Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
08 Aralık 2022

İlmî, akıllı ve ahlaklı devlet

Devletleri hiçbir zaman tek başlarına bırakmak istemeyen, gelişmesini istemeyen, ilmî, akıllı ve ahlaklı olmasını istemeyen güç odakları her daim olmuştur. Bu odaklar, dün de bugün de devletlerden güçlü olmak istemişlerdir. Bu odakların saldırılarına Osmanlı Devleti, Almanya’nın başı çektiği Kutsal Roma Germen İmparatorluğu çok iyi örnek gösterilebilir.

Bu güçler; hiçbir zaman uyku halinde olmamış, hiçbir zaman boş durmamış ve capcanlı ayakta kalmışlardırlar. Hedeflerinde eğitilmemiş insan, şuur kaybetmiş millet ve zayıflatılmış kurumlar, devletler vardır.

Bu makalenin yazıldığı zamanlarda bu hedeflerini gerçekleştirmek için siber terörden bedensel hastalıklara, faiz belasından sosyal medyaya türlü türlü saldırılar yapmaktaydılar. Siz bu makaleyi okuduğunuzda ise belki de çok daha yenilerini devreye almış olacaklardır.

En çok başardıkları da yer değiştirme becerileridir. Doğruyla yanlışın, iyi ile kötünün, adalet ile zulmün yerini değiştirmeyi başarabilme özellikleridir. Bu özelliklerinden dolayı en akılsız, ahlaksız ve ilimsiz bir davranış, genel geçer kabul edilerek sıradanlaştırılmış ve makbul hale getirilmiştir. Neredeyse tüm insanlarca kötü olan iyi, yanlış olan doğru ve zulüm olan âdil kabul edilmiştir. Mesela bu odaklar eliyle toplumun kabul ettiği ve sıradanlaştırdığı, mantıklı gördüğü şu cümleleri çok sık duymuşsunuzdur:

“All muslims are not terrorists but all terrorists are muslims: Bütün Müslümanlar terörist değildir ama bütün teröristler Müslüman’dır!”

“Motor üreteceğinize şeftali üretin!”

“Araplar tarih boyunca bizi hep arkadan vurdu!”

“Osmanlı bir sömürgeci devletti ve Türkler, bizi asimile ederek yüzyıllarca sömürdü!”

“Her çocuğun, her insanın cinsiyet değiştirme hakkı vardır. LGBT’li bireylerin de hakları var ve her hakları verilmelidir!”

Bu cümleler, bu odakların hedeflerini gerçekleştirmedeki başarısının tezahürüdür. İnsanlar artık bu cümlelerde ne var, sıradan bir cümle işte diyebilmekte ve bu odakların akıl ürünlerini susarak seyretmekte, normalleştirmekteler. Neticede insanları sevgisiz ve ahlaksız, toplumları parçalanmış ve devletleri birlikten uzak tutup güçsüz bırakmıştır.

Bu ülkeyi kardeşin kardeşi sevmediği, Türkiye’nin Türkiye kadar zannedildiği, teknoloji üretmediği, ilim, akıl ve ahlakın uzak tutulduğu bir döneme sokmuştur. Özellikle bu ülkenin birliğine, güçlü olmasına mani olunmuş, zihniyet ve ahlak bozulmuş, topluma ait kurumlar itibarsızlaştırılmıştır.

Birlik dosyamızda da Ahlak dosyamızda da bu saldırılara karşı çözüm yollarımızı yazmaya çalışıyoruz. Güzel ahlak, büyük kurtarıcıdır ama tek başına yeterli değildir. Bu odakları mağlup edebilmek için yanına ilmi alması, aklı alması mutlaka gereklidir.

Nitekim tek başına ahlak; Afrikalı Müslümanları sömürgecilerden kurtaramamış, akıl ve ilmi ahlakın yanına katan Fatih Sultan Mehmet ve Osmanlı Devleti’ne Konstantinapol’ü fethettirmiştir. Çünkü bu fetihte ilim, akıl ve ahlak beraberce vardır. Her şeyden öte bu ilim ve akılla üretilen teknoloji vardır. Bugün bir devlet gücünün zafer takı, kıtalararası füzenin ucundayken ilim, akıl ve ahlakları en büyük güçleridir.

O zaman on binlerce kilometreden bir füzeyi uçurup, adrese patlatacak ilim ve aklınız olmalı ve ayrıca çok yüksek bir ahlaka sahip olmalısınız. Olmalısınız ki ilminiz, aklınız ve ahlakınızla zaman, artık sizin zamanınız olsun. Ancak böylece bu odakları mağlup edebileceksinizdir.