Dolar (USD)
34.54
Euro (EUR)
36.01
Gram Altın
3007.76
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Şubat 2022

İlkler, Öncüler; Kindi

Hz. Muhammed’in (SAV) vefatında sonra İran, Şam, Anadolu, Mağrib kısa sürede Müslümanlar tarafından fethedildi. Askeri başarıların yanı sıra yeni din İslam ile tanışan insanlar bilhassa İslam’ın merhamet ve adalet gibi erdemlerine hayran kaldılar.

Hicri ikinci yüzyılda Doğu Akdeniz ile komşu olan Müslümanlar, Mezopotamya’da Keldanî ve sair kültürlerle tanışma imkânına kavuştular. Bu tanışma ile tabii olarak hem Müslümanlar hem de tanıştığı kültürler karşılıklı olarak birbirinden etkilendiler.

Kültürlerin etkileşimi yeni ilmi mecraların açılmasına yol açtı. Müslümanlar için bu süreçte felsefe yepyeni bir alan olarak ortaya çıktı. Bazen dezavantaj olarak görülse de Müslümanların felsefeye akraba olan Kelam ilmi ile “Varlık” hakkında bir metodoloji oluşturmuşlardı. Büyük tartışmalara sebebiyet veren kelamî konular felsefe ile yeni bir boyut kazanmış oldu. Kadim filozofların tercüme edilen eserleri ile Kelam ile felsefenin mezcedilmesi çalışmaları başladı.

Müslüman şahsiyetler arasında pek çok isim felsefe ile tanıştıktan sonra yeni ufuklara yelken açtı. Ancak biri vardı ki bütün isimlerin başında gelir: Ebu Yusuf bin İshak el-Kindi!

Kindi, kendisinden sonra gelen bütün Müslüman filozoflara öncülük eden bir bilgedir. Felsefe, tıp, matematik astronomi, ilahiyat, psikoloji, fizik, kimya ve müzik ile ilgilenmiş ve bu alanlarda eserler neşreden filozofumuz Kindi, Hicri 9. Asırda yaşamıştır. Kûfe ve Basra’da çocukluk dönemini geçirdikten sonra Bağdat’ta ilim tahsiline başlamıştır. Kelam ve felsefe okuyan Kindi bilhassa felsefe alanında Müslüman dünya için öncü kabul edilmiştir. Miladi 830’larda Kindi’nin öncülüğünde Beytu’l Hikme’de Süryani dilindeki Yunanlı Filozoflara ait eserler Arapça’ya tercüme edilerek Müslüman ilim adamlarının istifadesine sunuldu.

Hakkını teslim etmek gerek: Kindi’nin bu tercümelerle yaptığı hizmet İslam dünyası için hala tazeliğini koruyan yeni ufuklarla karşılaşmasının yanısıra, bu tercümeler ilmin insanlığın ortak paydası olduğu gerçeğinin en müşahhas örneği olmuştur.

Kindî, felsefeyi üstün bir ilim olarak görür:

İnsan sanatlarının en üstünü ve en değerlisi felsefedir, der. Kindi’nin felsefeyi bu derece övmesinin en önemli sebebi, “Felsefe nefsin disipline edilmesinden başka bir şey değildir” ifadesinde yatar. Dolayısıyla filozofumuz felsefeyi insanı her yönüyle olgunlaştıran bir ilim olarak görür.

Felsefe madem insanı her yönüyle olgunlaştırıcı bir ilim dalıdır, o zaman kimi filozofların kabul ettiklerinin aksine her isteyenin felsefeyi öğrenmesi mümkün olmalıdır ki el-Kindi de tam olarak böyle düşünüyor.

Kindi, din ile felsefenin aynı amaçlar taşıdığını söyler: hakikate ulaşmak!

Lakin Kindi ve diğer alimler bu amaca varabilmenin çeşitli yolları/metodları olduğunu savunurlar çünkü her şeyden önce metodolojik farklılıkların olmazsa olmaz olduğu alanlar vardır. Bu alanların başında da soyut konular gelir. Varlık-Sani’ ilişkisinin anlaşılmasına yönelik çaba soyut olup hakikate ulaşma gayretinde farklı yollar izlenebilir. Kendisine öncü kabul ettiği filozoflar gibi hakikatin bilgisini arayan Kindi metafiziğin asıl ve esas konusunu Tanrı olarak belirler.

En parlak dönemini yaşayan Abbasi Hilafeti döneminde yaşayan el-Kindi, kendisinden sonra gelen ilim ve felsefe yolcularına oldukça geniş bir külliyat bıraktı. Arapça dışında bilhassa Avrupa’da konuşulan pek dile çevrilen eserleri onun kıtada tanınmasını ve ondan istifade edilmesini sağlamıştır. Kindi’yi tanıdıktan sonra batılı ilim adamları “İslam Felsefesi” ve İslam’a merak salmışlardır.

İslam coğrafyasında gereken ilgiyi görmeyen Müslüman bilgeler batıda büyük rağbet görmüşlerdir. Müslüman bilgelere olan bu bigânelik asırlarca devam etmiştir. Kindi de rağbet görmeyen bilgelerin başında gelmektedir lakin Batı’da kimi otoritelerin Kindi’yi gelmiş geçmiş on seçkin alim arasında gösteriyordu. Haksız sayılmazlar; yapılan tespitlerde Kindi’nin 32 eseri Latince, İbranice, Almanca, İngilizce İtalyanca, Fransızca gibi dillere çevrilmiştir.