İlimsiz bilim olmaz
Ülkemizde güzel şeyler olmuyor değil. Her ne kadar malum zihniyetin yayın organlarında saçma sapan mesnetsiz yaftalamalar yapılsa da çok şükür itibar edeni olmadı.
Geçtiğimiz hafta içerisinde uluslararası yaratılış
kongresinin dördüncüsü Kütahya Dumlupınar Üniversitesinin ev sahipliğinde
yapıldı. Yerli ve yabancı bilim insanları bir kez daha bilim kılıflı darvinizm
dinini ve onun sapık hezeyanlarını yaratılış gerçekliğinin ilmi delilleri ile
çürüterek bu rezalete artık bir son verilmesinin zamanının geldiğini tüm
açıklığı ve delilleri ile gösterdiler.
geçen sene Iğdır üniversitesinin ev sahipliğinde düzenlenen
uluslararası üçüncü yaratılış kongresinde bendeniz de bir bildiri ile
katılmıştım. Bildirimin özeti şöyle idi.
"İkinci beyinden sonra bugün de üçüncü gözden
bahsedeceğim. Üçüncü göz dediğimiz ve beynimizin orta arkasında bulunan pineal
bez ile ilgili yeni bilgilerden birçok insanın haberi dahi yok. Çam kozalağına
benzeyen bu bezin boyutu günümüzde küçüle küçüle mercimek tanesine kadar
ufalmıştır. Bu kadar küçük olmasına rağmen şimdi anlatacaklarım ile küçük
diller yutulabilir. Bu organımızın bu kadar küçük olduğuna bakmayın üç tane
hayati önemi olan hormon salgılayarak bütün doku ve organlarımızın sağlıklı
çalışmasına vesile oluyor. Bunlar DMT, melatonin ve seratonindir.
Son iki hormonu birçok insan detaylı olmasa da ismen
duymuştur.
Melatonin ile uyku sağlığının korunduğunu, seratonin ile
de mutluluğunun korunduğunu bilir.
Dimetiltriptin veya kısa adı ile DMT ise henüz bilineni
bilinmeyenlerine göre az olmasına rağmen gizemi yüzünden bilim insanlarının
dikkatini çekmeye devam ediyor.
DMT enerji bedenimizin hormonudur. Ruhumuzun molekülü
olarak da anılır. Her üç hormonun sağlıklı üretilmesinde ortam ışığının azlığı,
uyku sağlığının normal olması ve az yeme, az konuşma ve en önemlisi de florlu
diş macunlarının kullanılmasına son verilmesi önemli rol oynuyor.
Doğum ve ölüm sırasında DMT salınımının artmasındaki sır
perdesi hâlâ aralanmış değil. Bebeklik döneminde epifiz bezi fasulye
büyüklüğünde iken özellikle florlu diş macunu kullanımına ve hatalı yaşam
tarzına bağlı olarak bu bez kuruyup adeta kireçlenerek mercimek tanesine kadar
küçülmesi günümüz insanının mutluluk ve refah arayışında çaresizliğinin bir
sebebi olabilir.
Mutsuz, umutsuz ve hafızası dağılmış konsantre olamayan,
odaklanamayan insanların çoğalmasının sebepleri arasında da bu bez tarafından
üretilen hormonların dengesinin bozulması yatabilir.
Çare ve çözüm için ilaç endüstrisinin çabaları nafile
olmaktan öteye geçememektedir. Endüstriyel ürünler her ne kadar iyi niyetle üretilse
de bünyemiz tarafında reddedilmeleri ve birçok olumsuz reaksiyonlara sebep
olmaları mümkün.
Manevi dinamikleri zayıflamış, diğerkâmlıktan yoksun
insanlar içine düştükleri çaresizlik illetinden kurtulmak için ilk yapması
gereken şeyin kendisi ile barışması gerekliliğini öneriyorum."
Makalemin özetini sizlerle bir kez daha paylaşıyorum.
Son 20 yıl içerisinde ülke olarak bir sürü badireler
atlattık. Çok şükür bu günlere geldik. Cumhurbaşkanımız bizzat açıkladı. Eğitim
ve öğretimde çok gerilerde kaldık, reform şart diyerek pandoranın kutusunu
açtı. Gerisini akademisyenler, ilgili kurumlar ve kişiler getirsin artık.
Darwin'in saçmalıkları ile artık genç ve körpe beyinler
kirletilmesin. Her şey doğa ve tabiat denen ucube kavramların çıkmaz
sokaklarında aranmasın. Fıtrat ve Yaratıcı kavramları literatürümüze ve
müfredatlara ivedilikle girdirilerek bu tiyatroya bir son verilsin.
Bilim ve teknoloji, akıl almaz bir hızla yol almasına rağmen
bugün herhangi bir canlının tek bir hücresini tamamıyla anlamış değil.
Tıbbi gelişmeleri günü gününe takip eden bir hekim olarak
endüstrinin tıbba kazandırdıkları kadar kaybettirdiklerini de görüyor ve
içimizde hücrelerimizde bulunan eczanelerin ürettiği doğal ilaçların daha
sağlıklı şifa sebebi olduğuna bizzat şahit oluyorum.
Makro ve mikro kozmosu Allah yarattı. İnsan aklını denizdeki
bir kum tanesi kadar yaratan da Allah.
Kum tanesi akılla had aşacak işlere burnumuzu sokarak rezil
rüsvay olmak yerine aklımızın rehberliğinde zekâmızı terbiye edecek bir yaşam
tarzını tercih etmek daha doğru olur kanaatindetim.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.