İlk Başkan er-Reisü’l-Evvel
İdeal devlet, erdemli bir başkanın yönetiminde olan devlettir. Yönetici, en yüksek fazilet ve en yüksek iyinin kendisinde gerçekleşmiş olduğu kimsedir. Bu da erdemli şehrin yöneticisi, er-reisü’l-evvel, yani ilk başkandır.
Siyaset filozofu Fârâbi, mutlu ve erdemli bir devletin yönetiminin amacının, halkına iyi davranışları kazandırmak, iyi insan ve iyi toplum olmaları için uğraşmak olduğunu bildirir.
Başkanların İlimleri: Matematik ve Astronomi
Fârâbî, ilk başkanın hikmeti (bilgelik) bilmesinin gerekliliğini şart koşar. Bilgelik, iyilik ve faziletlerin yayılmasını sağlar. Filozoflar, devlet başkanlarına, matematik ve astronomi öğrenmelerini tavsiye ederler. Onlara göre matematik evrendeki düzeni, astronomi de gök cisimleri arasındaki gaye ve nizamı öğretir. Bunun sonucunda başkan, yeryüzünde yönettiği devlette de aynı düzen ve intizamı sağlamaya çalışır.
Yönetici, şehirde/devlette kötülüklerin son bulması ve iyiliklerin ortaya çıkması için çalışır. Bunun hayata geçirilmesi, şehrin yöneticisinin görevidir.
Kurumları uyumlu hareket eden erdemli şehrin yöneticisi, ahlak ve fiillerde orta yolu gözeten kimsedir. Aşırılıklardan uzak orta yol, yani erdem, hikmetle beraber şehri ihya eder. Aksi takdirde şehir helak olur, yıkılır.
Erdemli şehrin yöneticileri, farklı zamanlarda farklı mekânlarda olsalar da tek bir ruh ve tek bir hükümdar gibidir. Dolayısıyla yönetici, sıradan birisi olmaz. Yöneticilik için fıtrat ve gayret zorunludur. Reis, yaratılış ve tabiatı bakımından yöneticiliğe elverişli ve kabiliyetli olmalıdır. Bununla birlikte başkan, yöneticilikle ilgili iradî meleke, yetenek ve kabiliyeti de elde etmelidir.
Sanatlar Sanatı: Yöneticilik
Yöneticilik, sıradan bir sanat değildir. Sanatların çoğunluğu, Fârâbî’nin dediği gibi, hizmet etmeye yöneliktir. Ancak yöneticilik sanatı, sanatlar sanatı hikmetle gerçekleşir.
Erdemli şehrin başkanı, başkasının emir almayan kişidir. Kendisine emredilen veya başkasından emir alan kişi yönetilendir, başkan olamaz.
Hekimlerin görevi, bedenleri en yüksek seviyelere/derecelere yükseltmek ise, erdemli ilk reisin vazifesi de, halkını gerçek ahlâkî erdemlerle donanımlı bir hale getirmektir.
İnsanları idare etme sanatı olan yöneticilik için, yeterlilik, yetkinlik, kabiliyet, maharet ve diğer fıtrî özellikler bir zorunluluk ve gerekliliktir.
Başkanın Özellikleri
Şu halde sanatların sanatı ile, yani hikmetle idare edilen erdemli şehrin yöneticisi için Fârâbî, reiste çocukluktan itibaren şu on iki özelliğin bulunması gerektiğini savunur:
Organları bakımından tam ve eksiksiz olmalı ve bu organların kendisine ait fiillerini gerçekleştirmeye kabiliyetli olmalıdır.
Söylenilen her şeyi iyi anlama ve idrak etme yeteneğine sahip olmalıdır.
İyi bir hafıza gücüne malik olmalıdır.
Zeki ve akıllı olmalıdır.
Maksadını ve meramını anlatacak güzel bir konuşma ve hitabet özelliği taşımalıdır.
Bilgi edinmeyi ve öğrenmeyi sevmelidir.
Doğruluğu ve doğru insanları sevmeli, yalandan uzak durmalıdır.
İhtiras (şehvet) ve arzularının esiri olmamalıdır.
Yüksek ve yüce ruhlu olmalıdır.
En değerli taşlar ve mücevherler, onun yanında değersiz kalmalıdır.
Haksızlık ve zulüm yapmamalı; âdil olmalıdır.
Azimli ve kararlı olmalı, korku ve zafiyet göstermeyerek cesur davranmalıdır.
Bununla birlikte, erdemli şehrin yöneticisi olacak kimsede, büyüdükten sonra da şu altı vasfın bulunması gereklidir:
Hakîm (Filozof) olmalıdır.
İlk yöneticilerin şehir için yaptıkları kanunları, kuralları, usulleri bilmeli ve bütün fiillerinde bunları uygulamalıdır.
Kanunlar koymada, eskilerin yolundan gitmekle birlikte, yeni yasalar çıkarma hususunda üstün olmalıdır.
Yeni çıkan olaylar, meseleler ve problemlere akıl yürütme gücüyle ve üstün bir pratik akılla çözümler bulmalı, kanunlar yapmalıdır.
Yeni kanunlar hakkında halkı bilgilendirmelidir. Savaş sanatını gerçekleştirecek kadar sağlam bir bedene sahip olmalıdır.
En Yüksek Mutluluğu Gerçekleştiren Başkan
Fârâbî nezdinde ilk başkan, cahil ve eksik (mükemmel olmayan) devletin başına geçtiğinde, o ülke erdemli hale dönüşür. Ancak erdemli bir devletin yönetimine cahil bir başkan geçtiğinde ise, o devlet cahil ve eksik şehir haline gelir.
Erdemli başkan ve erdemli şehir, mutluluğu gerçekleştirir. Bu dünyadaki en yüksek mutluluk geçici, sınırlı ve sonludur.
Fârâbî’nin siyasetinde ulaşılmak istenen en yüksek mutluluk ise, bu hayatta değil, görünmeyen âlemdeki sonsuz, sınırsız ve kesintisiz mutluluktur.
Sonuç olarak gerçek yönetici, büyük bir bilgi ve fikrî güce, yüksek ahlâkî değer ve sanata sahip olandır.
Erdemli şehrin yönetimi zaman, mekân ve şartlara uygun olarak değişim ve dönüşüme açıktır.
Erdemli şehirlerin/devletlerin teşekkülü erdemli başkanlarla mümkündür.