geçildiğini görürüz... Maalesef âlimsiz bir toplum çobansız
sürüye benzer... Her türlü saldırıya açık bir durum.
Rabbim âlimlerimizin
meydanlara çıkmalarını nasip etsin. Amin